Yeni bir düzenin kararlı adımları

  • 7.07.2011 00:00

Sanıyorum unutulmaz bir yaz geçiriyoruz. Son gelişmeler Türkiye’nin nasıl bir yolculuğa çıktığını bize gösteriyor. Eskiden Türkiye, Latin Amerika’yı takip ederdi. Şimdi ise Avrupa’da olan ‘temizlikler’ birkaç yıl arayla Türkiye’de olmaya başladı.
Latin Amerika ülkelerinde, yetmişli yıllarda olan darbeler silsilesine Türkiye seksenlerin başında yetişti. Şili’deki Pinochet darbesi, 1973’te iktidardaki Allende’yi öldürerek alaşağı etmekle kalmamış, insanlığın en acımasız ve kanlı askeri darbelerinden biri olarak da tarihe geçmişti. Türkiye’de o yıllarda 1971’deki askeri darbeden çıkmaya çalışıyordu ama Pinochet darbesi kadar kanlı bir darbeyle de tam yedi yıl sonra buluştu. Latin Amerika ve Türkiye darbelerle örülü bir kanlı karanlığa gömülürken, bugünlerde derin bir ekonomik krizin içinde olan Akdeniz Avrupası’da, büyük kriz sonrası, içine girdiği faşist askeri rejimlerden çıkmaya çalışıyordu. 1974’te Yunanistan’da Albaylar Cuntası’nın sona ermesini, 1975’te İspanya’da Franco faşizminin bitmesi takip etti. Avrupa’nın birlik iradesi bu dönemde giderek artıyor ve milliyetçi içe kapanıklık dönemi gerilemeye başlıyordu. Aslında yetmişli yıllar, Amerika’nın ikinci savaş sonrası inşa etmeye çalıştığı ekonomik ve siyasi düzenin ilk kırılma ve kriz işaretlerini vermeye başladığı yıllardı. Sistemin bir diğer yüzü olan Sovyetler’de de kriz emareleri baş gösteriyordu.

Bu kriz ilk büyük kırılmasını, 1989’da, Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla gerçekleştirdi ve sonrası geldi. Sovyet Rusya’dan doksanlarda oligarkların hâkim olduğu bir ucube çıktı. Doğu Avrupa’da hızla çözüldü ve AB’ye entegre olma yolunu seçti. Ama yıllardır askerlerle ve faşizmle boğuşan, soğuk savaş döneminde de NATO’nun, Gladio gibi iç savaş yapılanmalarını barındırdığı Akdeniz Avrupası, doksanlı yılların sonundan başlayarak hızlı bir temizliğe girişti. İtalya’daki ‘temiz eller’ operasyonu, doksanlı yıllardan başlayarak yakın zamana kadar sürdü. Yine İspanya’da Savunma Bakanı ve hukukçu Nargis Serra’nın başını çektiği ve 1982-1990 yıllarını kapsayan ‘demokratik konsolidasyon’ süreci, Franco rejiminin tüm kalıntılarını temizlemeyi amaçlıyordu. Bu süreçler, tabii ki yalnız siyasi alanın görünen yüzü ile sınırlı kalmadı. İtalya’da bu süreç futbola da yansıdı. 2006 yılında İtalyan ve dünya futbolunun devi Juventus’un tam 39 maçta şike yaptığı kanıtlandı. İtalya’nın büyük kulüplerini kapsayan bu soruşturma, büyük cezalarla sonuçlanmıştı.

Şunu söyleyebiliriz; Türkiye’de de, Ergenekon’dan Balyoz’a ve futbol çetelerine kadar ortaya çıkan gerçekler, aslında politik olduğu kadar ekonomik bir yeniden yapılanmanın sonucu ve Avrupa’da olanın devamı...

Bu operasyon (niye) tavsamaz

Bakın, OECD’nin kara para aklamayla mücadeleyi yürüten Mali Eylem Görev Gücü (FATF), ‘Futbol sektörü aracılığıyla kara para aklama’ konulu raporu’nda, futbol endüstrisinin politik yönleriyle de piyasayı bozucu etkisine vurgu yaparak, kara para aklamanın alanı olduğunu ortaya koyuyordu. Raporda, futbol kulüpleri yöneticilerinin ise çoğunlukla inşaat, silah, ticaret gibi sektörlerden geldiği vurgulanıyordu. FAFT’ın bu raporu, aynen Türkiye futbol piyasasının İstanbul Emniyeti’ndeki fotoğrafını çeker.

Sonuçta, futbol, eğer serbest piyasa ekonomisinin önemli bir alanı ise -ki öyle- bu piyasanın sağlıklı işlemesi için piyasa dışı bütün unsurlardan temizlenecektir. Şimdi bu operasyon acaba tavsar, üstü örtülür mü diye soruluyor; hayır bu sefer kurtuluşları yok. Çünkü bu operasyon basit bir ‘maç bağlama’ suçu için yapılmıyor; yeni bir ekonomik, sosyal ve siyasi düzenin kararlı adımlarını izliyoruz.

Libya’da direnişin merkezi Bingazi’de, Türkiye’nin Dışişleri Bakanı’nın yakasında Ömer Muhtar’ın fotoğrafı ile konuşma yapması, şu futbol çetesi temizliği kadar, şaşırtıcı ama bize yeni dönemi anlatan bir fotoğraftır...

Son olarak şu Roubini’nin, ‘ekonominiz ısındı, Merkez Bankası faizleri yükseltsin’ önerisine değinmek istiyorum. İktisat adına söylenen ve şarlatanlık düzeyine varan bu abuklukların ezberlenmiş ve çöp olmuş bir ideolojiden başka bir şey olmadığını bir kez daha vurgulayalım.

Aslında futbol mafyası ve Kaddafi gibi diktatör eskilerinin at koşturdu-ğu, şimdilerde, geride kalan bir dünyanın ekonomik paradigmasına bağlı olarak konuşuyor Roubini gibiler...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums