Bombalar yarım asırlık darbeciliği yaşatmaya yarar!

  • 27.05.2011 00:00

Dün İstanbul-Etiler'de patlayan bombanın, seçimlere kadar, devamı olacak mı bilmiyoruz ama muhtemelen bombayı oraya 'koyduranların' hesabı, seçimlere kadar, böyle birkaç kanlı 'iş' daha yapıp, Türkiye'nin seçimlere 'terör' ortamında gittiğini ve seçimlerden sonra da bu ortamın süreceğini cümle-âleme anlatmak olmalı.

Seçimden önce, bize geçmişi hatırlatan bu 'işleri' yapmaları ya da yaptırmaları bu ülkede, iktidarı belirleme gücünün tam 51 yıldır ellerinde olduğunu hepimize anlatmak istemeleri...

Bu ülkede halkın seçtikleri ve dolayısıyla halk 51 yıldır cezalandırılıyor. Evet, bugün 27 Mayıs; 27 Mayıscılar bayramlarını bir gün önceden kutladılar işte... Bu tür işleri kimin yaptığı ya da üstlendiği önemli değildir. Önemli olan Cui Bono'dur. Yani kime yarıyor...

Peki, 27 Mayıscıların tercihi bugün hangi siyasi yapı(lar). Artık bu tercihlerini biliyoruz ama inanın onların 'altı okla' donanmış tercihlerinin ikinci bir şansı olmayacak.

Çok ilginç, dün Brzezinski'nin ikinci önemli kitabının Türkçe çevirisine rastladım; kitap, (Second Chance-İkinci Şans) Türkçe'ye 'Tercih' adıyla çevrilmiş. Bu başlık tabii Brzezinski'nin derdini anlatmıyor ama Brzezinski'nin dünyasının da ikinci bir şansı olmayacak. Neoconlar ve Post Neoconlar kaybetti. Dolayısıyla artık bir 'tercihleri' de söz konusu değil.

Ben, 27 Mayıscıların, 12 Martçıların, 12 Eylülcülerin, onların devamcısı olan Silivri 'sakinlerinin' ve şimdi utanmadan 'biz darbe yapıp iktidara gelemedik bari oy verin de dışarıya çıkalım diyen yüzsüzlerin,' ne kadar teröre başvururlarsa vursunlar, post-neoconlar gibi, 'ikinci bir şanslarının' olmadığını düşüyorum.

Bugün 27 Mayıs'ın arkasındaki olan ve 27 Mayıs'tan sonra palazlanan, sermaye gücünün, Ergenekon sürecinde, asit gören turnusol kâğıdı gibi, gerçek renginin açığa çıktığını görüyoruz.

DP iktidarları, bu asker-'sivil' devlet bürokrasisi ve onunla birlikte palazlanan yağmacı sermaye için adeta bir yol kazası idi.

Türkiye'de asker ve 'sivil' devlet bürokrasisi, DP iktidarına rağmen, yine de suyun başını tutmuştur. Oktay Yenal buna rant devletçiliği der.

Yenal, bu devletçiliği üçayağa oturtur. Denetleme, rant dağıtma ve enflasyoncu finans ayağı. Denetleme ve rant dağıtma ayakları Osmanlıdan beri devam eden müesseselerdir. Yani devlet elitleri kendi çıkarları ve refahları doğrultusunda ilkönce kaynakları ve üretimi denetliyor-yönlendiriyor sonra da elde edilen 'artığı' rant olarak paylaşıyordu.

Bu açıdan, Osmanlı-Cumhuriyet bürokrasisi aslında devamlılık arz eder. 1950'ye kadar devlet, denetleme ve rant dağıtma ekonomisi ile ayakta durur. Bu iki ekonomiye 1950'den sonra yeni bir kardeş gelir. Enflasyoncu finans. Enflasyoncu finans, tarım ve ticaret sermayesine dayalı birikim modelinden, iç pazara dayalı sanayi sermayesine dayalı birikim modeline (ithal ikameci model) geçişin ekonomik şartlarını, büyük ölçüde, oluşturmuştur.

 

51 yıllık kanlı tarihin oyuncuları tasfiye oluyor!

27 Mayıs darbesi, Türkiye'de toprağa ve ticarete dayalı 'zenginlikten' sanayiye ve uluslararası ilişkilere dayalı 'zenginliğe' geçişin adımıdır. Bu adım, bugün tartıştığımız, devleti yönetmeye kalkan tekelci-sermaye grubunu da yaratmıştır.

27 Mayıs'a kadar sermaye dengesi şöyleydi; Asker-sivil bürokrasi-feodal yapı-ticaret burjuvazisi. Bu 'nispi denge' 1960’da biraz, 1970’de ise tamamen dağıldı. 1950-60 arası enflasyoncu-finans ile palazlanan 'büyük' burjuvazi, 1960'da, asker bürokrasisini yanına alarak feodal-ticari unsurlara karşı darbe yaptı. Lümpen-dışarıya bağlı burjuvazinin ona ayak uyduramayan ittifaklarını tasfiye harekâtı olan 27-Mayıs darbesinin aslında "ilerici-demokrat" bir yanı olmadığı, buz gibi darbe olduğu en çok bugünlerde anlaşılıyor.
27 Mayıs'ın çarpık bir ekonomi, güdük bir burjuvazi ve cuntacı bir gelenek yarattığı en çok bugün belli değil mi?

12 Mart ve 12 Eylül bu geleneğin mirasıdır. En az yağmacı sermaye kadar üretimden pay ve rant almak isteyen asker-'sivil' bürokrasinin bugünlerde ortalığa dökülen ve kanlı bir savaş oyununa dönüşen iktidar hırsı, Türkiye için toplumsal bir yara olduğu kadar, ortadan kaldırılması gereken tarihsel olgudur da.

Haziran 2011 seçimleri ve seçimlerden sonra gelecek yeni Anayasa süreci, aynı zamanda, Yeni Demokratik Türkiye'yi örme sürecidir. Bu süreç, darbelerle örülü bu kanlı tarihin bütün oyuncularını tasfiye edecek. Patlayan bu... 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • ayhan salman
    ayhan salman
    12.04.2012 11:29

    ATATÜRK kadar taş düşsün başınıza,atamızın liderliğinde ve üstün zekasıyla bir tarih yazılmış,işgal altındaki vatan çoluk çocuk ana baba ne varsa kurtarılmış,ATAmız diktatörlük peşindemiydi,hasta yatağından bile kalkıp hatayın kurtarılışına gitmiş,ömrü cephede geçmiş bir komutan,gidin başka işlerle uğraşın DİKTATÖR müş hade orda reziller

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums