Taksim’den arta kalanlar

  • 4.06.2013 00:00

 Gezi Parkı meydan muharebelerinde ‘hasar tespiti’ yapma zamanı geldi. Hata-sevap cetveli çıkarmak ülkenin yararına olacak. Taraflar, bardağın işine yarayan kısmını kamuoyu gündemine getirmeye çalışıyor. Anlaşılabilir bir durum ama artık daha iyisini yapabilmeliyiz.

 

    Şeffaf ve hesap verebilir yönetim, yalnızca demokrasinin olmazsa olmazı değil. İstismarı önleyerek, yönetimle halk arasındaki iletişim ve istikrarın korunması açısından da elzem. Park ve Topçu Kışlası hakkında bilginin paylaşılmaması kafaları karıştırdı. Hâlâ da belirsizlik sürüyor. ‘Verilmiş kesin karar yok’ açıklamaları insanları teskin etmeye yetmiyor. Aksine, söz dolaştırılarak niyet gizleniyormuş havası veriyor.

    Bütün tepkileri ve eylemcileri aynı torbaya doldurmak en büyük hata. Elbette araçları yakan, işyerlerini yağmalayan, polise taş ve çivili toplarla saldıran provokatörler var. Ama eylemin sembolü haline gelen ‘kırmızı elbiseli kadın’ için bunu söylemek kolay olmasa gerek. Her haliyle provokatör olmadığı belli kadının yüzüne biber gazı boca etmek normal karşılanabilir mi? Alandaki çadırların yakılması hakeza… PKK terörü ile mücadelede sıkça duyduğumuz bir cümle vardı; “halkla teröristi birbirinden ayırmak”. Onu işte tam da burada uygulamak lazımdı. Art niyetli profesyonel eylemciler, polisle birlikte diğer eylemciler ve medya mensuplarının da can güvenliğini tehdit ediyor. Onlara karşı müdahaleye kimse bir şey demezdi. Nitekim gaz ve kaba kuvvet ilk defa kullanılmıyor. Yer yer orantısızlık eleştirisi getirilse de böylesine yoğun ve kitleselleşmiş bir destek hiç olmamıştı. Demek ki kamu vicdanını rahatsız eden bir farklılık var. Fizikî şiddetin yanında sözlü kınamalarda da ayırıma gidilmemesi tepkiyi büyüttü. İlk beş gün protestonun esamisinin uğramadığı semtlerde pazar akşamı tencere-tava sesleri duyulmaya başlandı. Bu bile kriz yönetiminin başarısızlığı ve kitle psikolojisinden habersizliğin göstergesiydi.

    Kriz boyunca bilgi temini meşru vasıtalarla gerçekleşmeyince sosyal medya üzerindeki manipülasyonlara zemin hazırlandı. Gözden kaçabilecek isim değişiklikleriyle tanınmış kişi ve kurumlar adına açılmış paravan hesaplarla meydan karıştırıldı. Bazen ölü-yaralı haberleri bazen de kitleyi tahrik edecek ‘resmî’ açıklama kılığındaki mesajlar kalabalıkları hareketlendirdi. Rastlantı diyemeyeceğimiz sosyal medya operasyonları görünmeyen bir elin organizasyonunu açık ediyordu. İstihbarat birimleri, paravan hesapları ve yalan haberleri takip ederek bile o gizli ele ulaşabilir.

      ‘İnsanın en zayıf anı, kendini yenilmez zannettiği zamandır’ diye bir söz var. Yenilmezlik duygusu, rakibi analiz etmeyi ve hamleleri üzerine düşünmeyi engeller. AK Parti hükümeti, biraz bu duyguya kapıldı. İktidar değil, sadece siyasî parti olsa umursamayabilirdik. Hataların faturasını millet ödeyeceği için uyarmak zorundayız. Aynı çukura muhalefetin düşme ihtimali de yüksek. Hükümeti yıkabilecekleri, devrim yapabilecekleri zehabına kapılıyorlar. Oysa Türkiye, ne Tunus ne de Mısır. Zamana yayılan ve şiddeti dışlayan çizgiyi yakalayabilseler daha yıpratıcı ve sonuç alıcı olurlardı. İki günde hükümeti devirebilme ham hayali ve halka zarar veren şiddet, balonun havasını boşalttı. Ancak bundan hareketle AK Parti’nin oy oranı yüzde 60’lara çıkıyor diye gaz verenler de doğru yapmıyor. AK Parti bir kitle partisi, ideolojik hareket değil. Yüzde 50’ye kemik oy denilemez. Kaos ve onun tetikleyeceği ekonomik kayıplar merkez seçmenini ürkütür. Gerilim merkezdeki seçmenin kâbusudur. Şu anda en tehlikeli gaz, hükümete bu yönde verilecek gazdır.  b.korucu@zaman.com.tr

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums