Çok mu ‘cesurlar’?

  • 23.06.2016 00:00

Özgür Gündem gazetesi üzerindeki baskılara karşı dayanışma amacıyla gerçekleştirilen ‘Bir Günlük Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına bugüne değin çok sayıda gazeteci, yazar ve insan hakları savunucusu katıldı. Ve hemen hepsi hakkında da “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla soruşturma açıldı.

Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin de bu dayanışma kampanyasına katılan isimler arasındaydı. Haklarında soruşturma açan savcı tutuklanmalarını da istedi ve ‘yok canım?’ demeye kalmadan tutuklandılar da...

Bu isimler kendi alanlarında uzman ve uluslararası arenada da tanınan kişiler. Nitekim tutuklanma kararının ardından çok sayıda kurumdan tepkiler geldi. Umursamadıkları belli. ‘Cesur’ olacaklar ya... Keyfiliğin, pervasızlığın, zorbalığın yeni kılıfı sanırım bundan böyle bu; ‘cesur olmak’.

Kimselerin bu yönde talebi yok, aksine itirazlar var; ama Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılacak... Tespit edilen bir yasal, hukuki ‘faulleri’ yok, olsun; o şirkete, bu holdinge, filan pastaneye, hastaneye, eğitim kurumuna kayyım atanacak... Neden niçin, hangi gerekçe, hangi hukukla filan diye kafa yormaya gerek yok; Can Erzincan TV de kapatılacak... Özgür Gündem’le mi dayanışıyorsunuz; tutuklanacaksınız... Bu uygulamalara bakınca ‘cesur olmak’tan muratlarının ne olduğunu da rahatlıkla anlayabiliyoruz.

Düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme, eleştiri, protesto ve özgür medya ile birlikte hayat bulan bir haktır.

Gelgelelim, bizde bu hak iktidar partisi ve özellikle de onun ‘reis’inin görüş ve açıklamalarına güzellemeler yapmak, itirazı ve eleştirisi olanları bastırmak şeklinde anlaşılıyor ve uygulanıyor. Şu havuz medyasının haline bakın; gazetecilik ülkemizin hiçbir döneminde böyle bir ‘tek tipçi’ kafanın elinde, böylesine utanç verici bir eziyete maruz kalmamıştı.

Oysa meslek olarak gazeteciliğin ‘fıtratında’ eleştirel olmak vardır. Bunun için de özgür ve bağımsız olmaya ihtiyaç duyan bir meslektir. İktidara bağımlı ve ‘sahibinin sesi’ iseniz yaptığınız iş gazetecilik değil borazanlık olur.

Kavramlara da eziyet ediyorlar. Bu keyfi, hukuksuz uygulamaların ‘cesur olmak’ ile ne alakası var? Kime karşı bu ‘cesaret’? Anlamı ne?

Benim gördüğüm, çok ‘cesur’ oldukları değil; çok korktuklarıdır. Kendilerini alkışlamayan her türlü eleştirel, muhalif düşünceden korkuyorlar. Devlet gücünü bu denli keyfi ve pervasızca kullanmalarının altında yatan psikoloji, bu: İktidara mahkum ve mecburlar. Başka türlü yaşayamayacaklarını düşünüyor ve bunun için bir zamanlar adına ‘derin devlet’, ‘Ergenekon’ dedikleri yapılarla işbirliği yapmaktan bile geri durmuyorlar. Yani asıl ‘cesur’ olmaları gereken yerde 28 Şubat döneminin Çin işkencesine tabi tutularak devrilen hükümetinden bile daha düşündürücü bir pratikleri var.

Onlar ‘cesur’ filan değiller ama meselemiz asıl ‘cesur’ olması gerekenlerin hala bile haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk, zorbalık karşısındaki ‘ama onlar da...’ diye başlayan cümlelerde dile gelen şaşkın ve gerçeği görmekten kaçan tutumlarıdır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums