Bu Avrupa gidici... Türkiye karar vermeli...

  • 4.11.2011 00:00

 Geçen sene bu zamanlar Seul’deki G-20 zirvesinde, başta IMF olmak üzere, küresel finansal kurumların yeniden yapılanması, ülkelerin krizin daha fazla derinleşmemesi için rekabetçi devalüasyonlardan kaçınması ve bir kriz hastalığı olarak kabul edilen korumacı önlemlere gidilmemesi ele alınmıştı. Aslında küresel krizin ortaya çıktığı 2008 yılında da Washington’da yapılan G-20 zirvesinde acil finansal reformların yapılması çağrısı yapılmış ve bu çağrı 2009 ve 2010’daki zirvelerde bıkmadan yinelenmişti. Şimdi Cannes’da ise artık pelesenk olmuş bu ‘yeniden yapılanma’ tekrarları dışında karşımızda devasa bir Avrupa krizi var ve bu kriz giderek ekonomik olmaktan çıkarak siyasi bir tarafa doğru hızla yuvarlanıyor. Yunanistan’da hükümetin aldığı karar, hiç şüphesiz, krizin bu siyasi yanını tüm açıklığı ile ortaya çıkarmıştır. Ama aynı zamanda Yunanistan, aldığı bu kararla, Merkel ve Sarkozy iktidarlarının AB’ye nasıl baktığını,  Fransa ve Almanya’nın bugünkü hali ve siyasi yapısıyla AB’nin nihayete eremeyeceğini de bize anlatmıştır.

Bugün Avrupa’nın ve ABD’nin durumuna baktığımızda küresel sistemin çok ciddi bir yönetim krizi ile de karşı karşıya olduğunu anlarız. Krizin ortaya çıktığı 2008 yılından beri tam 6 G-20 zirvesi yapıldı.

Bütün bu zirveler hep birbirinin tekrarı sonuçsuz toplantılardır. Aslında G-20, küresel kapitalizmin yönetim boşluğunu doldurmak ve Amerika’nın gerileyen gücünü telafi etmek üzerine geliştirilen bir yapılanmadır. G-20, Asya, Amerika ve Avrupa’da çok ciddi kırılmaların olduğu 20. yüzyılın son yıllarında ortaya atılmış bir projedir.

   1999 yılında Köln’de yapılan zirvede G-20’in temelleri atılmış ve Eylül-1999’da Washington zirvesinde resmen ilan edilmiştir. Aynı tarihlerde de AB, Euro’ya geçmenin son hazırlıklarını yapıyordu ancak daha da önemlisi, doksanlı yıllar biterken özellikle Çin’le birlikte gelişmekte olan Asya’nın başını çektiği yeni bir kalkınma paradigması ortaya çıkıyordu.

Doksanlı yıllarda görülen G.Kore, Meksika, Rusya ve Türkiye krizleri, aslında dünyada şişen finansal balonun ve dolayısıyla bugünkü devasa küresel krizin ilk habercileri olarak ortaya çıktılar.  Başta G. Kore olmak üzere gelişmekte olan Asya ülkeleri bu öncü krizlerden ilk dersleri çıkardılar ve finansal sistemleri ile birlikte sanayilerini küresel rekabete dönük olarak yeniden yapılandırdılar.

Amerika ise, yine bu yıllarda tehlikenin farkına varmıştı. Greenspan resmi görmüş ve bu böyle giderse hepimiz altında kalacağız demeye başlamıştı.

Greenspan ve Clinton ikilisi, Avrupa’nın giderek kötüleşen durumunu bir parça düzeltmek için 1995’te doların değerini yükselttiler (Ters Plaza Anlaşması) ama bu, aynı zamanda, ABD’de faizleri yukarı çektiği için hem Bush iktidarının ekonomik zeminini oluşturdu hem de küresel kriz anaforunu ABD’ye yönlendirdi. Aslında, Bush iktidarı olmasıydı 2008 krizi, ABD’den önce Avrupa’da patlayacaktı. Çünkü ABD’de, doksanlı yıllarda teknoloji yoğun sanayiler hızla gelişmeye başlamış ve gelişmekte olan Asya ile yarışmaya girmişti. Buraya en iyi örnek Apple ve Samsung rekabetidir. AB, bu durumun kısmen farkındaydı ama teknolojide Amerika ve Asya’yı yakalamak üzere geliştirilen Lizbon stratejisi ve AB Anayasası süreçleri başarıya ulaşmadı.

Sonuç olarak, Avrupa krizin merkezi olmaya devam edecek. Böyle olunca krizden az etkilenen ve Avrupa ile köklü bağları olan Türkiye’nin önemi, hem G-20 içinde hem de dünyanın yeni siyasi ve ekonomik yapılanması bağlamında artıyor. G-20, ancak Türkiye gibi ülkeler etkin olursa kurumsallaşır ve kendisini tekrar etmez.

Bugün Ortadoğu’nun siyasi olarak yeniden oluşturulmasında Türkiye ne kadar önemlisiyse yeni AB için bundan daha fazla önemlidir. Ancak, Türkiye tam bu günlerde, demokratikleşme, Kürt sorunu gibi temel alanlarda geriye dönerse ve yeni Anayasa sürecini tehlikeye sokarsa, bırakın bu süreçten kazanç-lı çıkmayı, kendisini bu krizin tam ortasında bulur. Bu anlamda son tutuklamalar hiç de iyiye işaret değil.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums