Türkiye’de siyaseti iki parti belirleyecek!

  • 29.05.2011 00:00

Size bir pazar öngörüsü: Bugün seçimlerde barajı aşması beklenen üç parti de 2015 seçimlerine bu yapılarıyla giremeyecekler. Bu halleriyle girdikleri son seçim olduğunun bilmiyorum farkındalar mı? Bir tek Başbakan, bu benim son adaylığım, ustalık dönemi ile bırakıyorum diyerek bu inanılmaz değişim dalgasının, kendilerine de geleceğinin farkında olduğunu belli etti.

CHP lideri ise yalnızca iki hafta sonrasını düşünebiliyor. Şu sıralar biraz rahatlamış gibi gözüküyor. CHP’nin oy oranını düşürürsem bırakırım dediğine göre; birileri Kılıçdaroğlu’na yüzde 30 bilemediniz 28-29 garanti demiş galiba.

Ben, seçimlerden sonra siyasetin temel yapıcısının iki parti olacağını düşüyorum. AK Parti ve BDP. Yani Türkiye siyasetinde, gerçekten iki sahici siyasi figür var. En soldan en sağa kadar diğerleri çadır tiyatrosu gibi. Seçimler, o direkleri sallanan çadırlarını, rüzgarın alıp götürdüğü gibi, götürecek zaten. Onlar da bu sürecin komik figürleri olarak tarihe geçecekler.

CHP ve MHP kendi sorunları ile boğuşurken küçülecekler ancak bu küçülme süreci yalnız onlara zarar vermeyecek; onlar, etraflarını da zehirleyerek, zarar vererek süreci sabote edecekler. Bir tek bu husus ciddi; bu partilerle ilgili...

Kılıçdaroğlu için aklımda -mesleğimle ilgili olduğundan olacak bir tek görüntü var. Partisinin ekonomik programının açıklandığı gün, eline verilen ekonomi programı kitabını, basın mensuplarına çoktan seçmeli sınav kitapçığı gösterir gibi gösterip ‘İşte ekonomi programımız; arkadaşlar gerekli açıklamaları yapıp, sorularınızı daha sonra cevaplayacaklar’ deyip tüymesi... Belli ki bir soru gelir; yanıt veremem korkusu ile yaptı bunu galiba... Kılıçdaroğlu’nu Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne (TİM) geldiğinde izleme imkanı bulmuştum. SSK Genel Müdürlüğü yapmış, ekonomi ile biraz barışık olması, en azından bariz hata yapmamasını bekliyorsunuz ama yapıyor. Bunun iki nedeni olabilir; işini ciddiye alıyor ama gerçekten yetersiz ya da işini ve tabii dolayısıyla bizi hiç ciddiye almıyor; hepimizle dalga geçiyor. Ben bu konuda kendisiyle ilgili bir karara varamadım. Her ikisi de olabilir bence. Kılıçdaroğlu, hepimizle dalga geçiyor da olabilir. Dediğim gibi ben bunu, ilk defa partisinin ekonomi programını tanıtırken eline tutuşturulan kitapçıkları basına gösterirken düşündüm.

Ya Kılıçdaroğlu hepimizle dalga geçiyorsa...

Kılıçdaroğlu gerçekten hepimizle dalga geçiyorsa acaba bu durumu paylaştığı ve birlikte eğlendikleri bir arkadaşı var mıdır? Ben, arkadaşı mı bilmiyorum ama mesela bu kişinin Hurşit Güneş olabileceğini düşüyorum. Hurşit Hoca, son derece zeki, konusuna hakim bir iktisatçı... İki defa canlı yayında bir araya geldik. Öyle basit konularda bilmiyormuş gibi yaptı ki, bende, o da Kılıçdaroğlu gibi, hepimizle dalga geçiyormuş izlenimi uyandırdı.

Mesela ‘Hocam, sizin ekonomi programınızda bir takım öngörüler ve bu öngörüleri somutlayan hedef rakamlar var; siz de takdir edersiniz ki bunlar bir modele oturmalı. Model nerde o zaman?’ diye sorduğumda ‘E, valla haklısın tabii ki model var; arkadaşlar gece-gündüz çalıştı; model yaptı; ben en kısa zamanda parti merkezinden alıp sana yollayacağım’ demişti. Tabii o programı izleyen binlerce kişi gibi ben de, Hurşit Hoca’nın, o zaman bizimle dalga geçme ihtimalini hiç aklıma getirmediğim için, bir müddet CHP Genel Merkezi’nden kalın sarı-poşet zarflar bekledim. Gazetede ve okulda sağa-sola tembih ettim. Hatta bu CHP’lilerin arası derin devlette iyi; evimi tespit etmişlerdir diye kapıcı Cafer Bey’e de ‘dikkatli ol bana Ankara’dan zarf gelecek’ dedim. O da, ‘hocam, mail atamıyorlar mı’ dedi... Neyse, Hurşit Hoca bana canlı yayında mail atarım demedi; ‘bizim ekonomi programının çok kapsamlı model çalışmaları var; bu versiyonunu sana yollayacağım’ dedi. Ben, gerçekten, ‘artık bu kadar da olmaz; başta Kılıçdaroğlu olmak üzere birtakım CHP’liler bizimle dalga geçiyorlar’ teorisine inanıyorum. Bunu zaten iki hafta önce Balçiçek İlter’in programında da test etmiş oldum. Orda da CHP’li bir gazeteci arkadaş ‘tek başımıza iktidar olacağız’ dedi. Sonra reklam arasında bunun, bana karşı psikolojik bir terör uygulaması değil, pekâlâ inandığı ve savunduğu bir ‘görüş’ olduğunu öğrendim. Bu, tabii Cem Uzan’ın Türkiye’den yüz milyar bilmem kaç dolar tazminat istemesi ve bunu gerçekten hak ettiğine inanması gibi bir şey... Ama Cem Uzan için yiğidi öldür, hakkını ver demek gerek; hiçbir zaman tek başına iktidar olacağız demedi. O kadar da gerçekçi bir adamdı Cem Uzan... Bizi kazıkladı ama hiç dalga geçmedi... 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums