Parkta Sezai Karakoç okumak

  • 13.08.2013 00:00

 27 Temmuz Cumartesi günü öğleden sonra Üsküdar’da, Beşiktaş İskelesi karşısında yer alan Gezi Parkı’nda Asım Gültekin tarafından yönetilen “Hızırla Kırk Saat” okumalarına katıldım. Esnek bir katılımcı grup tarafından beş haftadır sürdürülüyordu toplantı ve her seferinde uzun şiirin bir bölümü okunuyordu. Şiirden parçalar kartonlara yazılı halde ipe dizilerek ağaçtan ağaca asılıyordu. Ben toplantı parkının her hafta değişmesini ve daha sık ağaç bulunan büyük bir parkta geleneksel anlatılarda olduğu gibi her bir kartonun bir ağaca asılmasını önerdim, ama grup haklı olarak sonuna kadar aynı parkta kalma konusunda kararlı. Süreklilik katılımı ve dikkati artırıyor. Grup parkın yol kenarına en yakın noktasında çimenlere oturarak sürdürüyor okumayı. Yoldan geçenler sorular soruyor, bazıları okuyucu halkasına dahil oluyor

Biz şehri inşa ederiz, şehir de bizi. Çoğu kez çevremiz elimizde olmayan bir değişimle yabancılaşıyor. ”Kaçak Yolcu” sitesi, “Bu toprakların şairleri ve yazarları olarak biz nerede hata yaptık?” diye soruyor. Ufuklar “milyonluk manzara”larla kapalı. Çevreye kitabı hatırlatmak çok sade ve etkili bir eylem.

Leyla Erbil vefat ettiğinde, sadık okurları şehrin çeşitli parklarındaki kanapelere kitaplarını bıraktılar.  Park ve kitap, modern kent tasavvurunun olmazsa olmaz unsurları. Toplu taşıma araçlarında, parklarda, bekleme salonlarında kitap okumaya eğitilmesi sürer “yurttaş”ın. Gelgelelim insanımız okumuyor, telefon ekranında Angry Birds oynamayı, facebook’a fotoğraf eklemeyi  yeğliyor. `Yurttaş` ise, Wallerstein’ın  deyişiyle, son derece değer atfedilen bir konumu gösteriyor, bu nedenle de kişinin başkalarıyla paylaşmayı pek de istemediği konumun bunalımlarıyla yüzleşiyor.

Park, şehir içinde tabiatı hatırlatan yapıntı yeşil alan, bir bakıma şehri değil “kent”i tamamlayan, fazlasıyla müdahale edilmiş orman. Bu plastik ormanı eleştirsek de ona ihtiyacımız var. Şehir içinde bulunan hatta şehri kuşatan orman alanları büyük projelerle yaralanıyor, dağılıyor, azalıyor. Buna karşılık park alanları hiç yeterli sayılmaz.   50. Yıl Ormanı Ramazan boyunca olduğu gibi tıklım tıklım değil.  Yılın diğer aylarında hemen her gün uğradığım ormanda kitap okuyucusuna nadiren rastlıyorum. Asım Gültekin ve grubu bu ormana da uğrar belki.

Kitap ile tabiatı buluşturmanın dilin zenginleşmesi ve toplumsal ortaklaşmanın güçlenmesine sunacağı katkıyı sıklıkla dile getiriyorum.  Hızırla Kırk Saat şiir okuma programı, parkın şehirli için neler ifade ettiği üzerine yeniden düşünmeme vesile oldu.

Çocukluğum elma bahçelerinde kitap okuyarak geçti. Kitap okumayı tabiatla, tabiatı sevmeyi de kitabın yardımıyla öğrendiğimi söyleyebilirim. Bu nedenle, yaşadığım şehirde azalan, yok olan her bahçe, her bostan, kültürel bir imha olarak da görünüyor bana. Misal, 30 yıldır betonlaşma tehlikesine karşı direnen Kuzguncuk Bostanı. Eski adı İlia’nın Bostanı olan, 700 yıllık geçmişe sahip ve 17 dönümlük bir alanı kapsayan bostan,  sit alanı olarak belirlendiği halde 1986’dan bu yana izinsiz inşa faaliyetlerinin hedefi durumunda. Engellenen projelerden biri, 1992’de Türkiye Organ ve Yanık Tedavisi Vakfı tarafından tasarlanan hastaneydi. İzinsiz okul inşaatına karşı Şehir Plancıları Odası’nın açtığı, semtlerini korumak isteyen insanların kurduğu Kuzguncuklular Derneği’nin ve Mimarlar Odası’nın da müdahil olduğu dava kazanıldı; idari mahkeme yürütmeyi durdurdu. 2011 yılında Vakıflar Müdürlüğü özel okul projesini imar Müdürlüğü’ne gönderdi. Yine bir hukuki başarı gerçekleşti ve 6. Koruma Kurulu projeye onay vermedi. Proje şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesindeki Tabiatı Koruma Komisyonu’nda ve tarihi bostan, hakkında çıkacak kararı bekliyor.

