- 26.10.2015 00:00
Adam 80 yıldır seni dövüyor, kafanı kırıyor, aşağılıyor, sonra da çıkıp sana “kutuplaştık bea” diyor, sen de bunu yutuyorsun.
Adam senelerdir seni eziyor, dilini, dinini, kimliğini inkâr ediyor, seni “yok” sayıyor, sonra sana “vatandaş çok gerildi” diyor, sen de çıkıp “aaa hakikaten gerildik bea” diyorsun.
Adam, sen varken, yoktu. Geldi, seni yok etti, kendi mutlak varlığını ilan edip seni reddetti. Sonra sen buna itiraz edince ve/ya sen “yeniden var olmaya başlayınca” yahut küllerinden yeniden doğunca sana “sen-ben diye kutuplar yok, bu ülkede birisi kutup olacaksa o da benim, ayı da ben, kutup da” diyor, sen de buna “ikna” oluyorsun.
Adam sana 80 yıldır “kutup olma imkânı” dahi tanımamış, bir “kutup” kadar kıymet vermemiş, bir hiç olmuşsun onun gözünde, şimdi ucundan kıyısından kutuplaştığını görünce sana “gel etme, kutuplaşmayalım” diyor, sen de “sahi ya, çok kutuplaştık bea” diyorsun.
Yahu! Sen öz yurdunda zerre-i miskal kadar “parya” olamamışsın, öz yurdunda “garip” “garip” gezmişsin, adam “kutuplaştık” diyerek sana yine aynı kulelerden, tepelerden bakıyor, “haddini bil, sen kimsin ki” diyor, sen bunu fark edemiyorsun, celladınla aynı kompartımanda yolculuk yapaya lades oluyorsun.
Güzel kardeşim, bunlar değil miydi ki, sana türlü türlü operasyonu çeken?
Bunlar değil miydi ki, senin bütün özgürlüklerini elinden alan, “sana oksijen alıp karbondioksit verme imkânı” dahi tanımayan?
Bunlar değil miydi ki, sana “senden Cumhurbaşkanı olmaz, Başbakan olmaz, muhtar olmaz, Vali, Kaymakam, memur olmaz” diyen?
Bunlar değil miydi ki sana yıllarca “cahil, makarnacı, kömürcü” diyen, göbeğini kaşıyorsun diye seni tiye alan.!
“Kendi başına bırakılınca her daim yanlışı tercih edecek” diye bakılan cahil, cühela sen değil miydin be mübarek? Bunlar, boğaz manzaralı yalılarında kadeh tokuştururken, senin gecekondundaki ailene rota/yön çizmediler mi her gün?
Bu kadar mı balık hafızalısın?
Yıllarca başörtünden dolayı okul okuyamadın, Kürtçe konuşamadın, Cem Evi’nde rahatça ibadet edemedin, sürgün edildin, tehcir edildin, aynı silahla önce Maraş’ta seni, sonra Madımak’ta kardeşini vurdular, on yılda bir seni iktidardan püskürttüler, önce yangın çıkarttılar sonra itfaiyeci olarak evinde kendi çıkarttıkları yangını söndürüp kendilerini sana “kurtarıcı iktidar” diye yutturdular.
Maskeli balolarda kadeh tokuşturmuyorsun, Beethoven’ın bilmem kaçıncı senfonisini dinlemiyorsun, caz konserlerine gitmiyorsun, “pop’tan, rock’tan” anlamıyorsun, opera-bale zevkinden yoksunsun diye seninle dalga geçmediler mi? Seni aşağılamadılar mı?
Kendi devşirme kültürlerini, TSE’den akredite edip, standart diye sana yutturmadılar mı? Sinema, tiyatro, şiir, edebiyatta Allame-i Cihan olsan, sana dönüp bakmayız, tınlamayız demediler mi?
Ne çektin be kardeşim…
Şimdi sana bütün bunları çektirenler çıkıp yine sana “hey, kutuplaştık, versene bi dal” diyor…
Ve sen bunu yutuyorsun.
Ey makarna yemekten, vitaminsizlikten boyu kısa kalmış kardeşim.!
Çıkıp da şöyle bir haykırsana.!
“Ben senin bana yaptığın gibi yapmayacağım sana. Tek kutuplu bir Türkiye yok artık birader, sen de kutupsun, ben de, bak ben seni yok saymıyorum hem, ne ka kutup o ka zenginlik” diye bağırsana, o adam(lar)ın gözlerinin içine baka baka…
Çığlık at-sana…
Ve…
Avazının çıktığı kadar,
“HAMDOLSUN KUTUPLAŞTIK” desene…
Yorum Yap