Soru: Sevgili Sivilay Abla; Suriye’de devletin insanları öldürmesine, Cuma cemaati üzerine ateş açmasına, şehirleri bombalamasına çok üzülüyorum. Ancak tüm bunlar bir emperyalist-Siyonist güçlerin oyunu değil mi? Türkiye hükümeti Esed rejimine bu kadar düşmanlık ederken bilerek ya da bilmeyerek emperyalistlerin oyununa gelmiş olmuyor mu? (Mahmut Cihat Topçu)

Cevap: Sevgili Mahmut; aşırı alkollü bir sürücü süratle bir otobüs durağına dalıyor ve durakta bekleyen yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk onlarca insanın her biri bir tarafa savruluyor. Ortalık kan revan. Sürücü aracıyla olay mahallini terk etmeye yelteniyor. Kimbilir başka insanların da başını yakacak gibi.

Sen de yolun karşısındasın ve bu olan bitene şahit oldun.

Peki, ilk olarak ne tepki verirsin? Önce kaçmak ve başkalarının da canını yakmak üzere olan sürücüyü durdurmak için el kol hareketleri yaparsın. Hatta bir taş bulup arkasından atarsın. Bu arada “Biri ambulans çağırsın” diye bağırırsın. Yaralıların yardımına koşarsın. Bir taraftan polisi arayıp trafikte ölüm saçan bir sürücü olduğunu haber verirsin.

Yoksa “Ben hep bunu bilir hep bunu söylerim azizim. İçki her türlü kötülüğün anasıdır. Suç sarhoş sarhoş direksiyon başına geçende değil ki; denetim yapmayan poliste. Okullarda trafik eğitimi vermeyen devlette. Çocuklarına sahip çıkmayan anne-babalarda. Her işin başı eğitim” gibi tesbit ve analizlere mi girersin?

Farz edelim Suriye’de olup bitenler emperyalistlerin bir oyunu. İsrail devletinin selameti için Suriye’yi karıştırıyorlar. Emperyalistler, aslında hayatlarından memnun olması gereken binlerce Suriyeliyi bir şekilde harekete geçirdi. Halepliler, Hamalılar üzerlerine ateş eden askerlere karşı yürüyüş yapacak kadar bu emperyalist oyununa kendilerini kaptırmışlar. Diyelim ki sen haklısın. Yine de bir kaç yüzyıldır anlamlandıra anlamlandıra bitiremediğimiz emperyalizm tartışmasına mı devam edeceğiz?

Bulacağın cevap binlerce insanın hayatını kurtarabilir. Üst paragraflardan kopya çekebilirsin.

Örgütlü suç

Soru: Sevgili Sivilay Abla; örgütlü suçlardan yakalanan insanların bazılarının işlediği söylenen suçların beş katını ben her gün işliyorum. Benim tek başıma yaptığım fiil neden örgüt içinde yapılınca suç oluyor? (Rumuz: DAM)

Cevap: Sevgili evladım; şimdi söyleyeceklerimi mevcut devam eden herhangi bir örgüt davasından bağımsız olarak düşün.

Adamın biri gece baltayla başka bir adamın kafasını yarıyor. Gül Ağa’nın dediği gibi pekmezini akıtıyor.

Şimdi bu adamı yargılayalım. Adamın gözlerine sorduğumuzda, sadece baktığını ve gördüğünü söyleyecektir. Belki de hâkimin gözleri görme fiilini işlerken adamın iki gözünden daha fazla ölüme şahit olmuştur. Sıra kalbe gelse, koşan ve heyecanlanan bedene normalden daha fazla kan pompaladığını itiraf eder, ancak yaptığı iş kan pompalamaktır sonuçta. Belki de aynı sıralarda sen, on kilometre koşusundaydın ve kalbin adamın kalbinden kat kat daha fazla kan pompalama fiili işliyordu. Ayaklar “bizimle hiç alakası yok, biz nasıl balta tutalım” diyecektir. Kulaklar da benzer cevaplar verecektir. Beyin “ben sadece düşünürüm. Üzerimde ne maktule ait bir kan bulabilirsiniz ne de parmak izi” diye çıkışacaktır.

Baltayı tutan eller ve kolların diyecek bir şeyi yoktur. Gerçekten de baltayı eller tutmuş kollar havaya kaldırmış ve diğer adamın kafasına indirmiştir. Tutma ve kaldırma fiilleri sonucunda bir insan ölmüştür.

Suçlu bulunmuştur, ancak beden tam bir örgüt olduğu için tümü hüküm giymektedir.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com