Gezi eylemlerinin birinci yıldönümü...

Hatırlarsak devlet 25 bin polis ile 50 TOMA’yı hazır etmiş...

İstanbul Valisi Avni Mutlu Taksim’de toplantıya izin vermeyeceğiz, diye açıklıyor.Gençler Gezi Parkı’nda ağaçlar kesilmesin, oraya Topçu Kışlası kondurulmasın diye parka çadır kuruyor.Sırrı Süreyya Önder iş makinasının önüne kendini atmıştı.Vatandaş ise  "bana da sor, benimde fikrimi al,bende varım, bende yaşadığım beldeye yapılacak olan her şeyden sorumluyum,ağaçların kesilmesini istemiyorum".

Derken başbakan Fas gezisinden gençlere seslenip meydan okumasaydı bunlar yaşanmayabilirdi.

Ve görüldü ki Başbakan Erdoğan’ın kendisine biat etmeyen kesimlerle konuşarak anlaşmak gibi bir niyeti yoktur. Her türlü muhalefeti şiddet yoluyla ezmek kararındadır.

- Şehircilik ilkeleri yerine rant ve beton ilkelerini koymuştur...

Gençlik Gezi’de başkaldırmadı. Başkaldırma süreci hazırlandı.O günlerde yazmıştım başbakan aptal mı halkını karşısına alacak kadar  diye ! aslında amaç belki de uyuyan halkı uyandırmaktı ,avare, ilgisiz, sorumsuz sanılan gençliği silkelemekti.Yaşadığın bölgeye sahip çık çıkmazsan muktedirin her dediğine katlanmak kabul etmek zorunda kalırsın oysa yerel demokrasi inşa edilmiş bir ülke ancak senin çocuğunun geleceği olabilir.Önceliğin demoratik bir belde de bir ülkede yaşam talebin olsun.Demokrasiye sahip çık.Peki demokrasi ne kadar demokratik?

Demokrasinin demokratikleşmesi için katılımcı bir demokrasi gerekiyor bu ancak seninle olur.Yaşadığın yere sahip çık, yaşadığın yerde söz ve hak sahibi ol,bu senin vatandaşlık görevin,yerinden yönetim mekanizmalarına sen şekil vermelisin başbakan değil !

Gençliğin ne kadar dinamik ve toplumsal tepkiyi istediğinde gezi parkında gece yatmak pahasına yiğitçe davranarak gerektiğinde burdayız diyen yanıtının anlamını biz okuduk.

İktidara meydanın boş olmadığını canını ortaya koyarak anlattı.

Bütün dünyaya televiyonlar kanalıyla her ne kadar bizde medya insanlara penguen belgeseli izletse de  iktidarın nasıl acımasız ve anti demokrat bir ruh taşıdığını gösterdi.

Gezi’nin yiğitlerini  demokrasi,adalet,özgürlük, ve eşitlik arayışı için ölen sekiz gencimizi saygı ile selamlıyoruz...

Bir ülkenin gençlere su ve gaz sıkarak yönetilemeyeceğini “idareci”lerin anlamasını ise ne yazık ki hala bekliyoruz.