Geçen yıldı sanırım, Metin Feyzioğlu pejmürde kıyafetiyle kuşluk vakti, Youtube sayfasından konuşuyordu. Komisyonda görüşülen bir yasayla ilgili, ”Bu yasa var ya bu yasa, çıkarsa ülkede adalet biter.” deyip saydırıyordu. Bir dönem müstakbel CHP genel başkanı olarak da takdim edilmişti. Feyzioğlu’nun spastik konuşma biçimine isyan eden Tayyip bey, bir toplantıda başkanı kalaylamış salonu terk etmişti.

Sonrası mı? Feyzioğlu mürit oldu, barolar birliği hadım edildi. Neden böyle oldu? Cevabı bulunabilmiş değil.

Benim de Sarıyer ilçe başkanı olduğum HAS Parti’nin Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Cevahir Otel’deki bir toplantıda Tayyip Erdoğan’ı yerden yere vurmuş, hızını alamamış ”Firavun”a benzetmiş, konuşmasını öfkeyle tamamlamıştı. Kurtulmuş, AKP’de genel başkan vekili oldu. Neden böyle oldu? Cevabı bulunabilmiş değil.

Bahçeli’nin marifetlerini sıralamak abes olur. Neler demedi ki? En son andımız tartışmasında esmiş, gürlemiş, ertesi gün balonu fıss diye sönmüştü. Tayyip Erdoğan’la ortak oldu sonra. Tabanının yarısını kaybetti. Partisi bölündü. Neden böyle oldu? Cevabı bulunabilmiş değil.

Süleyman Soylu’nun Demokrat parti başkanıyken çekilmiş videolarını ilkokul talebeleri bile izledi. ”Ben” diyordu, seni indirmezsem namerdim. Daha neler neler söyledi… AKP’ye katıldı. Mağrur ve mahçup bir edayla boynunu büktü günah çıkarttı, ”yuvama döndüm” dedi. O şimdi kudretli bir bakan. Neden böyle oldu? Cevabı bulunabilmiş değil.

Dini bütün savunma bakanımızla ilgili anlatılan efsaneleri teğet geçiyorum. Silah arkadaşları davacı oldu. Mahkemeler sürüyor. O dosyalarda yazılanlar, ara ara ortalığa saçılıyor. Filmin fragmanını izliyoruz şimdilik.

Akil adamlarımızdan Muhsin Kızılkaya anlatmıştı: ”Dolma Bahçe Sarayı’nda toplandık. Ne işimiz var burda diye sızlananlar vardı. Sonra Tayyip bey girdi salona. Bir karizma, bır ışık; hepimiz büyülenmiştik.” İslami yaşam biçimleriyle (!) (Ajda’lar, Ebru’lar, Seda’lar, Orhan’lar, İbolar) Sayın Cumhurbaşkanının teveccühüne mazhar oluyorsa! Vardır bir hikmeti…