- 10.01.2013 00:00
Soru: Sevgili Sivilay Abla; çevrecilerin vaveylalarıyla dalga geçmen ilk başlarda benim de hoşuma gidiyordu ama bu sefer durum gerçekten vahim. İşin ucu başka yerlere dokunda vallahi. Küresel ısınma sperm üretimini azaltıyormuş. Taş devri erkeğine göre yüzde 75 daha az sperm üretebiliyormuşuz. Milliyet’te okudum. Bir erkeğin vücudu 36 derece malum. Sperm üretimi için daha soğuk bir ortam gerekiyormuş. Hatta bu yüzden üretim yapan organ vücudumuzun dışında konumlanmış. Eee küresel ısınma ile hava sıcaklığı birkaç derece artınca üretim olayı yatıyormuş anlayacağın. Bunları bir profesör söylüyor. Sadece doktor titrinle bakalım bu sefer de dalga geçebilecek misin? (Demir Gürpınar)
Cevap: Sevgili Demir; dünyanın her yerinde insanların vücut sıcaklığı 36 derece. Kutuplarda da Arabistan çöllerinde de. Ocak ayında Norveç 10 derece olurken Kuveyt 40 derece oluyor. Kuveyt Emiri’nin kaç kadını birden idare ettiğine hiç girmeyelim. Norveç’in de kedine göre canlı bir cinsel hayatı vardır muhakkak. Aralarında 50 derecelik ısı farkı olan iki memleketin erkekleri taş devrinden bu yana ürüyor çok şükür. 1,5 - 2 derecelik küresel ısınma, binlerce yılı aşmış ve bugüne gelmiş erkek milletini nasıl olur da kulak memesi kıvamına getirecekmiş ben anlamıyorum. Belki de sadece doktor olduğum için anlamıyorumdur kimbilir.
Ama bunun olacağı belliydi. Çevrecilerin “gece tırnak kesmek günahtır” mantık silsilesinin modern zaman versiyonu korkutmalarının “aga nigi, naga nigi” seviyesine kadar geri çekileceğini doğrusu bekliyordum.
Buzullar eriyecek dediler. Oh oh erisin denizin tuzu seyrelsin, daha rahat yüzeriz dedik.
Sular yükselecek dediler. Ee yaşasın şehirlerimiz Venedik gibi olacak, diye sevindik.
Baktılar olmuyor yumuşak karından vurdular: Seks.
Seks bu, başka şeye benzemez. Depolarda kalmış fındığı da sattırır, Bulgaristan’dan gelen bir telefonla hiç tanımadığın birine para da gönderttirir, bu vakada olduğu gibi futbolsever Türk erkeğinden bir Greenpeace aktivisti yaratabilir.
Sevgili Demir. Dar kot pantolon giymek; değil küresel ısınmadan, nükleer santral patlamasından bile daha fazla sperm üretimini etkiliyordur.
Ayrıca sen olayı akışına bırak, piyasaya güven. O profesörün dediğinde susam tanesi kadar doğruluk payı varsa, pek yakında televizyonlarda bal satışlarının yerini soğutuculu, termoslu don satışları alır.
Ya bir de bu kadar nimet, bolluk, rahatlık içindeyken, şu taş devrinin insanını tamah etmekten bi vazgeçin artık kardeşim. Aman efendim taş devrinde domates şöyle güzeldi. Ah o eski zamanların hıyarının kokusu bir kilometreden duyulurdu. Şimdi de taş devrinin seks hayatı.
Karanlık bir mağarada, bir ateşin başında, sazdan samandan yataklarda, leş gibi kokan hayvan derisinden kıyafetlerle yaşadıkları cinselliğin müsaade edin de bir tanecik kalemi; kaloriferli evlerde, kırmızı gece lambalı odalarda, ergonomik, hijyenik yataklarda, tiril tiril iç çamaşırıyla yaşanandan üstün olsun. Allah’ın adaleti diye bir şey var herhalde.
Tarihçi vs. Mümin
Tarihçi Ayşe Hür geçen gün şöyle bir tweet atmış:
Araştırdım ve ortada orijinal Kuran'ın olmadığını ortaya çıkardım. Aksini ispat edebilen oldu mu? Hayır. Gerisi laf-ı güzaf.
Söz yazarı, besteci Şehrazat ise ona şöyle bir cevap vermiş:
Siz bu kadar araştırabilirsiniz ancak! Kuran size kendini ispat etme gibi bir gaflete düşmez! Nasibsizseniz kaderinize küsün:(
Akademik unvanlı bir tarihçi olarak iman meselesine dalarsan sıradan bir müminden böyle okkalı bir cevap alırsın.
***
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil
Hastalıkları Mütehassısı
sivilayabla@gmail.com
Yorum Yap