- 28.01.2016 00:00
90’lı yılların ‘terörle mücadele’ stratejisi, dönemin başbakanı ve cumhurbaşkanı sıfatıyla Süleyman Demirel’in “Devlet bazen rutin dışına çıkar” sözleriyle özetlenebilir.
‘Rutin dışına’ çıkmakla, her türlü yasal yetkiyle donatılmış olmasına karşın, güvenlik güçlerinin kural, nizam, yasa, hukuk dışına çıkmalarına cevaz verilmiş oluyordu. Binlerce köy böyle boşaltıldı, milyonlarca insan yerinden yurdundan göç etmek zorunda kaldı. Binlerce ‘faili meçhul’ cinayet işlendi. Başbakan Davutoğlu’nun “Biz gidersek Beyaz Toroslar gelir” sözleriyle hatırlamamızı istediği bir dönemdi...
Bu ‘rutin dışı’ dönemin uygulayıcıları arasında toplu katliam davalarının sanıkları, işkenceci polis şefleri, uyuşturucu tacirleri, ‘milliyetçi’ mafya grupları vardı. Bizzat dönemin başbakanı Tansu Çiller’in koruması altında idiler. O Tansu Çiller ki, “Vatan için kurşun atan da yiyen de bizim için şereflidir” özlü sözünün sahibiydi. ‘Şerefli’ diyerek sahiplendiği kişiler ise, Susurluk’taki kamyon kazasında ortalığa saçılan mafyacı, politikacı, emniyetçi ‘derin devlet’ kadroları...
‘Bir daha asla...’ derken, ülkemiz şimdiden 90’lı yılların kanlı karanlığını geride bırakan bir ‘rutin dışı’ dönemin dehlizleri içerisine girmiş durumda.
‘Rutin dışına’ çıkmanın o zaman da bugün de ‘gözde’ gerekçesi, ‘terörle mücadele’.
Söz konusu olan ‘terörle mücadele’ ise, rutin dışına da çıkılır, hukuk dışına da. Yargısız infaz da yapılır, ‘cadı avı’ da. Koca ilçeler tanklarla toplarla ‘abluka’ altına da alınır, insanlar kar kış demeden yerinden yurdundan da edilir. Düne kadar edilen laflar da unutulur, hatırlatana ‘vatan haini’ muamelesi de yapılır...
Söz konusu olan ‘terörle mücadele’ ise anayasa, yasalar, mevzuat, parlamento ve hatta hükümet de bir yana itilir, ‘fiili’ bir keyfi yönetim anlayışına bütün toplumun boyun eğmesi istenir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘çıtayı’ yükseltti ve her hafta muhtarlar üzerinden yurda hitabını bu kez kaymakamlara yaptı. Sırada valiler mi vardır, bilemiyorum.
Sayın Erdoğan, kaymakamlara “Mevzuat şöyledir, böyledir. Yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir tarafa, siz zihinsel inkılabınızı devreye sokun” diye seslendi. Bu, çok açık bir hukuksuzluk çağrısı.
Demirel’in “Devlet bazen rutin dışına çıkabilir” sözlerini hatırlamamın ve hatırlatmamın sebebi de zaten bu.
Demirel gibi, Erdoğan’ın da ‘koyun mevzuatı bir tarafa’ derken gerekçesi ‘terörle mücadele’. Bu, yürürlükteki keyfi yönetim anlayışının paravanı. Çünkü eğer kaymakamların ‘terörle mücadele’ ederken daha etkili olmaları gerektiğine inanıyorsanız ve mevcut ‘mevzuat’ bu açıdan yetersizse, bu yetersizliklerin giderilmesi için göreve davet edeceğiniz kurum, yasama organıdır.
Aynı konuşmada Erdoğan kaymakamlara, ‘gerektiğinde’ belediyelerin araç gereçlerine el koymaları talimatı da verdi. Bölgede görevden alınmayan ya da tutuklanmayan ya da hakkında ciddi suçlamalarla soruşturma açılmayan belediye başkanı, bildiğim kadarıyla yok. Belediye başkanları seçilmiş, kaymakamlar ise atanmış kamu görevlileri. ‘“Seçilmişler atanmışlardan daha muteberdir” diyen Erdoğan zamanları çok geride kaldı...
‘Rutin dışına’ çıkmış bir devlet anlayışıyla karşı karşıya olduğumuz, herhalde bundan daha açık şekilde ifadeedilemezdi.
Yorum Yap