Sahi, nereye kadar?

  • 8.02.2016 00:00

Aslına bakarsanız iki yılı aşkın bir zamandır gündemlerindeydi. Ama lafta da olsa bir ‘gerekçesi’ olmalıydı. ‘Gerekçe’ yoksa icat edilirdi; neticede bir ‘gizli’ satılık tanık, bir savcı ve sulh ceza hakimine bakardı. Hem defalarca test edilmişti; yapılıyordu oluyordu, ve hiçbir şey de olmuyordu işte.

Neden ‘geç’ kaldılar? Galiba ‘Hukuku yerle bir ettik ama yani bir yere kadar…” kaygısından kırıntılar vardı. Artık bu tür kaygıların AKP devletinde yeri olmadığını varsayabiliriz. Çünkü ülkenin en önemli medya grubuna ‘kayyım’ aracılığıyla el konuldu…

 Bundan sonra olacakları İpek Medya’nın başına gelenlerden biliyoruz. Ve zaten kayyımlar maaşlarını hak etmek için ilk günden sonuçta grubu batırmakla nihayetleneceği belli icraatlarına başladılar.

 Bir gün önce Fuat Avni duyurdu, ertesi gün öğleden sonra Fuat Avni’nin ‘ayarlandılar’ diyerek isimlerini de verdiği bir savcı ‘talep’ etti bir sulh ceza hakimi ‘karar’ verdi ve kayyımlar yola düştü. Sosyal medyada birileri ‘İnlerine… İnlerine…’ heyecanıyla amigoluk yaparken bir gazetenin idam edilişine tanık olanlardandım.

Sonrasında Zaman okurlarının nasıl bir nefretle gazete önünden dağıtıldıklarına da tanık oldum. Gezi’den bu yana gaz yememiştim. Yeni gazlar edinmişler galiba; etkisi daha uzun sürdü. Polis, anladığım kadarıyla “On kişi yan yana gelmeyecek” talimatı almıştı. Metrobüs durağındaki yurttaşlar da nasibini aldı ‘gaz’ saldırısından. Yaşlı, kadın, çocuk filan ayrımı da yapmadılar. Söz konusu olan ‘terörle’ mücadele olunca…

 Maksat kayda girsin: Bu Sulh Ceza Hakimlikleri, Sayın Davutoğlu ‘hukuk’tan bahsetse, ‘dahlimiz yok’ dese de Saray ve iktidar partisinin elinde bir ‘sopa’dır. Oynadığı rol budur ve İstiklal Mahkemeleri gibi, sıkıyönetim mahkemeleri gibi, DGM’ler gibi kararlarıyla birlikte gelecekte utançla hatırlanacak bir ‘tarih’ olacaklardır.

 Düşünebiliyor musunuz; hakkınızda bir ‘gizli’ tanık bir şeyler söylüyor ve kendinizi savunamadan bir hakim kararıyla işiniz bitiriliyor. Zaman grubu sonuçta bir ticari kuruluş. Tespit edilen bir yasadışı faaliyeti mi var? Vergi mi kaçırılıyor? Yayıncılık görüntüsü altında ‘başka’ işler mi çevriliyor? Yıllardır denetleyip bir şey bulamayınca ‘kırın kapısını alın’ yöntemine başvurdular. ‘Mahkeme kararı’ ya da ‘hukuki süreç’ dedikleri, bu zorbalığın kılıfı.

 Şirketi batırdıktan sonra ne olacak peki? Bu kararın altında imzası bulunanlar ve bu kararın icracılarının bu sorunun cevabını düşünmelerinde sonsuz fayda var bence.

 AYM’nin Can Dündar ve Erdem Gül kararını aldığı gün bir dost sofrasında bundan sonra ne olabileceğine dair sohbet ederken iyimser ihtimallerden bahsedenlere “Bu kararı gölgede bırakmak için başka kötülükler yapacaklar” demiştim. Birisi, “Yapmadıkları ne kaldı? Zaman’a el mi koyacaklar?” dedi. Ben de “Evet, olabilir” demiştim.

 Bir şey bildiğimden değil; zorbaların kafasının nasıl çalıştığını iyi kötü tahmin ettiğimden.

 Önceki yazımda; ‘yapabilirsiniz’ demiştim, ama nereye kadar? Sahi, nereye kadar?

 Bu topraklarda zorbalığa direnecek insanlar her zaman olacaktır.

 Ve umut dediğimiz, neticede, bir ‘hayat devam ediyor’ diyalektiğidir. Kendi gerçeklerini, seçeneklerini ve ufkunu sürekli yenileyerek…

 Kadınların 8 Mart kutlamaları yasaklandı. Ama 8 Mart hâlâ Dünya Emekçi Kadınlar Günü! Kutlu olsun.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums