Bir Ortadoğu folkloru olarak komploculuk

  • 12.11.2012 00:00

 Genç Siviller’in düzenlediği “Komplo Avcılığı Meslek Yüksek Okulu” dersleri dâhilinde bu pazar günü Ortadoğu’nun kadim ve yaygın bir geleneği olan komploculuğu tartıştık...

Öncelikle şunu söylemekle başlamakta fayda var, komplocu düşünce sadece Ortadoğu’ya özgü bir şey değil. Örneğin, Amerika’da tehlikeli bir ivme ile artmış durumda bulunan İslamofobik, oryantalist ve göçmen karşıtı eğilim sonucunda soğuk savaş döneminde zirvesini yapmış komplocu zihniyetin yeniden ana akım medya ve siyasi tartışmalara girdiğini söylemek mümkün. Ünlü filozof Karl Popper’ın enfes bir şekilde analiz ettiği ve komplocu zihin diyebileceğimiz bir düşünce yapısı etnisite, din, bölge farkı tanımamaktadır.

Ancak yine de Ortadoğu’da komploculuğun kılcal damarlara kadar sirayet eden bir fenomen olduğunu ve düşünce kalıplarının ana belirleyicisi olduğunu söylemek de mümkün.

Basit bir örnekle durumun vahametini netleştireyim: kamuoyu anketlerine göre Mısır halkının yüzde 75’i, 11 Eylül saldırısının arkasında Amerika’nın olduğunu düşünüyor. Bu rakama Ortadoğu kamuoyunda teveccüh bulan renkli ve zengin komplo yelpazesinden örnekler eklemek mümkün. En son Sandy kasırgasının Amerikan seçimlerini etkilemek için İsrail tarafından çıkarıldığı bunlardan bir tanesi.

Peki, Ortadoğu halklarının komplo teorilerine bu kadar teveccüh etmesinin arkasında ne yatıyor?

Amerikan neo-conlarının iddia ettiği gibi Ortadoğu halkları genetik bir komploculuktan mustarip değil. Komplo teorilerinin bu bölgede popüler olmasının altında yatan neden olarak bu bölgede yaşayan insanların “sığ”, “dogmatik” ve “cahil” olduğu görüşünün hem ideolojik olarak tehlikeli hem de bir analiz olarak yanlış olduğu aşikâr...

Ortadoğu’da komploculuk dendiği an öncelikle gözden kaçırılmaması gereken bir nokta Ortadoğu’da komploların tarihsel bir gerçekliği olduğu ve modern Ortadoğu’nun kurulmasında emperyal komploların kurucu unsur olmasıdır.


Sykes-Picot
 düzeni olarak adlandırabileceğimiz ve modern Ortadoğu’daki sınırların büyük ölçüde belirlendiği sistem cidden bir emperyalist plandır. Bununla beraber örneklerinin arttırabileceği komplolar ile büyük ülkeler bölge siyasetine müdahil olmuşlardır. İran Başbakanı Muhammed Musaddık’ın 1953 yılında devrilmesi veya 1956 yılında gerçekleşen Süveyş Krizi’nin arkasında büyük güçler olduğu artık tarihî bir bilgidir. Hatta CIA belgelerinde Musaddık’a karşı düzenlenen darbe, “ideal ve örnek” bir operasyon olarak geçmektedir.

Ancak bu tarihsel bagaj üzerinden üretilen, bu tarihsel arkaplana dayandırılarak inandırıcılığı arttırılan ve her duruma kolayca adapte edilen komplocu düşünce ezberinin bu derece yaygın olması altında yatan başka nedenler de var.

Akademisyen Matthew Gray komplo teorileri ve Ortadoğu ilişkisini analiz eden kitabında komplo teorilerinin bu bölgede nasıl stratejik olarak belli siyasi amaçlar için kullanıldığını gösteriyor örneğin.


Kaddafi
’nin domuz gribinin Amerikan ordusunun tezgâhı olduğunu iddia etmesi veyaAhmedinejad’ın Avrupalılar yağmurumuzu çalıyor sözlerinde en aşırı örneklerini bulan ve bölgede olan her olayın müsebbibi olarak Batılı ve Siyonist aktörleri görme eğilimi birçok durumda otoriter rejimlerin kendi iktidarlarını meşrulaştırma aracı olarak kullanılıyor.


Esed
’in ve Kaddafi’nin ülkelerinde yaşanan halk ayaklanmalarını açıklama biçimi malum. “Emperyalist güçlerin hedefi hâline geldim” söylemi, “ben eli kanlı bir diktatörüm” demekten daha mantıklı bu kişiler için elbette.

Kısacası komplo teorileri otoriter rejimlerin resmî ideolojisi hâline geliyor. Birçok durumda komplolar siyasi grupları ve aktörleri itibarsızlaştırma amacı ile bilerek kullanılıyor. Mossad ve CIA ajanlığı sıfatlarının bölgemizde hemen her grup tarafından bonkörce kullanılması buna delalet ediyor.

Kendi siyasi tarihimizde de devlet aygıtlarının komploları belli güç ilişkileri dâhilinde kullandığını biliyoruz. 6-7 Eylül olaylarını başlatan söylentiden, ayrıntılarını Ergenekon soruşturması ile öğrendiğimiz psikolojik harp niyetiyle üretilen ve zincir e-maillerine uzanan bir dizi operasyonun neyi amaçladığını biliyoruz.

Yazının başlığına dönecek olursam. Evet, analitik bir düşünce yapısına ve nüanslı açıklamalara dayanmayan komploculuk bölgemizdeki demokrasi ve özgürlük karşıtı hareketlerin büyük bir komplosu olarak hem siyasi alanı hem de zihinleri zehirliyor. Açık toplumun, eleştirel düşüncenin gelişiminin ve derinlikli bir tartışım alanının önündeki en önemli engellerden birini teşkil ediyor...


cerenkenar@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums