Türkiye dış politikada önemli manevraların gerçekleştiği bir ay geçirdi. Önce İsrail, daha sonra Rusya ile bozulan ilişkiler tamir edildi.

Birçok kişinin kafasında bu hamlelerin devam edeceği yönünde sorular var. Özellikle Mısır ve Suriye ile ilişkilerin nasıl seyredeceğine dair bir çok analiz yapılıyor.
Habertürk gazetesinden Özcan Tikit, Türkiye ile Suriye arasında mesaj trafiğinde Doğu Perinçek'in rol oynadığı iddialarını Perinçek ile görüşüp haberleştirmişti.

Doğu Perinçek'ten bu konunun detaylarını öğrendim.

Vatan Partisi lideri Perinçek, Beşar Esad ile 2015 yılının Şubat ayında görüşmüş. Bu görüşmeden sonra partinin başkan yardımcısı eski genelkurmay istihbarat dairesi başkan İsmail Hakkı Pekin'in de arasında bulunduğu partinin mensubu bir ekip Suriye'de üst düzey temaslarda bulunmuş. Pekin, Şam'a 2016'nın Ocak, Nisan ve Mayıs aylarında üç ziyaret gerçekleştirmiş. Bu ziyaretlerde Vatan Partisi heyeti Suriye'nin çok sayıda üst düzey güvenlik şefleri, diplomatları ve politik yetkilileri ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirmiş. Bu kişilerin arasında şu isimler var: Suriye'nin Genel Güvenlik Müdürlüğü'nün başındaki Muhammed Dib Zaitoun, Ulusal Güvenlik Bürosu'nun başındaki Ali Memluk, Dışişleri Bakanı Valid Muallim, Dışişleri Bakanı Vekili Faysal Mekdad ve Suriye Baas Partisi genel sekreteri Abdullah el-Ahmar.

Doğu Perinçek, Türkiye ile Esad rejimi arasında ilişkilerin tamir edilebileceği kanaatinde. Türkiye ve Suriye'nin ortak şekilde “bölücü ve yobaz terör örgütlerine” karşı mücadele etmesi gerektiği yönünde partisi ile Esad hükümeti arasında bir konsensüs olduğunu söyledi. Beşar Esad'ın kendisine PYD'nin bölücü bir terör örgütü olduğunu ve Amerika'nın piyonu olduğunu bildiklerini söylüyor.

Pekin, Suriye'ye düzenledikleri ziyaretlerden sonra, dışişleri ve askerî yetkilileri bu konuda bilgilendirdiklerini ifade ediyor.

Görüştüğüm bir üst düzey dışişleri yetkilisi Pekin ile görüştüğünü teyid ediyor ancak bu görüşmenin asla Türkiye ve Esad arasında bir müzakere anlamına gelmediğinin altını çiziyor. Yetkili Türk diplomatların çatışma bölgelerine dair hassas bilgilere sahip herkesi dinlediğini ancak bunun bir pazarlık anlamına gelmediğini söylüyor.

Perinçek ve Pekin ile yaptığım röportajların detaylarını yazmaya devam edeceğim.