- 16.06.2016 00:00
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, asker için ‘Şehit veririm endişesiyle operasyon yapılmayan dönemleri de biliyoruz’ dedi ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dan ‘Bugün olduğu gibi dün de…’ şeklinde bir cevap geldi. Doğrudan adı zikredilmese de bu sözler Işık’a cevap olarak yorumlandı.
Aslında iktidar sözcüleri ve bakanlar daha önce de ‘terörle mücadele’ konusunda güvenlik güçlerini, vali ve kaymakamları suçlayan açıklamalar yapmışlardı. Operasyonları durdurmakla övündükleri günleri unuttular ve unutturmaya çalışıyorlar yani. O kadar enteresan bir durumla karşı karşıyayız ki neredeyse bu ülkede ‘çözüm süreci’ adında ‘taşın altına elimizi değil gövdemizi koyduk’ dedikleri bir dönem hiç yaşanmadı diyecekler. Çözüm sürecinin siyaseten sorumluluğunu taşımayı beceremedikleri gibi, ‘terörle mücadele’ adını verdikleri içerisinde bulunduğumuz ‘olağanüstü hal’ sürecinin gerekçelerini izah etmekte de büyük bir riyakarlık örneği sergiliyorlar. En büyük ‘güvenceleri’ ise dün öyle bugün böyle tutarsızlığını sorgulamayan kamuoyunun duyarsızlığı, tepkisizliği.
Muhalefetin durumu zaten ‘Allahlık’. Siyaset arenasını Saray ve ekibine bırakmışlar, sürüklenen ve hangi konuda ne dedikleri bile anlaşılamayan bir tutum içerisindeler. Barışçıl, demokratik çözümün en güçlü meşru temsilcisi olma potansiyeline sahip HDP’yi yok etmekte anlaşıyorlar sadece. ‘Birlikte’ ülkemizin geleceğini karartıyorlar…
‘Namaz kılmayan…’
TRT ekranlarından ‘namaz kılmayan hayvandır’ hakareti için o ilahiyatçı prof. ‘Sözlerim yanlış anlaşıldıysa…’ kaydı düşerek özür diledi. Diyanet de bu sözlerin arkasında durmadı ve Başbakan Binali Yıldırım da ‘zırvalamış’ dedi. Ama bence ‘mesele’ bitmiş değil. O zata bu sözleri söyleten cüretin şekillendiği bir düşünsel, politik ve psikolojik iklim var. Görmemiz gereken asıl mesele budur. Bu iklim ve zihniyet hüküm sürdüğü müddetçe yarın başka bir kendini ve haddini bilmezin benzer hakaretlerine tanık olmamız işten bile değildir.
İsmet Yılmaz neden konuşmuyor?
AKP iktidarının üzerinde en çok tepindiği alan galiba eğitim sistemimiz oldu. Her ‘milli’ eğitim bakanı döneminde önceki dönemi aratan uygulamalar gündeme geldi. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin en başlıca göstergesi olan eğitim-öğretim sistemi yapboz tahtasına çevrildi. Yeni bakan İsmet Yılmaz’ın ‘farklı’ bir icraatı olacağını sanmıyorum. Savunma Bakanı iken edindiği deneyimden hareketle ‘milli’ eğitimi daha çok askerileştirmeye kalkışmasa bari… Ve bu arada liselerdeki isyanla ilgili ne diye dut yemiş bülbül gibi davranıyor anlamış değilim. Saray’dan gerekeli açıklama yapıldı, O’nun sözünün üstüne söz söylenmez diye düşünüyor olmalı.
Hurşit Külter nerede?
Şimdi de ‘kayıp’ vakaları mı?
Şimdi de ‘kayıp’ vakaları mı?
DBP Şırnak il yöneticilerinden Hurşit Külter 20 günden fazla bir süredir ‘kayıp’. Külter’in Gümüştepe Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde 7 gün tutulduktan sonra Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanlığı’na götürüldüğü söyleniyor. 3 Haziran günü Tümen’de görüldüğünü söyleyenler var. Külter’in gözaltına alındığı 27 Mayıs günü ‘BÖF’ adlı özel harekatçıların kullandığı bir Twitter hesabından fotoğraflarla duyurulmuştu (bu paylaşım sonradan silinmiş). Hurşit Külter nerede? Yeni ‘kayıp’ vakalarının önüne geçmek için Hurşit Külter’in akıbetini öğrenmek zorundayız…
Yorum Yap