Fransa ve Belçika'da devlet şiddetine son; özgür Avrupa basını susturulamaz!

  • 31.05.2016 00:00

Özgürlük ateşini yakan dünya lideri...

 

Mazlum halkların yılmaz savunucusu... 

 

Yaradandan dolayı yaradılanı seven evrensel insan hakları misyoneri...

 

Haklı olarak isyan ediyor bu dünya düzenine. Fransa'da ve  Belçika'da uygulanan devlet şiddetine yüreği dayanmıyor.

 

Hele bu hak ihlallerine karşı Avrupa medyasının duyarsız kalmasına, "penguen medya" rolüne sıvanmasına tahammül edemiyor.

 

"Bugün Paris yanıyor, Brüksel yanıyor" diyor.

 

Üç yıl önce İstanbul'u mesken tutup kesintisiz canlı yayın yapan medya kuruluşlarının bu olaya kör, sağır, dilsiz kalmasını eleştiriyor.

 

Paris'te yaşanan olaylardan dolayı endişeli.

 

"Protesto hakkını kullanan insanlara Fransız polisinin şiddetini kınıyorum" diyor, "Olayları aktarmayan batı medyasını kınıyorum. Paris'ten endişeliyim. Brüksel'den endişeliyim."

 

İnsanın "Sonuna Kadar Haklısın Uzun Adam" diye pankart açıp yürüyesi geliyor Fransa'ya doğru.

 

İnanmıyorsanız Fransa-İspanya sınırındaki Roboski kasabasına bakın...

 

Beş yıl önce Fransız ordusunun uçakları bombalamıştı kendi yurttaşlarını.

 

Koca Fransa'nın haberi olmadı neredeyse bir tam gün. Çünkü yandaş Fransız medyasıyla, biat etmiş merkez medyaya talimat gitmişti "Fransız devleti resmi açıklama yapmadan duyurmayın" diye.

 

Haberi değil veren, "çıtlatmaya kalkan" Fransız televizyoncular işten atılmıştı.

 

Ne olayın sorumluları bulundu, ne tek bir kişi yargılandı.

 

Fransız devleti kendi yurttaşlarına sahip çıkmamıştı.

 

Yetmemiş olacak ki önceki gün bu kez bir Fransız Askeri Karakolu'ndan topa tutuldu Roboskililer. 16 yaşında bir genç öldü. Birçok kişi yaralandı. Fransız devleti açıklama yapmadığı için 24 saattir bu olaya "kör, sağır, dilsiz" Avrupa medyası.

 

İnsan sessiz kalamaz elbette böyle bir katliama, medyanın bu duyarsızlığına...

 

Fransa'da, Belçika'da yaşanılanlara bakınca insan isyanını güç engelliyor.

 

Strasbourg'un Yüksekova'sında, Paris'in Sur'unda, Brüksel'in Nusaybin'inde, Gent'in Şırnak'ında, Cizre'sinde yaşananlara bir bak.

 

Hendekler, barikatlar bahane edilerek bütün kentler yakılıp yıkılmış.

 

Siz hiç Avrupa'nın göbeğinde altı ay süren kesintisiz bir sokağa çıkma yasağı düşünebiliyor musunuz? Ama var. Paris'in Sur ilçesinde altı aydır sokağa çıkmanın yasak olduğu mahalleler var.

 

Yasaklar kalktıkça görülüyor ki, koca kentlerde taş taş üstünde kalmamış.

 

Bunun adı da "terörle mücadele".

 

Ama "yakaladık" dedikleri "teröristler"in teslim olma görüntülerinin "kamera arkası" ortaya çıkıyor. Askerlerin "pikniğe gitmiş üniversiteli" kıvamındaki geçlere poz verdirdiği apaçık görülüyor. "Avrupa sineması" işte. Hollywood olsa bu açığı asla vermezdi.

 

Sadece kentler bombalanmıyor, Fransa ve Belçika'da 1990'lı yıllarda yaşanılan faili meçhullere, gözaltında kayıplara geliyor sıra. Geçmişin karanlığına gömülüyorlar yeniden.

 

Ama ne Belçika medyası görüyor bunu, ne Fransa medyası... Görmeye kalkanların da başına gelmeyen kalmıyor.

 

Fransız cezaevlerini dolduruyor gazeteciler. Dışarıda kalanları da Fransız adliyelerinin önünde sıraya giriyorlar yargılanmak için.

 

Sırf Paris merkezli yayın yapan Özgür Gündem Gazetesi'ne açılan dava sayısı 100'ü bulmuş.

 

Deneyimli Fransız gazetecileri, medya örgütlerinin yöneticileri, siyasetçiler, yazarlar dayanışma için bir günlüğüne "Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni" oluyorlar. Her nöbet tutan için soruşturma başlatılıyor. Soruşturmalar jet hızıyla davaya dönüştürülüyor.

 

Bir gazetede nöbetçi olarak Genel Yayın Müdürlüğü yaparsanız bir günde kaç suç işleyebilirsiniz?

 

Hayal bile edemezsiniz. Terör örgütü propagandası, suça tahrik, suçu ve suçluyu övmek... Say sayabildiğin kadar.

 

Basın açıklaması yapmak için üç kişi bir araya gelse, anında tepelerinde patlıyor biber gazı fişekleri, TOMA'lar biberli su sıkıyor, coplar kafalarına iniyor. Anında karga tulumba gözaltını boyluyorlar.

 

Büyük bir baskı var Fransa'da ve Brüksel'de halka, medyaya.

 

Bu ülkelerde değil yaşama hakkı, ölenin gömülme hakkı bile tehlikede.

 

Özgürlük ateşini yakan dünya lideri haklı.

 

Protesto hakkını kullanan masum insanlara polisin uygulamasına "dur" demenin zaman geldi de geçiyor.

 

Yaşanılan olaylara kör, sağır ve dilsiz kalan Avrupa basınını tez elde teşhir etmek gerekiyor.

 

Artık daha fazla seyirci kalınamaz Fransa ve Belçika'daki bu zulme.

 

Zaman, durmak zamanı değil.

 

Al pankartı, dövizi eline. Yürüyüşe geç Fransa'ya, Brüksel'e doğru.

 

At sloganları; "Fransa ve Belçika'da Devlet Şiddetine Son!", "Özgür Avrupa Basını Susturulamaz!"

 

 

CELAL BAŞLANGIÇ | HABERDAR

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums