Yeni Şafak Gazetesi, yalan haber yazma ve belge uydurma konusunda çığır açıcı(!) yayınlar yapıyor.

Sosyal medyada alay konusu olan yayınları toplumun günlük gülme ihtiyacını karşılıyor. Bir mizah dergisi olsa biz de gülüp geçebilirdik. Ama iktidar sözcülüğüne soyunmuş siyasi gazete iddiası yüzünden az da olsa ciddiye almak zorunda kalıyoruz. Dünkü nüshası yine eğlenceliydi. Gün boyu “İsmet İnönü, Şükrü Kaya ile bir olup Atatürk’ü zehirledi” manşeti üzerine espriler üretildi. En komiği ise Kasım Gülek üzerinden Fethullah Gülen göndermesi yapmaya çalışmalarıydı. 1939’da ilk kez milletvekili seçilen Gülek, 1950’den sonra CHP genel sekreteri olarak ön plana çıkmıştı. Gülek, 1938’de Atatürk öldüğünde 33 yaşında ve milletvekili bile değildi. Gülen ise yeni doğmuştu.

Trajikomik yayınlara imza atan gazetenin suçüstü yakalandığı haber Fethullah Gülen’e dair. Yaklaşık bir haftadır sahte olduğu her halinden dökülen belgelerle Gülen’e iftira atan gazete, dün artık tüy dikti. Vikipedi internet sitesinden aldığı ve çoğu Gülen’in resmi web sayfasından derlenen bilgileri istihbarat raporu diye sundu. “1960’tan itibaren pek çok istihbarat raporu yazıldı. Ancak neredeyse tamamı sümenaltı edildi. Yazı dizisi sümenaltı edilen raporlardan biriyle başlıyor” girişinden sonrası facia. ‘İşte rapordaki Gülen’ başlığının altı birebir Vikipedi’den alıntıyla doldurulmuş. Bunu yazan gazetenin çalışanları ise beş cümleyi kendi başlarına kurmaktan aciz insanlar demektir. Vikipedi’den okuduğunu yeni kelimelerle ifadeye dökmeyi başaramayan birileri var karşımızda. Normal bir ülkede bu cinayeti işleyenlerin bırakın gazetecilik yapması, gazete okumasına bile izin verilmez. Mustafa Karaalioğlu döneminde itibarlı bir gazete inşa edilmişti. Bugün internet bilgilerini ‘istihbarat raporu’ diye sunan İbrahim Karagül, o mirası çarçur ediyor ve bir gazeteyi gülünç duruma düşürüyor. ‘Dün Atatürk’ü zehirleyenler bugün Türkiye’ye savaş açtı’ diye yazı döşenip Kemalistlerden rol çalan Karagül, kalpaklı bayraklarla cumhuriyet mitingi organize ederse şaşırmayacağım.

O kadar abartılı kullanılan sayfada muhabir ismi yok. Sahte raporların dışarıdan hazırlandığı havası hâkim. Öyleyse aynı cümleleri onlar için kurabiliriz; fazla zeki olmayan bir ekip işin içinde. İddia edildiği gibi devletin istihbarat birimleri bu ‘hizmeti’ sunuyorsa vay halimize! Böylesi bir zekâ düzeyinin DHKP-C militanlarının adliye basıp savcı şehit etmesini engelleme ihtimali sıfır. O yönde beklentisi olanların başının çaresine bakmasında yarar var.

Diğer ihtimal ise metinleri hazırlayanlar Yeni Şafak’ı rezil etmek için kumpas kuruyor! Gazetenin sahibi Albayrak ailesinin yerinde olsam komplo ihtimalini göz ardı etmem. Komplocuların içerideki uzantıları ve işbirlikçilerini de unutmasınlar. En kötüsü ise üçüncü şık; yani “ne yazsak ‘okutuyoruz’, sebep olduğumuz hiçbir skandalın hesabını vermiyoruz” şımarıklığı. Çaylı sahte belgelere Cumhurbaşkanı Erdoğan da sahip çıktıktan sonra ‘kimse bize dokunamaz’ diye düşünüyorlardır herhalde.

Neticede yayın yöneticisi olarak künyede adı geçenlerin sigaya çekilmesi lazım. Çay dökülmüş masonluk belgeleriyle hâlâ dalga geçilirken aynı kaynaktan gelen malzemeye güvenmek zekice bir davranış değil. Gazetecilik biraz akıl, ciddiyet ve okura saygı gerektiriyor. Söz konusu kişilerde ne yazık ki üçü de eksik.