Bostan arazisi için hazırlanan projelerin eğitime yoğunlaşması, sit alanına dönük imar amacını meşru gösterebilir. Oysa eğitim sadece okulla gerçekleşmez. Açık alan, kadim bir bostan kendiliğinden bir okul, bir derslik. Öğrenciler oraya her zaman gelebilir. Şehir içinde sayısız okul var, bunlardan bazıları geniş bahçeler içinde kurulmuş. Ancak  uzun ömürlü bir bostan, korunması gereken nadide bir varlık haline geldi.

                                                 ***  *  ***

 

 Denetlenebilir, hatta taşınma iddiasıyla projeler tarafından göz ardı edilebilir ağaç kültürü karşısında (bahçe ve) bostan, “özgür” yeşili temsil ediyor, Deleuze ve Guattari’nin “Bin Yayla”sında. Rizom ya da köksap, çatallanabilen ve herhangi bir noktada yeni filiz verebilen bir bitkisel yapı. Düşünürler rizomu her şeyin merkezi bir gövdeden yayıldığı ağacımsı yapının karşıtı olarak kullanıyorlar. Ağacın gövdesi ve dalları doğrusal mantığı ve hiyerarşik düzen ağını, toprağın altındaki kısmı olarak rizom ise mümkünü ve otonomluğu temsil ediyor. “Göçebebilim” düşünürlerine göre ağacımsı yapı merkezi iktidar imgesi hatta bir merkezileşme modeli olarak görünür. Tabiat sevgisini –ormandan bağımsız- ağaç üzerinden ifade eden günümüz kent insanı açısından şaşırtıcı bir yorumdur bu. Modern kentte çimlerle birlikte tabiatı hatırlatan, kenti bir beton uygulaması olmaktan kurtaran ağaca yönelik bu bakış, Batı’nın ekilecek arazi açılması adına ormansızlaştırma kültürüne temelden bir eleştiriyle açıklık kazanır. Ormanların kesilmesiyle açılan araziler tarlalaştırılır, ağacımsı türleri temel alan yetiştiriciliğin ürettiği tohumlu bitkilerle doldurulur.  

Doğu (özellikle Okyanusya) ise orman ve tarla yerine yumru köklere dayalı bozkır ve bahçeyle (bazen de çöl ve vahayla) ilişki kuragelmiştir. Rizom (köksap) kaynaklı bitki örtüsü özgürlükçü toplum idealine yatkınlığı yansıtır Deleuze-Guattari yorumunda, buna karşılık ağacımsı türleri temel alan yetiştiricilik bir denetim ağını, katılığı, tabakalaştırmayı öne sürer. Batı rizomu ya da otu yitirmiştir, buna karşılık botanikten anatomiye, teoloji ve felsefeye kadar ağaç Batı gerçekliği ve düşüncesine hakimdir. Kaskatılık bedenleri de etkiler. “Batı’da ağaç kendisini bedenlerimizin içine dikmiştir” diye yazıyor Deleuze-Guattari, ağaçseverleri şaşırtacak bir suçlama diliyle. Bu dilde eleştiriye maruz kalan, tabiatın dengesini karıştıran müdahalenin plastik ağacıdır. *

Modern kent etrafındaki ormanları ehilleşme adına düzleştirirken park düzenlemeleriyle vahşi sayılanı denetim altında tutacak şekilde çerçeveye alıyor. Burada yardıma koşacak olan da bana kalırsa duadır, şiirdir, söyleşen insanların oluşturduğu halkalardır.

