Masayı döven, dizini döver

  • 1.11.2012 00:00

 Soru: Sevgili Sivilay Abla; geçen gün trafikte arkamdaki araç benim arabama çarptı. Sürücü telefonla konuşuyordu. Üstelik bir de suçu bana atmaya, üste çıkmaya kalkıştı. Sadece trafikte değil, okulda, işyerinde, apartmanda kimse kimsenin hakkını saygı duymuyor. Hukuk bilincimiz çok zayıf. Herkes her tartışmada haklı olduğuna inanıyor. Ruh ve sivil hastalıkları uzmanı olarak bu durumu nasıl açıklarsınız? (Rümeysa Topuz)


Cevap:
 Sevgili Rümeysa; biz ruh ve sivil hastalıkları doktorları sorunların kaynağını çocuklukta ararız. Herkesin malumu hastalarımızın kapitoneli rahat kanepeye uzanmalarını ister, “çocukluğunuza inelim” deriz.

Hukuk bilincimizin olmamasının, her tartışmada kendimizi haklı bulmamızın köklerini de çocukluğumuzda aramalıyız.

Bir bebek kafasını masaya çarptığında anne-baba ne yapar? Canının yanmasıyla çığlığı koparan çocuğu kucağına alıp masayı döver. “Al sana, al sana kötü masa” der. Sonra da çocuğuna dönüp “Bak masayı dövdüm kızım. Hadi ağlama artık” der.

Kardeşim, masa senin koyduğun yerde hareketsiz durmaktadır. Çocuğun gelip masaya çarpmıştır. Kazada sekiz de sekiz çocuk kusurludur. Olsa olsa o masayı ortada bıraktığın ve sivri uçlarını yumuşak bir malzemeyle kaplamadığın için iki üç puanlık kusur da sana yazılabilir. Ancak tamamen suçsuz olduğu hâlde tek suçlu ilan edilip ânında cezalandırılan masa olur. Yargılama peşin peşin yapılır. Ceza da ânında infaz edilir.

Bu çocuğun hikâyesinden tabii hukuk, adalet çıkmaz. Hatalarından ders çıkarmaz. Kendisinin de hatalı olabileceğine bir an için bile olsun ihtimal vermez. İntikam almadan, kendi elleriyle misliyle karşılık vermeden rahat edemez.

Cep telefonuyla konuşup arkadan çarptığı hâlde yine sana yüklenen adımın da çocukluğunda kesin bir masa dövme olayı vardır. Dua et sadece ağız dalaşı ile kaldığına. Kafa göz de dalabilirdi.


Atam Sağolsun


Soru:
 Sevgili Sivilay Abla; Yılmaz Özdil yedi kelimelik bir yazı yazarak meramını pekâlâ anlatabiliyor. Milyonlarca okuyucusu oluyor, yazıları binlerce kez sosyal medyada paylaşılıyor. Siz üç bin, dört bin vuruş yazıyorsunuz. Yine de mevzuu noktalayamıyorsunuz. Yazdığınızı biri iyi anlıyor diğeri anlamıyor belki. Nedir onda olan sizde olmayan şey? (Tarık Arı)


Cevap:
 Sevgili Tarık; DSİP her yıl kasım ayında Marksizm toplantıları düzenliyor. Marx’ın söylediklerinden şunu mu yoksa bunu mu kastettiği üzerinde tartışılıyor. Birçok ekol var. Sadece Marx değil, liberal, milliyetçi her türlü fikir insanının düşünceleri yoruma açık. Tek ve mutlak bir tanrının yazdığına inanılan kutsal kitaplar bile didik didik edilir. Kuran’ın bugüne kadar binlerce tefsirleri yapılmıştır. Ana metnin ve peygamberin sizlerindeki yoruma açık alandan Fıkıh ve Kelam gibi iki disiplin doğmuştur. Durum böyle iken Gülay Göktürk’ün ya da Hayrettin Karaman’ın bir meseleyi yedi kelimede anlatıp bitirmesini bekleyemeyiz.

Yılmaz Özdil ise Atatürkçü. Taha Akyol’un bir iki suni solunum denemesini saymazsak Atatürkçülük kaya gibi.

Bu dünya görüşü iki temel kurala dayanır:


1- Atatürk her zaman doğrudur ve haklıdır.


2- Atatürk’le ilgili ihtilafa düşüldüğünde birinci maddeye başvurulur.

Bu kadar net ve sağlam bir ideolojiden yedi kelimede derdini anlatabileceğin yazılar çıkar. Okuyucu tarafının da kafası çok nettir. Uzun yazılar itibar görmez. Virgülden çok “enter” tuşuna basılan yazılar sevilir.

Atatürk sayesinde, yazan mutlu, okuyan mutludur.

***

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums