- 13.04.2015 00:00
Seçime girecek partilerin aday listeleri açıklandığından beri bu listelerin “şifreleri” üzerinde yorumlar, analizler yapılıyor. Tabii ki dikkatler öncelikle AKP listesinde. En çok merak edilen ise, “Saray ne kadar etkili oldu”? Bu, bir yere kadar doğal elbette. Ama abartmaya gerek yok. Zira AKP listesine son şeklinin “nerede” ve “kim” tarafından verildiği bir “görünen köy”dür.
Komik olan, Başbakan Davutoğlu’nun gözlerimizin içine bakarak “Bilindiği gibi sayın cumhurbaşkanı tarafsızdır” demesi. Haydi bakalım, yorumculara, analizcilere “iş” çıktı; kimisi bu lafın “doğruluğunu” kimisi ise listedeki Saray doktoru, avukat, çeşnicibaşı, damat, metin yazarı isimleri işaret ederek “yanlışlığını” kanıtlama gayreti içinde.
Maksat kayda girsin; aday listelerinin belirlenmesinde “fark” yaratan tek parti, CHP oldu. Çünkü adaylarının önemli bir kısmını önseçim yaparak belirledi. Genç, dinamik, istekli ve demokrat çok sayıda kişi CHP adayı olarak seçmen karşısına çıkacak. Neredeyse CHP’yi onlarsız düşünemeyeceğimiz çok sayıda siyaset kompedanı, uzmanlıklarının “kongre kazanma” ve “delege avcılığı” olduğunu bildiğimiz dinozor bu şekilde CHP örgütü tarafından sahnenin dışına itildi.
HDP adayları açısından durumu “sürpriz yok” olarak özetleyebiliriz.
MHP ise SP ve BBP’den gelen koşulsuz seçim ittifakı önerilerine kapılarını sıkı sıkıya kapatarak dikkat çekti. Kendisini belki de merkez sağın merkezine oturacak bir olasılık belirmişti ama Devlet Bahçeli ve kurmayları “böyle iyiyiz” demeyi tercih ettiler. Eğer ki bir koalisyon ihtiyacı hasıl olursa, AKP’ye “buradayız” demiş oldular.
Madem aday listeleri belli oldu, “kim kimdir” merakımız da bir parça tatmin olduysa artık asıl mevzuya gelmeliyiz.
Herkes bu seçimlerin “çok önemli” olduğunu söylüyor. Her seçim önemlidir kuşkusuz, ama bu seçimler özellikle önemli. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı’nın önümüze koyduğu “Türk Tipi Başkanlık Modeli” adında bir gündemimiz var.
Hangi parti seçmene ne vaat ediyor? “Asıl mevzu” dediğim bu. Mesela AKP “Türk Tipi Başkanlık getireceğiz” diyecek, öyle görünüyor. Erdoğan’ın müdahalesiyle ‘Çözüm Süreci’ni de askıya aldıktan sonra seçmene söyleyeceği “yeni” başka hiçbir şey yok.
CHP, “rejim elden gidiyor” konseptinden -nihayet- vazgeçmiş olarak insanların ekonomik sorunlarına hitap eden vaatlerde bulunuyor. Bunun CHP için “yeni” bir siyaset tarzı olduğunu söylemek gerekir.
MHP’den iddialı, yeni ve özgün bir çıkış yapmasını bekleyen varsa, geçmiş olsun. Seçimlerin kritik partisi ise malum, HDP. HDP, en geniş manada barışın siyasetini yapacak. Hükümetin askıya aldığı çözüm sürecini sahiplenecek. Tek başına bu konuda etkili olması bile onu barajın üzerine taşır kanısındayım.
7 Haziran’a doğru provokasyon peşinde olanlar ortamı “zehirlemek” için fazla mesai halindeler. Ağrı’dan gelen çatışma ve ölüm haberleri bunu bize bir kez daha hatırlattı. Seçmen psikolojisini manipüle eden çok tehlikeli hareketler bunlar. Dün “çözüm” diyenler şimdilerde 90’lı yılların “terör” edebiyatıyla siyaset yapmaya başladılar.
“Asıl mevzu”ya dair yazmaya devam edeceğim. “Meydan” boş değil...
Yorum Yap