Soru: Sevgili Sivilay Abla; Hıncal Uluç, Fenerbahçe maçından sonra olay çıkaranlara 300 – 500 hayvan demiş. Nedir bu hayvanların bizim milletin dilinden çektiği. Hangi hayvan araba devirir? Hangi hayvan yangın çıkarır? Sorunun kaynağına inip bize çözüm önerileri sunarsanız Hayvan Partisi olarak size minnet duyarız. (Hayvan Partisi MKYK Üyeleri)

Cevap: Sevgili Hayvan Partisi yöneticileri; sorun çok derinlerde. Hayvan düşmanlığı bebeklikte bilinçaltımıza kazınıyor.

Ülkemizin en meşhur ninnisini hatırlayalım.

Dandini dandini dastana

Danalar girmiş bostana

KOV bostancı danayı

YEMESİN lahanayı

 
Bir bebek yaklaşık dört bin beş yüz defa bu ninniyi dinliyor. Ninni olabilecek o kadar konu varken, karnı acıkmış inek yavrusu sevimli bir dananın iki lahana yemesi mesele oluyor. Üstüne, bir insanın bir hayvanla ilk ilişkisi kovmak, kışkışlamak olarak bebeğin zihnine kazınıyor. Bu ninninin acilen şu şekilde değişmesi lazım:

Dandini dandini dastana

Danalar girmiş bostana

SEV bostancı danayı

YİYİVERSİN lahanayı

Atatürk’e rağmen Atatürk için

Soru: Sevgili Sivilay Abla; 19 Mayıs bundan böyle stadyumlarda kutlanmayacak. Peki, bu gençlik Atatürk’ü nasıl öğrenecek. Soğuk suya atılan kurbağanın yavaş yavaş kaynatılması gibi Atatürk unutturulmuyor mu? (Zerrin Zile)

Cevap: Sevgili Zerrin; 19 Mayıs Atatürk’ü ve Anma ve Gençlik ve Spor ve Bayramı stadyumlarda kutlanmayacak diye üzülmemeli, aksine kurtuldu diye sevinmelisin.

Hikâyemiz 2003 yılında bir grup gencin “19 Mayısları Stadyumlardan Kurtaralım” bildirisi okumasıyla başlamıştı. Bunun telaffuz edilmesinin genç subayları rahatsız eden beş konudan biri olduğunu Mustafa Balbay’ın “Genç Subaylar Rahatsız” manşetinden öğrenmiştik.

Gel zaman git zaman bu çağrı her 19 Mayıs’ta tekrarlandı. Tekrarlayanların adı da Genç Siviller oldu. Neticede bir Milli Eğitim Bakanı stadyumda kutlama şeklini kaldırdı. Ortalıkta rahatsız olmaya cesaret edecek genç subay, onların rahatsızlığını tehdit gibi savuran gazeteci kalmamıştı ama rejimin geriye kalan tüm atlıları çoktan dörtnala direnişe geçmişti. “Cumhuriyet elden gidiyor” demeler, Danıştay’a dava açmalar, Danıştay’dan ânında yürütmeyi durdurma kararı almalar filan.

Neticede, 19 Mayıs stadyumda kutlanmayacak. Devletin bereketsiz eli törenlerin üzerinden kalktı. Sevdiklerini sarılarak boğan Elmayra devletimizin elinden Atatürk kurtarılmış oldu bir bakıma. Genç Siviller ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer bilmeden Atatürk’e nefes aldırdı. Hem de bunu Atatürk’e rağmen yaptı. Bu güne kadar halka rağmen halk için yapılanların bir teşekkürü olarak kabul edelim ve üzerinde durmayalım.

Peki, şimdi ne olacak? Kutlamalar kırk gün kırk gece sürecek. Latin dansı gösterileri bile var. Ak Partili ve CHP’li belediyeler tatlı bir rekabet içinde en güzel 19 Mayıs’ı kutlamak için çalışıyor.

En önemlisi hür teşebbüsün önü açıldı.

Sadece bağrış çağrışlarıyla tanıdığımız Türkiye’nin en asık suratlı gençlik oluşumu TGB, gayet ana akım hoplamalı zıplamalı bir şenlik tertip etmiş. Bir Amerikan dizisi uyarlaması Umutsuz Ev Kadınları’nın başrol oyuncusu Bennu Yıldırımlar, TGB’nin şenliğine insanları davet eden video mesaj yayınlamış. Trabzon’dan denize atlayan bir adam yüze yüze 19 Mayıs günü Samsun’a çıkacak.

Aslında tarih tekerrür ediyor. Sümerbank kapandıktan sonra ne olduysa o oluyor. Vitrinler coşuyor, tekstil sektörü büyüyor.

Devletçilik sadece tekstil sektörüne değil, Atatürk’e bile yaramıyor.  

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com