 

                                                   ***  *  ***

 

 Bakü ve Tahran yıllarında hemen her gün bir parkta gelip geçerken hiç olmazsa on beş dakika oyalanırdım. “Yaralı Kürşad”, “Parkta Bir Sabah Erkenden”, “Dünyanın Öteki Ucunda Annem” gibi öykülerim, “Komşu sıradaki kötülük” gibi denemelerim parklarda yazıldı. “Dört Mevsim Park” ismini taşıyan, Tahran yıllarında sürekli gittiğim Pervaz Parkı’na ilişkin  izlenimlerimden oluşan –henüz yayına hazırlamadığım- kitabımın temelleri de öğleden sonra sıcaklarında uğramadan edemediğim park gezintilerinde atıldı. Gezi Parkı’nın imara açılması konusundaki başlangıç hassasiyetlerini, parklarda geçirdiğim saatlerin hatırına da anlamaya çalıştım. Şehre sıkıştırılan insana kalabalık caddeler ve meydanlar unutulmaz bir şeyler söyler muhakkak ki teselli mahiyetinde, ancak bağların bahçelerin ve bostanların yerini tutmaya çalışan parklar kültürle tabiatı buluşturmanın güvenini ve umudunu yaşatırlar gelene geçene, buluşana tanışana.

Türkiye park toplantılarına alışmalı ve parklar bu toplanmalara imkân tanıyacak şekilde tasarlanmalı. Şehirleşmenin gelişerek sürmesi nitelikli  park alanlarına verilecek öneme de bağlı. Parklar, toprağın ve ağacın gerilim yükünü azalttığı toplu karşılaşma alanları. Emekliler, yaşlılar, düz duvara tırmanan küçük çocukları olan anneler ve hamile kadınlar, yolcular, evsizler için park olabildiğince müsait köşeler sunuyor. Çocuklar kuşları, böcekleri, ağaçları ve belki yaşlı insanları parklarda görüyor tanıyor. Bir şehrin yabancısı için parklar ve camiler sığınma alanlarıdır. Geniş park bir köşesine yapılacak küçük, şirin bir mescitle ziyaretçisine zaman kazandırabilir.

Gezi Parkı eylemleri  sıradan şehirlinin dikkatinin parklara çevrilmesinde bir rol oynadı.    “Park”, hele ki “Gezi Parkı” denildiğinde Taksim Gezi Parkı eylemlerinin hatırlandığı bir dönemde, Üsküdar Gezi Parkı’nda gerçekleştirilen Hızırla Kırk Saat toplantıları dikkatleri bir parkın kolaylıkla göz ardı edilemeyecek birikimlerine çevirmeye katkı sağlıyor.

”...öbürleri suçsuzdu/ çiçeğe yeni durmuşlardı/ suçlu bendim/ geç kalmıştım...” Gün, saat, yer aslında belirsiz ama kalabalıklara açık olmak gerek. “Hızır” caddeden geçen kalabalıklar arasında olabilir, caddeden geçen bir yolcu halkaya katılabilir. Üsküdar Gezi Parkı’nın caddeye yakın kenarında çimlere halka şeklinde oturduk ve Hızırla Kırk Saat mısralarını sırayla okumaya başladık. Biraz önce Asım Gültekin bir ağaca tırmandı ve şiir mısrası yazılı kartonun bağlı olduğu ipi ağaca bağladı. Taha’nın Kitabı’nın şiirlerinin yarısını ezbere bilen Mızrap Güleç, ayakta sürdürüyordu şiir okumayı. Yanıbaşımda şiir okuyan  Dilara Kara ve Nurefşan Tanrıver Eyüp’ten gelmişlerdi, Aysel Çolak da Üsküdar içinden. 1980’lerde, Ahmediye’de bir mimarlık bürosunda çalıştığım, öğle ve ikindi namazlarını bir aceleyle Kara Davut Paşa Camii’nde kılıp masa başına döndüğüm aylarda ancak hayal edebilirdim böyle bir buluşmayı: Başörtüsü kendi kamusunu kurmaya devam ediyor, şiir yapay cennet ortamını büyüsüyle kuşatıyor. Haberli gelen şiir dostu, yoldan geçenin şaşkınlığına tercüman oluyor.

 İskele Meydanı’nda kaybolmuş gibi duran park şiir mısralarıyla ziyaretçilerine şunları söylemeye çalışıyor: Her gün önünden geçtiğiniz park unuttuğunuz türde bir buluşmanın adresi, öylesine yoldan geçen kişi Hızır olabilir. Şiiri oku, komşunu tanı, onu hanene buyur et. Gerçekten de öyle, biz şehri inşa ediyoruz, şehir de bizi.

http://www.dunyabulteni.net/?aType=yazarHaber&ArticleID=19216

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums