Yüzleşmek mi unutmak mı?

  • 25.04.2015 00:00

Kirli, kanlı, karanlık bir tarihin içerisinden gelip güvenli geleceklere ufuk açan bütün ülke ve toplumlar, öncelikle geçmişleriyle yüzleşebildikleri için bunu başarmışlardır. “Unutmak” belki de ilk akla gelen tercihtir; çünkü “yüzleşme”, sanılanın aksine zordur, cesaret işidir. Ancak yüzleşmekten kaçınmak, asla yüzleşmenin konusu olan gerçekleri ortadan kaldırmaz; onları boynunuzda asılı ağır birer pranga gibi taşımaya devam edersiniz...

Yüzleşme, ister kişisel ister toplumsal manada, bir arınmak, yenilenmek, yeniden başlamak iradesidir. Bir vicdani hesaplaşma ve muhasebe gayretidir. Eğer yeni olmayı, yenilenmeyi gerekli kılan gerçekleriniz varsa, onlarla yüzleşmeden, ne yeni ne de yenilenmiş olursunuz.

 Yüzleşme aynı zamanda bir kültürel gelişme düzeyi ve ölçüsüdür. Özeleştiri kültürü olmayan, “unutalım gitsin” kolaycılığıyla kendini idame ettiren toplumlarda, bu yüzden, yüzleşme, zor ve sancılı bir süreç olmaktadır. Çünkü bir yandan yüzleşmeyi dayatan, üzerinden yüz yıl da geçse peşinden gelen gerçeklerin vardır ve bir yandan korkakça bu sorumluluktan kaçınıyor, erteleyip duruyorsundur. Ve bu, yüzleşmenin anlam ve ağırlığını artırmaktan başkaca hiçbir sonuç üretmez.

 Yüzleşme, ülkemiz özgünlüğünde barış içerisinde bira arada yaşama ve geleceğine güvenle bakma özlemimizin cevabıdır. Çünkü etnik, dinsel, kültürel çeşitliliğiyle anlamlı, değerli olan ülkemizin “kendi” olabilmek çabası, ancak tutarlı bir yüzleşme iradesiyle karşılığını ortaya çıkartabilecektir.

 Bu nedenle yüzleşme deneyim ve sürecini, demokratik değişim ve yeniden yapılanma istem ve beklentilerimizin en temel motivasyon zemini olarak anlamamız, anlamlandırmamız gereği var. Zamanın ruhunu ve aslında bir geleceğini doğru inşa etme bilimi görmek gereken tarihini kavramak, ancak bu duyarlılığa sahip olmamızla mümkün ve olanaklıdır.

 Yüzleşme, insanın yaşıyor olmaya, umutları, özlemleri olmaya, hedefleri, amaçları, hep daha iyi ve özgür olanı istemeye dair anlam arayışına ruhunu, duygusunu, yüreğini koymak işidir. Sürüklenerek yaşamak başka canlılara mahsustur. Oysa insan, Albert Camus’nun dediğince, doğada varlığına anlam arayan yegane canlıdır ve onu insan yapan, bir parçası olduğu evreni insanileştirme mücadelesidir...

 Yüzleşme, Gregor Samsa’yı bir gün uyandığında devcileyin bir böceğe dönüşmüş olarak öldüren büyük kaygısızlığa, güdülerine indirgenmiş bir hayatın cenderesinde öğütülmeye karşı insani bir dirençtir. Kafka’nın dediği gibi, aslında kendimizden başka bir eksiğimiz olmadığının ayrımına varmaktır.

 İnsan olmak, yaşıyor olmak, düşünüyor ve hissediyor olmak duygusunda, kalbinize, vicdanınıza dokunduğunuz anlardır yüzleşme...

 Yüzleşmeyi bir cesaret işi haline getiren, bizim örneğimizde, bu coğrafyayı vatan bilen halklar için Anadolu’yu hapishaneye çeviren egemen devlet zihniyetidir ve o zihniyetle suç ortaklığı yapan bir gerçeğimiz olmasıdır.

 Türkiye “yeni Türkiye” olacaksa, Ermeni kardeşlerimizin 1915 acısıyla yüzleşmek zorundadır. Bu utançla “barışık” yeni bir Türkiye olamayız.

 Cumartesi günleri yazılarım yüzleşme sorunlarımıza dair olacak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums