İyi bayramlar

  • 5.02.2016 00:00

Neredeyse geleneğin bir parçası haline gelmiştir; her bayramda, kahvehanede, sokakta, ev ortamında ve bu arada medyanın gündeminde ‘Nerede eski bayramlar’ muhabbeti vardır. Eskiden bayramlar bir başka idi denir ve kastedilen ‘eski’ bayramlar zaman olarak genellikle muğlaktır, kişiye göre değişen bir tarihi ima eder.

Biraz nostalji, yani geçmişe duyulan özlem ve biraz da ister istemez yaşadığımız zamana dair hayal kırıklığı ve memnuniyetsizliktir söz konusu olan.

Yine de ‘Nerede o eski bayramlar’ hayıflanmasına eşlik eden bir ‘iyi bayramlar’ duygusu vardı, paylaşılan. Dilek ve temenniler, daha mutlu, umutlu zamanlar yaşamaya dairdi.

Bu sefer farklı, gerçekten farklı… O hayıflanmaya eşlik eden ‘iyi bayramlar’ duygusu örselenmiş, gölgelenmiş ve artık insanlara hakim olan psikoloji, ancak umutsuzluk, güvensizlik ve endişe sözcükleri ile anlatılabiliyor.

Bu, gerçekten böyle mi, yoksa ben öyle görmek istediğim için mi böyle düşünüyorum? Bu sorunun cevabını yapabildiğimce objektif olmaya özen göstererek sorguladım. Hayır. Maalesef hayır. Gördüğüm, gerçeğin ta kendisi.

‘Eskiden’ Ramazan denildiği zaman, bu, beraberinde kendine özgü, hayatın ‘olağan’ akışından farklı bir duyarlılığın harekete geçmesine vesile olurdu. Mesela patlayan silahlar susardı. Kin, nefret, düşmanlık saçan ağızlar, kalemler kendilerine bir ‘ayar’ vermek mecburiyeti hissederdi. İftar sofraları, toplumumuzun olanca renkliliğini bir arada görmek ve düşünmek imkanı sağlayan bir rol oynardı.

Ve ‘bayram’ denildiği zaman, birbirinden farklı kutuplarda saf tutmuş kişi ve çevrelerde dahi, bir ‘bayramdır…’ duygusu öne çıkar, ‘kavgasını verdiğimiz nedir ki?’ muhasebesi yapılırdı.

Büyüklerimizin ‘üç günlük dünya’ dedikleri türden bir duygu. Sahi, kavgasını verdiğimiz nedir ki?

Zaman, ona anlam ve değer kazandıran bir çabanız varsa iliklerinize değin hissettiğiniz bir umut ve yaşamak coşkusunun konusudur. Yoksa, çürütür… İnsanı da, toplumu da…

Kavgalı, kamplaşmış, en temel ortaklaştığı değer yargıları, gelenekleri dahi gölgelenmiş bir toplum gerçeğimiz var. Ama bayramdır ve ‘kavgamız’ nedir, ne içindir, bu hal, hal midir diye düşünmek bile aklımıza gelmiyorsa, çürüme dediğim işte budur…

‘Kavgamız’ iyiliğe, güzelliğe, barışa, adalete ve özgürlüğe dair değilse eğer, bizi büyütmez, onurlandırmaz, güçlendirmez; çürütür…

Oruç tutan çok arkadaşımdan duydum; göz açıp kapayıncaya kadar geçti Ramazan. Bombalar, ölümler, operasyonlar, gözaltı ve tutuklamalar eşliğinde. Bayram da ‘bayram’ gibi değil. Bayram sevinci, bayram coşkusu dediğimiz, sonuçta paylaşıldıkça anlamlıdır, değerlidir. Herkes kendi mevzisinde ‘karşı’ tarafa hücum halinde olma pozisyonundan zerre ödün vermemişken bayram, ‘bayram’ mı olur? Olmuyor işte…

Üç gün nefes almak için gittiğim bir tatil beldesinde çalışan garsonlardan birinin Nusaybinli olduğunu öğrenince, gayri ihtiyari sordum, “Oralar karışıktı biraz, bir yakının var mıydı?” Çocuk cevap vermedi, başını öne eğdi, gözleri yaşardı. Sustum. Bir şey diyemedim…

‘İyi bayramlar’ duygu ve duyarlılığımızı da koruyamazsak… Hepimize geçmiş olsun…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums