Hakikatlerimizi çürütmeyelim

  • 3.02.2015 00:00

 Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a göre Abdullah Öcalan imkânı olsa eline sopayı alıp HDP’lileri kovalarmış. Bunu söyleyene ister istemez sorarlar, “Madem öyle Öcalan’ı neden aylardır kimseyle görüştürmüyor, konuşturmuyorsunuz?” Hele ki çözüm sürecinin tepelendiği, çatışma ve operasyonların, ölümlerin yeniden günlük olaylar haline geldiği bu günlerde...

Ve Selahattin Demirtaş defalarca “Örgüt Öcalan çağrı yaparsa Türkiye’ye karşı silahlı bırakmaya hazır” açıklaması yaptığı halde... Demek oluyor ki barış, birlik-beraberlik, çözüm kavramları için elde tutulan ölçü, seçimlerde ne kadar iş görüp görmediği imiş. Hâlâ anlamayan var mı?

Kurulduğu zaman Türkiye partisi olma iddiası ‘memnuniyetle’ karşılanan HDP için bu günlerde ‘uluslararası proje’ yaftalaması yapanlar, o zaman HDP’nin İmralı projesi olduğunu söylüyor ve kapatılan BDP’nin yeni süreci taşıyacak bir parti olmadığını savunuyorlardı. Şimdi HDP’nin neredeyse ‘terör örgütü’ muamelesi görmesinin sebeb-i hikmeti, çok açık, ortaya koyduğu iddiayı cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 7 Haziran seçimlerinde başarıyla sahiplenmesinin, siyaset yelpazesinde kendisine ‘bir ihtimal daha var’ yeri açmasının yol açtığı rahatsızlık.

HDP’den beklenen AKP’ye stepne olması iken, HDP kendi sözü ve iddialarıyla bu rolü reddeden, çözüm sürecinin şantaj aracı olarak kullanılmasına itiraz eden bir siyasi pratik sergiledi. Bari barajın altında kalsaydı, barajı yerle bir etti, ‘çok oldu’...

Sonuçta ‘baldıran zehri’ türü sözlerin sahipleri ‘her türlü milliyetçilik’ yerine süreci ve insanların barış umutlarını ayaklarının altına alarak tamamen ‘bildiğimiz devlet’ gibi davranmaya başladılar. AKP ve onun liderinin yegâne davası, iktidarda kalmak. Bunun nedeni memlekete hizmet sevdalısı olmaları değil, ‘malum’ korkuları. Korkularını yatıştırmak için her şeyi yapabilecek kadar kendilerini kaybettiklerine bu süreçte bir kez daha tanık olduk, oluyoruz.

7 Haziran seçimlerinin ardından Saray’da ülkeyi yeniden seçime götürmek için yeni bir planlama yapıldığı çok söylendi. Bu sefer işi ‘şansa’ bırakmamak için çoktan askıya alınmış çözüm sürecinden tamamen vazgeçilmesi ve HDP’nin de ‘bedel’ ödemesi gerekiyordu. Hazırdaki B Planı, ‘Kuzey Suriye’ ya da doğrudan KCK/PKK üzerinden patlak verecek kaos ile toplumu ‘devlet’ (siz AKP okuyun) etrafında kenetleyecek bir milliyetçi dalga yaratmaktı. KCK bu planı okuyamadı, HDP’nin seçim başarısının ortaya koyduğu siyaset imkânlarını görmedi ya da görmek istemedi. Bunun en kanlı ifadesi, Suruç katliamının ardından ‘misilleme’ diye Ceylanpınar’da iki polis memurunun evlerinde katledilmesidir. Bu olay, hâlâ izaha muhtaçtır. IŞİD’in Diyarbakır ve Suruç’ta gerçekleştirdiği korkunç katliamlar gibi...

IŞİD saldırılarının ardından Diyarbakır ve Adıyaman’da incelemelerde bulunan CHP heyetinin çalışmalarıyla ilgili açıklamalar yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Diyarbakır’da mitingde bomba atan çocuk, Suruç’ta canlı bomba olarak kendini patlatan çocuk MİT’in kontrolünde Suriye’ye gidip gelmiş” diyor.

Winston Churchill’in ünlü sözlerindedir; “Savaş zamanı, hakikat o kadar kıymetlidir ki, yalanlardan bir duvarla korunur”. Hakikatlerimizi yalan duvarlarının arkasında çürütmelerine izin vermeyelim...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums