Çeber’in ‘iyi halli’ işkencecileri için geri sayım

  • 20.02.2012 00:00

Memleketin gündemini benim diyen aksiyon filmine değişmem doğrusu.

Geçen hafta arkadaş marifetiyle sinemaya götürülüp John Le Carré’ın kitabından uyarlananKöstebek filmini izledim. Soğuk savaş, istihbarat servisleri, ajanlar, ayak oyunları ne ararsan var...

Ama sıkıldım yine de, “bizimkilerin” Ankara-İstanbul hattında çevirdiği filmin yanında acayip sönük kaldı. Eve dönüp hemen ekranın karşısına geçtim, kaldığım yerden izlemeye devam ettim.

Zaten bir şey kaçırmaya imkân yok, çıkan kısmın özeti her daim ekranda. Neticede boşuna dememişler“Televizyon gibisin kardeşim hep aynı şeyleri söylüyorsun” diye (Demişler miydi böyle bir şey?).

Düzenli olarak aşırı dozda gündem almanın da bir kafası var tabii.

Daha önce olan biteni unutuyorsun.


Neyse ki yüce Türk yargısı var...

Yargı bir karar verip, vicdanımızı bir kez daha zıplatıyor, biz de sayesine hafızamızın “yeniden başlat” tuşuna basıp unuttuklarımızı hatırlıyoruz.

20 şubat pazartesi günü (yani sizin için bugün oluyor) Engin Çeber davası yeniden başlıyor.

Hani dergi dağıtırken polis kurşunuyla 19 yaşında felçli kalan Ferhat Gerçek’i vuran polislerin tutuklanması için basın açıklaması yaparken gözaltına alınıp, önce Sarıyer Karakolu’nda sonra da Metris Cezaevi’nde işkence görüp hayatını kaybeden genç.

Hani böyle durumlarda yapması gereken özür dilemek değil istifa etmekken, dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin işkenceden dolayı özür dilediği için manşetlere koymalara doyamadığımız vaka.


Engin Çeber 
davasıyla ilgili yargıdan iki ayrı haber geldi son dönemde.

İlk karar “Engin Çeber yaşasaydı bile asla pembe panjurlu bahçeli bir evi olmayacaktı”minvalindeydi.

Ailesinin açtığı tazminat davasında, Yargıtay’ın kabul ettiği 1931 tarihli hesaplama metoduna göre öldüğünde 29 yaşındaydı, olsa olsa 60 yaşına kadar yaşardı, işsizdi, kıldı tüydü derken Çeber’e biçilen maddi değer 36 bin 270 lira olarak belirlendi.

Bu hususta bir şey söylemek istemiyorum çünkü yasaları ihlal etmeyen “serinkanlı” laflar etmem mümkün görünmüyor. Onun yerine bu acıdan sonra çocuklarını da alıp İngiltere’ye yerleşen Engin Çeber’in babası Ali Tekin’den vaziyeti özetleyen bir alıntı yapayım: “Ben ülkemi seviyorum, burada güneşe hasretiz. Türkiye’de hukuk ve adalet olduğuna inansam zaten burada yaşamam.”

Oğlu işkencede ölmüş bir baba olduğu için söylemiyor sadece bunları. Diğer iki oğluna da polis “Bunlar da terörist. Bunlar da dergi satıyor mu?” diye tacizde bulunduğu için, soyadını değiştirip “Tekin”yapmak zorunda kaldığı için ve son çare olarak kalan çocuklarını korumak amacıyla İngiltere’ye yerleştiği için söylüyor aynı zamanda.


Engin Çeber
 davası memleketin işkence gerçeğini belgelediği için özel bir örnek.

Toplam 60 sanık var ve bunlardan dokuzu yerel mahkemede çeşitli cezalara çarptırıldı. 51 sanık ise ya beraat etti, ya da cezaları ertelendi.

Ceza alanlardan dördü, Çeber’i “işkence neticesinde öldürdüklerine” karar verilen infaz koruma memurları. Mahkeme ne yaptı biliyor musunuz? Bu dört kişiye önce ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi, sonra duruşmalarda kravat takıp, konuşurken elleri önde durdukları için (“iyi hâl”), bu cezayı müebbet hapse çevirdi.

Bir insanı işkenceyle öldürenlere “iyi hâl indirimi” yapmak sanırım literatüre geçmeyi hak eder.

Devam edelim... Peki, sonra ne oldu?


Dosya, mahkemenin bu kararından itibaren tam yedi ay Yargıtay’a gönderilmedi 
(Neden diye sormayın, bilen yok!)


Yargıtay’ın önüne geldikten sonra da dokuz ayda karar çıktı. Bu dokuz ayda da Yargıtay davanın esasına girmeyip sadece bir usul hatasını saptadı ve kararı “usulden” bozdu
.


Yargıtay’ın bu bozma kararından da beş ay sonraya, 20 şubata yani bugüne duruşma günü verildi.

Bu süreleri vurgulamamın sebebi şu: Geçen tüm bu zaman içinde, sanıkların “zamanı aşmalarına”epey az kaldı.


Engin Çeber’in işkencede öldürülmesinin üzerinden üç sene dört ay geçti. Şimdi dava sil baştan başlayacak ve eğer bir sene altı ay içinde bitirilmezse sanıkların hepsi tahliye olacak.

Çünkü CMK’ya göre sanıklara atfedilen suçun en uzun tutukluluk süresi beş sene.

Böylece, mahkemenin Engin Çeber’i işkenceyle öldürdüklerine karar verdiği dört infaz koruma memuru da, işkence yaptıklarına karar verilen üç polis de, Çeber için “işkence görmemiştir” raporu veren cezaevi doktoru da elini kolunu sallayarak aramızda dolanacaklar.

Pardon! Memlekette işkence “münferit” olduğuna göre, artık münferit münferit dolanırlar aramızda!


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums