Ben de bu filmden çıkmak istiyorum

  • 25.02.2012 00:00

Filmimiz başladı Sayın Seyirciler, bir cinayetle...

Bekir Bozdağ“Karanlığın üzerine bir karanlık perde gibi oldu” demiş Hrant Dink davası gerekçeli kararı için.

Çok üzülmüş kıyamam!

Okuyan da bir an boş bulunup, yahu hangi muhalefet partisindendi Bekir Bey diye arıza yapar valla.

Anlaşılan hükümetiyle, yargısıyla dalga geçmeye devam ediyor sistem.

Arkadaki örgütü bulamadığı için büyük abiyi bile beraat ettiren mahkeme gerekçeli kararını açıklıyor ve “örgüt var hem de en büyüğünden ama biz bulamıyoruz, görenlerin insaniyet namına haber vermesi rica olunur” diyor.

Doğru söze ne denir, göz alabildiğine örgüt memleket zaten...

Başbakan Yardımcısı, yargı kararından dolayı acayip üzgün.

Doğru tabii, dönemin İstanbul Valisi’ni ben milletvekili yaptım, zamanın İstanbul Emniyet Müdürü’nükarım Vali olarak atadı, Hrant Dink’e gözdağı veren iki MİT üyesinin soruşturulmasına annem izin vermedi, Ramazan Ayürek’in Teftiş Kurulu Başkanı olmasına bir dost sofrasında çakırkeyif kafayla bizkarar verdik, cinayetin işleneceğini bile bile önlemeyen kamu görevlilerinin soruşturulmaları sokağa dökülen Hrant’ın arkadaşlarının direnişiyle engellendi!


Filmimiz sürüyor Sayın Seyirciler, sırada bir mahkeme sahnesi var.

Cemil Çiçek “Özel yetkide ölçü kaçtı” demiş.

Ona da kıyamam!.

Hangi hükümetin Adalet Bakanı’ydı kendisi senelerce, çıkaramadım. Özel Yetkili Mahkemelerin kurulmasına kim karar vermişti?


Açıklıyorum
: Kadim dostum Vatoz yaptı hepsini. 2004 senesinin soğuk bir kış gecesi kanepesine uzanmış haberleri izlerken baktı ki Türkiye DGM’ler yüzünden AİHM’de paso tazminata mahkûm ediliyor, şöyle buyurdu: “Derhal 5190 sayılı Kanun’la DGM’ler kaldırılsın ve Özel Yetkili Mahkemeler kurulsun!”

Özel Yetkili Mahkemelerin alanına giren bir soruşturmada adınız geçiyorsa bir sabah polis kapınızı çalar, klasörlerce telefon konuşmasından oluşan dosyayı doğru dürüst inceleyemeyen savcı ve hâkim polisin yönlendirmesiyle sizi tutuklar, altı ayda savcı iddianameyi hazırlar, mahkeme de dört beş aya duruşma günü verir...

Ve böylece kafadan bir sene yatarsınız içeride.

İşte bütün bu veballer dışarıdan Adalet Bakanlığı yapan Vatoz’un boynunadır!

Peki, memlekette bütün bunlar olurken ana muhalefet ne yapmaktadır?


Filmimizin komedi kısmına geldik sanırım Sayın Seyirciler.

Bütün bunlar olurken CHP çift sarılı kurultay derdindedir.

Onlara hiç kıyamam!

Üstelik daha önce kendi çıkardıkları tüzüğü antidemokratik diye değiştirmek isteyen Baykal- Sav muhalefeti kendi talep ettikleri kurultaya da katılmamayı planlarlar.

Peki, onun yerine ne yapacaklar?

CHP yönetimini Ata’ya şikâyet edecekler. “Ya Atam şunlara bir şey desene”, diyecek 75 yaşındaki adamlar herhalde.

Tabii bir de Anıtkabir Özel Defteri’ne şikâyetlerini yazacaklar.

CHP’lilere bir kıyak yapayım: Atatürk o deftere yazılanları okumuyor!

Daha önce subay eşleri Balyoz’u, Danıştay üyeleri atamaları, rektörler YÖK’ü, ziraat mühendisleri AKP’yi, astsubaylar maaşlarını, Fenerbahçeliler şike davasını şikâyet ettiler. Ancak hiçbir işe yaramadı. Ama siz iç hukuk yollarını tüketmek kıvamında bu şikâyette ısrar edecekseniz bilemem.

O zaman Kılıçdaroğlu yönetimi de Anayasa Mahkemesi’ne götürür Ata’ya şikâyeti, görürsünüz...

CHP’liler kurultay yapmak dışında ne yapıyor peki?

Bir de eğitimdeki yeni model dolayısıyla “kızlar eve kapatılacak” diye bağırıyorlar.


Filmimiz bu noktada trajedi diyor Sayın Seyirciler
.

Çünkü tuhaf bir huyu var CHP’lilerin.

Olan çok ağır şeyleri bağırmıyorlar da, olmamış şeyleri olacak diye bağırıyorlar hep.

İrtica diye, şeriat gelecek diye bağırdılar senelerce, sonra takiye yapılıyor diye bağırdılar, son olarak kızlar eve kapatılacak, türban ilköğretime girecek diye bağırıyorlar.

Ama hiç darbe olacak diye, 30 senedir savaş var diye, çocuklarımız ölüyor diye, toprağın altından cesetler çıkıyor toplu mezarlar bulunuyor diye bağırmadılar, ihale yolsuzluklarıyla halk soyuluyor diye, eğitim sistemi berbat diye bağırmadılar...

Çünkü aslında CHP’liler de hepimiz gibi o eğitim sisteminin çarklarından geçmiş, beyinleri yıkanmış vaziyette.


Filmimizin artık sonuna geliyoruz Sayın Seyirciler.

Eve kapatılmayıp, eğitim sisteminin tadına bakmış bir kızımızı, popçu

Demet Akalın’ı görüyoruz.

Daha önce bir ton ödül almış, şimdi de Oscar’a bilmem kaç dalda aday olmuş The Artist filmini beğenmemiş ve onuncu dakikada dışarı çıkıp parasını geri istemiş.

Okuyunca keşke dedim, keşke bize izlettirilen şu filmden de ben çıkabilsem.


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums