İslam'ın istismarına direniş

  • 22.12.2015 00:00

 IŞİD'in kanlı eylemleri yine bakışların üzerimize çevrilmesine sebep oldu.

Müslümanlar olağan şüpheli konumunda rencide edici muamelelere tabi tutuluyor. Barışı esas kabul edip savaşı belli şartlarda istisna olarak tanımlayan İslam da bu fırtınada yara alıyor. Katillerin İslam etiketiyle dolaşmalarına mukabil, diğer Müslümanlar bunu tekzip edecek iş ve eylemlerde bulunmuyor. Tepkisizliğimizle İslamofobik kampanyalara dolaylı destek veriyoruz. İslam'ın terörle birlikte anılmasına yol açan örneklerin çokluğu karşısında, hem söz hem de eylemleriyle o algıya direnen ne kadar az insan var. Fethullah Gülen ‘İslam eşittir terör' algısıyla küresel çapta mücadele eden isimlerin başında geliyor. 11 Eylül saldırılarından hemen bir gün sonra Washington Post gazetesine verdiği kınama mesajıyla ‘Müslüman terörist, terörist de Müslüman olamaz' ilkesinin bayraktarlığını yapmıştı.

Gülen'in, Paris saldırılarından sonra da Fransızların itibarlı gazetesi Le Monde'da makalesi yayınlandı. İki yayın ve aradaki pek çok makale ile açıklama aynı kararlı mesajı veriyor. Söylenenler basit ve konjonktürel kınamaların ötesinde özeleştiri ve öneri içeriyor. Geçmişten gelen çizgiyle tutarlılık da inandırıcılık seviyesini yükseltiyor.

Özeleştiri çağrısını soyut bırakmayan Gülen, kendisi bir tarafından girişiyor sorgulamaya: “Müslümanlar olarak kendi problemlerimizle yüzleşmekten bizi alıkoyan komplo teorilerine sığınmaktan da vazgeçip bir muhasebe yapmalıyız: Acaba içimizde yer etmiş gizli istibdat meyilleri, fiziksel şiddet, gençlerin ihmal edilmesi ve dengeli eğitim eksikliği gibi nedenlerle cemiyetlerimiz totaliter zihin yapılı grupların kendilerine eleman devşirmesine müsait hale mi geldi? Temel insan hakları ve hürriyetleri, hukukun üstünlüğü ve herkesi kucaklayıcı bir zihniyeti bir türlü oturtamadığımız için boşlukta olan kimselerin ümitsizliğe düşmesi ve farklı arayışlara girmesine zemin mi hazırladık?”

Diğer insanlar ve bilhassa İslam etiketli terörün muhatapları haklı olarak lanetlemeyi yeterli görmüyor. Gülen de reddiyenin yetersizliğini mücadelenin şartı olarak görüyor: “Geldiğimiz bu noktada artık reddetmek ve lanetlemek yeterli değildir. Müslüman toplumlarda teröristlerin gençleri devşirme çalışmalarına karşı içinde devlet kurumları, dini liderler ve sivil toplum kuruluşlarının olduğu bir ittifakla akıllı bir şekilde mücadele edilmelidir.”

İslam'ın istismarı ve kötü emellere vasıta yapılması ne yazık ki terörle sınırlı değil. Ticaret ve siyasette de İslam'ın araçsallaştırıldığını görüyoruz. İftar programlarının jenerik müziğini reklamlarında kullanıp Maldivler'de tatil satan Fadıl Akgündüz'ün proje ismini hatırlıyor musunuz? Ebu Eyyüp El Ensari House! Sarıklı cübbeli hocaları yanına alarak onları da halkla ilişkiler aparatına dönüştürmüştü. Şimdilerde hakkında soruşturmalar devam ediyor, müfettişler ‘dini duyguları istismar' ettiğine dair raporlar yazıyor. Allah aşkına bunun için devletin rapor yazmasına gerek var mı? İstismar zaten paçalarından dökülmüyor mu?

Müslümanlar uyanıp bu suiistimalleri önleyici tedbirleri geliştirmedikçe çarklar dönmeye devam edecek. Bazen bir terör örgütü, bazen her yaptığını yüce ideal ambalajıyla pazarlayan siyasetçi ya da kurnaz tüccarlar bizi ütmeyi sürdürecek.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums