Yüksek büyümenin sınır ötesi sonuçları

  • 14.09.2011 00:00

Türkiye’nin bu hafta başı açıklanan ikinci çeyrek büyüme verisi ile Başbakan’ın Ortadoğu gezisini birlikte değerlendirmek gerektiğini düşüyorum. Çünkü bu beklenenden yüksek gelen büyüme temposunda iki önemli husus yalnız Türkiye’yi değil, içinde bulunduğumuz yakın coğrafyayı da etkileyecek önemde.

Türkiye’nin, özellikle geçen senenin son iki çeyreğinden itibaren, beklenenden hızlı ve şaşırtıcı büyümesi hiç şüphesiz yeni bir başlangıcın somut ifadesi. Geçmişte, bu tür beklenmeyen ‘iyi’ ekonomi verileri geldiğinde, önceden alınan siyasi pozisyonlar çerçevesinde, bunların ‘sanal’ (ne demekse) olduğunu ileri süren hayli fazla yoruma rastlardık.

Şimdi bakıyorum da bu tür ‘sanal’ yorumlara pek rastlanmıyor. Çünkü özellikle son bir yıldır gelen büyüme verileri iki önemli gerçeği yansıtıyor: Birincisi kamunun büyümeye katkısı göreli olarak azalıyor, ikincisi ise özel sektör, krize rağmen, risk alarak yatırım yapıyor.

İşte istikrarlı, yüksek büyümenin arkasında bu gerçekler yatıyor. Bu yılın ikinci çeyrek büyüme verisi, 2010’un ve 2011’in ilk çeyreğinin büyüme bileşiminin devam ettiğini gösteriyor.

Bu yılın ikinci çeyreğinde, özel yatırımlar, birinci çeyreğe oranla, yüzde 6.7 oranında artmış. Zaten büyümeyi düşük bekleyenlerin yanılgısı, yatırımlardaki ‘beklenmedik’ artışı tahmin edememelerinden kaynaklanıyor.

Bir diğer çarpıcı gelişme de, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarındaki artışın büyümeye eşlik etmeye başlaması... Ocak-Temmuz döneminde Türkiye’ye yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımları, geçen yıla göre yüzde 186 oranında artmış. Bu aynı dönemde, cari açık sorununa kalıcı çözüm bulacak en ciddi artış.

Özel yatırımların bu tempoda artması, en önemli cari açık kalemlerinden ikincisi olan ara malı ithalini de düşürecek bir gelişme. Şimdi bunlar işin ekonomi tarafı; ancak bu ekonomik çıkışın önümüze koyduğu bir siyasi tablo da var.

Pazartesi günü Ankara’da Memur-Sen, 81 ilde yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı ‘Yeni Anayasa’ anketi ve çalışmasını ‘Sahadan Yeni Anayasa’ya’ başlığı altında açıkladı.

Çok çarpıcı sonuçları yansıtan, kapsamlı bir çalışma gerçekleştirilmiş; 81 ilde her kimlikten, görüşten yurttaşlar, yeni bir anayasa yapılmasını isterken, bu yapım sürecine katılmak istediklerini de büyük bir çoğunlukla dile getirmişler.  

Bir toplum, geçmişe bir sünger çekip yeni bir başlangıç yapmak istemese yeni bir anayasa talep eder mi; şüphesiz hayır. Bütün anayasalar bir başlangıcı ve bu başlangıcın uzlaşısını ifade eder. Türkiye’de, darbe anayasaları dâhil olmak üzere, yüz yılı aşkın süredir yapılan anayasalar, toplumun değil, devletin ve onun bürokrasinin değişen koşullara ayak uydurma metinleri olmuş ve bunları gerçekten bürokratlar ‘uydurmuşlardır.’ Şimdi ilk defa halk kendi anayasasını yapmak istiyor. Bu, bir yeniden başlama ve geçmişin kötülüklerinden kurtulma iradesi aynı zamanda.

Dosya:http://91.93.103.35/icerik/110913-114018-cemilic.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkiye’nin Ortadoğu’da artan etkisinin sırrı

Anayasalar sosyal sınıfların talebi ve mümkün olan en yüksek uzlaşısı ile oluşturulursa barışçı ve kalıcı olur. Memur-Sen’in araştırmasında yeni anayasayı, en yüksek gelir grupları ile en düşük (yoksul) gelir grupları en çok istiyor. Yani, yukarıda anlattığımız ‘büyüme’ hikâyesini ortaya çıkaran ‘yeni burjuvazi’ arkasına aldığı eski düzenin en mağdurlarıyla yeni bir sistem istiyor. Bakın bunun siyasi literatürdeki adı devrim isteğidir ve bu, şimdi Türkiye’de barışçı yollardan olma şansına sahiptir. Ama bu devrim yalnız Türkiye’nin devrimi olmayacak.

Yukarıdaki harita, yakın gelecekte hızla değişecek Doğu Avrupa, Ortadoğu ve K. Afrika’yı gösteriyor. Haritada aynı zamanda, Türkiye’de şimdilerde ortaya çıkan büyüme dinamiğinin hangi unsurlarla bölgeyi etkileyeceğini görüyorsunuz. Türkiye’de şimdi kendini gösteren bu dinamik, iflas bayrağı çeken Yunanistan’dan, tarihin akışına direnen Suriye Baas rejimine ve İsrail’e kadar etkin olacak. Önümüzdeki süreç ekonomik ve siyasi bütünleşme sürecidir.

Başbakan’ın Ortadoğu gezisini bu perspektiften okumak gerek. Ortadoğu boşluk kabul etmez ve bu bölge daima sonrayı anlatan bir laboratuardır. Tunus ve Mısır Türkiye’yle hemen hemen aynı süreçte yeni Anayasa yapacak. Ama yakında yeni AB Anayasası’nı da tartışmaya başlayacağız. Bunun için şu sıralar Türkiye’de kendini gösteren bütün ekonomik ve siyasi sorunlar yalnız Türkiye’nin sorunu değildir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums