- 19.07.2012 00:00
Soru: Sevgili Sivilay Abla. Köprü onarımı nedeniyle sıkışan trafiğe çözüm olsun diye Başbakan köprü geçişlerinin geçen salı gününden itibaren bedava olacağını açıkladı. Pazartesi gecesi 23:40 itibariyle saatin 00:00 olmasını bekleyenler uzun kuyruklar oluşturmuşlar. Dört liralık köprü geçiş ücretinden yırtmak için yirmi dakika bekleyen kırk bin liralık Ford Focus marka otomobil sürücüsünün haleti ruhiyesini uzmanı olduğunuz ana bilim dalı çerçevesinde değerlendirebilirseniz çok memnun olurum. Saygılarımla Tufan Koşaner.
Cevap: Sevgili Tufan. Köprüden bedava geçmek için kuyruk oluşturmak, bedava pet şişe su dağıtan kamyonun etrafında sekiz kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan izdihamlar oluşturmak; fakirlikten, ihtiyaçtan ya da beleş düşkünlüğünden değil başarı tanımımızdan kaynaklanmakta.
Şöyle açıklayayım. Bir hayırsever mahalleye kamyonu dayadı ve 300 cc’lik suları bedava dağıtmaya başladı. Yirmi saniye içinde oluşan izdihamı yarıp on iki şişe su almayı başardın diyelim. Komşunun oğlu Murat ise daha cevval çıkmış ve yirmi altı şişe su almayı başarmış olsun. Normal şartlarda sen on iki şişe suyu bedavaya getirmiş oluyorsun. Ancak bize özgü başarı hesabına göre 24-12=14 şişe su zarardasın. Komşu evde fazladan on dört şişe su içilecek olması, senin hiç yoktan on iki şişe suya sahip olmanın faydasını ortadan kaldırmakta hatta zarar hanesine yazılmaktadır.
Lisede matematik yazılısında kuzeninden daha yüksek olarak alınan altı, herkesle birlikte alınan dokuzdan daha makbuldür. Hâlbuki dokuz alan ile altı alanın bilgisi arasında uçurum var. Varsın olsun. Bizde başarı böyle tanımlanır.
Beyaz ve tatlı kadın
Soru: Sevgili Sivilay Abla. Yaz geldi ama benim gibi asgari ücretle tekstil atölyesinde çalışan muhafazakâr bir aile kızı için tatil yapmak bir hayal. Plajlar, havuz kenarları bronzlaşmış insanlarla doluyken, benim yaşıtlarım sahil şeritlerinde kraliçeler gibi tatil yaparken bembeyaz tombul bir vücutla başbaşa kalan ben kendimi kötü hissediyorum. Polyanacılık olsa bile kendimi iyi hissettirecek önerilerinize ihtiyacım var. Şimdiden çok sağolun. Gülay Yüksektepe.
Cevap: Sevgili Gülay kızım. Kleopatra’nın Ege sahilinde kum banyosu yaptığına dair rivayetleri saymazsak hiçbir kraliçe bronz bir tene sahip olmak için güneşin altında sabahtan akşama kadar mal mal yatmamıştır. Aksine güneşten kaçmıştır.
Hürrem Sultan mezarından kalkıp gelse ve Caddebostan plajını görse, Kırım’dan yola çıkmış bir köle gemisinin İstanbul açıklarında battığını ve boğulan kölelerin karaya vurduğunu düşünüp “noy ne noy ne” şarkısını dertli dertli söylerdi. Hazreti Havva annemizden bikininin icat edildiği 1946 yılına kadar beyaz tenli ve hafif toplu olmak güzellik ve zenginlik göstergesiydi. Yanık tenli sıskalar en acınası hayata sahip kadınlardı. Son altmış yıldır bu tanım tersine döndü. Senin güzelliğin Havva’dan 1946’ya kadar olan çok uzun bir dönemde geçerli. Özendiğin kadınlarınki ise sadece son altmış yılda.
Şimdi kim daha güzel sen söyle?
Zencefilli limonata eylemi
Soru: Sevgili Sivilay Abla. Ben günah olduğu için alkol kullanmıyorum. Eyüp ilçesinde bulunan Bilgi Üniversitesi’nde bira festivali yapılmasının engellenmesini de doğru bulmuyorum. Sizce siyasal rehabilitasyona ihtiyacım var mıdır? Yardımınızı rica ediyorum. Rümeysa Doruk.
Cevap: Sevgili Rümeysa. Rehabilitasyona ihtiyacın yok. Her ikisi birlikte olabilir. Öncelikle şundan emin olmalıyız, akacak alkol şişede durmaz. IV. Murat yasaklayamamış. İran’da ölüm cezası var. En lezzetli şaraplar ve viskiler evlerde yapılıyor. Yani Eyüp’te üç beş atarlı gencin höt zötü atmosferde bir toz zerresi kadar etkilidir. Eyüp’te içki içirmemeye kararlılarsa keşke Eyüp Mezarlığı’ndan işe başlasalardı. Belki o zaman dünyanın en iyi insanı bir sarhoş tarafından güpegündüz mezarlığın ortasında bıçaklanıp öldürülmezdi.
Devletin içki satma ruhsatı verdiği bir mekânda, devlete vergi ödeyen bir şirketin adını taşıyan etkinlikte, devletin seçmen olacak kadar reşit gördüğü insanların içki içmesini engellemek bizzat Başbakan Erdoğan’ın otoritesine bir başkaldırıdır. Devlet dediğin karizmasını kurtarmak için o birayı orada içirmek için vargücünü ortaya koymalıydı. Bence şehrin ortasında yasaları uygulayamayan otoritenin karizması yerle bir olmuş durumda.
Ha eylem yapmak yanlış mı? Kesinlikle değil. Zaten alkolle değil obeziteyle bile mücadeleyi devlet yapmaz, dileyen sivil toplum yapar.
Peki iyi bir eylem nasıl olurdu?
Festival alanının girişine stantlar kurulur. Festivale gelen gençlere; üzerinde içki karşıtı argümanların yazılı olduğu bardaklarda buzlu tarçınlı elma suları, zencefilli limonatalar dağıtılır. “Bunların tadı biradan daha güzel hem cilde de iyi geliyor” denir. Uzun vadede amaca daha çok hizmet edilmiş olunur.
sivilayabla@gmail.com
Yorum Yap