- 30.06.2016 00:00
Türkiye'yi göz göre göre ve bütün eleştiri ve uyarılara kulak tıkayarak 'değerli' denilen bir yalnızlığa mahkum eden dış politika sefaletinden galiba vazgeçiliyor. Kuşkusuz bunu söyleten, Rusya'dan özür dilenmesi, İsrail'le tazelenen dostluk. Mısır'la da 'yeni sayfa' açılması kimseyi şaşırtmayacak. Dahası, Suriye ve Esad'la ilgili olarak 'trajik' bir tutum değişikliğine tanık olmak da imkansız değil.
Kabadayılık ve hamaset, bir dış politika anlayış ve üslubu olamaz. Saray ve AKP bu 'dersi' dileyelim ki almış olsun. Çünkü bu tutum sonuçta bütün Türkiye'ye zarar verdi ve vermeye devam ediyor.
'İçeride' sergilenen kutuplaştırma ve 'düşmanlar' üreterek politika yapma zorlaması, kendilerine çok 'kullanışlı' geliyor, biliyoruz. Ancak bunu 'dışarıda' da yapmayı denemek, bir olmayacak şeydi. Uluslararası ilişkilerde somut çıkar ve beklentiler, öngörü ve olasılıklar üzerinden politika yapılır. Ve günümüz dünyasında 'yalnızlık', Kuzey Kore türü rejimler için bile 'normal' kabul edilemez.
AKP ve Saray, muhtemelen dış politika çarklarını Ahmet Davutoğlu'na fatura ederek işin içinden çıkacak. Pelikan kuşları önceden haberini vermişti zaten. Yani yine ve yeniden bir 'aldanma' vakası...
Bu kadar kolay mı peki? Kendilerine sorarsanız, evet. Ne de olsa misal İsrail 'düşman' da deseler 'dost' da deseler alkışlayan bir kitleleri var. Gayrısının da bir önemi yok.
Bedelini bütün ülkenin ödediği AKP hatalarının çok azı demokratik bir ülkede hükümetin toptan istifa etmesi nedenidir.
Türkiye, AKP'nin Osmanlı hayallerini canlandırmak istediği dış politika maceraları yüzünden, tez zamanda herhangi bir Ortadoğu ülkesi durumuna sürüklenmiştir.
Gazete ve televizyonlar son bir yılda büyük şehirlerdeki 'kör terör' eylemlerinin kanlı bilançolarını yayınlıyorlar. Atatürk Havalimanı'ndaki son katliam, bu kanlı bilançonun yeni halkası oldu.
Güvenlik ve istihbarat kurumlarının ne iş yaptığı, bu tür kanlı eylemlerin ardından gündeme gelen bir soru. Onlar 'paralel' avında. Ense yaptıklarını iddia etmek 'haksızlık' olur! Takip ettikleri IŞİD'çiler için önlem alana değin iş işten geçmiş oluyor. Misal, 10 Ekim Ankara katliamı failleri 2 yıldır izleniyormuş. Katliam gerçekleştikten sonra 'izleme' bitmiş olmalıdır. Telefonları artık sinyal yollamadığı için.
Kuşkusuz sorunun güvenlik ve istihbaratla ilgili sorgulanması kaçınılmaz boyutları var. Ancak sorunun asıl nedenleri daha derinde. Türkiye neden ve nasıl bir 'kör terör' alanı haline geldi ve biz buna neden 'alışmak' zorundayız?
AKP sözcüleri 'istikrarımız hedeflendi' diyor ve en iyi bildikleri işi yaparak muhalefete saldırıyorlar. Yetkililerin de ilk işi sosyal medyayı yasaklamak oldu.
AKP'nin hataları canımıza mal oluyor. Söz konusu olan hayatlarımız ve çocuklarımızın geleceğidir. Oynamalarına izin vermeyelim. 'Sıramızı' beklemeyelim...
Her ağız değiştirdiklerinde taraftarlarına dönüp 'Nerede alkış?' diyenlere bir çift sözümüz olmalıdır.
Barbar IŞİD saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Yorum Yap