38 hâlâ kanıyor…

  • 5.02.2016 00:00

Dersim 38 hep gündemimizdeydi; kanayan yaramızdı, ağladığımız, kahrettiğimizdi. Gelmişimiz, geçmişimiz, geleceğimizdi; varlığımızın, tarihimizin, yaşıyor olmamızın sebebi, gerekçesiydi. Dedelerimiz, ninelerimiz, annelerimiz, babalarımızdı…

38, ‘bizimdi’ ama başkasından sakladığımız, gizlediğimiz, kendi varlığımızla yürüttüğümüz bir ‘kendi olmak’ mücadelesi, kapıları kapatıp perdeleri çekip korkuyla, fısıltıyla, kimseler duymasın dediğimizdi…

38, ‘Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü’ ideolojisinin kanlı ispatı, Cumhuriyet’in en kanlı operasyonu ve yoksul, çaresiz, örgütsüz, savunmasız bir halk üzerinde sınadığı ‘gücü’ ve ‘kararlılığı’ idi…

38, inkar ideolojisinin yazdığı tarihin ‘cahildiler, eşkıyaydılar, dinsiz-imansızdılar, devlete isyan ettiler, katli vaciptiler’ yalanıydı ve bu yalanla beyinleri ve vicdanları dumura uğratılan bir toplum haline getirilmemizdi…

38, bazı faillerinin ‘fena mı oldu, medenileştirdik’ dediği, bazı faillerinin ‘bir şey değil, üzerlerine attığımız 50 kiloluk bombalardı sadece’ dediği, bazı faillerinin ‘gaz attık, Dersim Kürtlerini fareler gibi zehirledik, meseleyi kökünden hallettik’ dediği, bazı faillerinin ‘anlatmaktan imtina ediyorum’ dediği ve emri verenlerin ‘çıbanbaşı’ dediğiydi…
38, ‘Bunlar Ermenidir’ denilerek seferber edilen askerlerin yaktıkları, süngüledikleri, kurşunladıkları, gaz atarak zehirledikleri insanların ‘Ya Useynê Kerbelay’ (Ey Kerbela’nın 

Hüseyin’i sana geliyoruz) feryatlarını duyduklarında taş kesildikleri ve son nefeslerini verinceye kadar yaşadıkları azaptı…

38, ‘öbek öbek’ uçurumlardan askere değil Munzur’a teslim olmaya atlayan gelinlik kızlarımız, çocuklarımız, insanlarımızdı. Kana boyanan Munzur, tılsımı bozulan Jar û Diyar (Ziyaretler Diyarı) Dersim’in insanlık varoldukça sınanacak vicdanıydı…

Dersim 38, bir anlatılamaz acının kuşaktan kuşağa ağıtlarla taşınan gerçeğidir. Ve o ağıtlarda ‘Hala béré béré homete’ (Hele gelin bakın ey insanlar) diye feryat edilmektedir…
Unutmuyoruz. 4 Mayıs 1937 günü Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın da katıldığı Bakanlar Kurulu toplantısında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Dersim için ‘tenkil’ emri verildi.

19 Mayıs 1937’de başlayan ‘harekat’, en kanlı boyutu 38’de olmak üzere 1941-42 yılına kadar sürdü.

14 Kasım 1937 gününü 15 Kasım’a bağlayan bir gece vakti Seyit Rıza, küçük oğlu Resik Hüseyin ve 5 seyit, Elazığ Buğday Meydanı’nda kurulan idam sehpalarında asılarak öldürüldüler. Seyit Rıza’nın sehpadaki son sözleri ‘Evladê Kerbelayme, bexeta, be guneyme, ayivo, zilmo, cinayeto!’ (Kerbela evladıyız, suçsuz, günahsızız, -yaptığınız- ayıptır, zulümdür, günahtır!) oldu.

Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan bir MAH belgesine göre Mustafa Kemal, idamından hemen önce Seyit Rıza ile Elazığ Tren Garı’nda görüştü ve pişman olduğunu, af dilediğini söylemesi halinde kendisini affedeceğini söyledi. Seyit Rıza af dileyecek bir şey yapmadıklarını söyledi ve cevabı; “Sizin yalanlarınızla, hilelerinizle başedemedim, bu bana dert oldu. Ama sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” oldu.

Ve unutmuyoruz… 2009 yılında ‘Hakkarili anne ile Yozgatlı annenin gözyaşları arasında ayrım yapamayız’ diyenler, ‘Dersim 38’de analar ağlamasın denildi mi?’ diyenlerle aynı noktaya geldiler, meydanlarda ağlattıkları annelere yuh çektiriyorlar.

38, hâlâ kanıyor…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums