ERDOĞAN VE BARZANİ NEDEN HEDEFTE?

  • 20.10.2015 00:00

 Barzani’den başlayalım:

Geleneğinden, örf ve âdetinden hiç kopmadı. Tarihsel mirasına sahip çıktı, bu mirasla bağını hiç koparmadı, aksine bu bağı daha da güçlendirdi. Kendi halkının geleceğini, başka kliklerin geleceğine tercih etmedi. Dayatmaları kabul etmedi. Oligarşik sermayeye, küresel kuşatmaya, kültürel sömürgeye izin vermedi. Kadim tarihten ilham alarak Batı’nın çizdiği suni sınırlara aldırış etmeden Türkiye ile ittifak kurdu, kader birliği yaptı. “2.Sykes Picot’un kullanışlı mikseri DAEŞ”e karşı Suriye’de Kürtleri korudu. Siyasette demokrasi ve çoğulculuğu ön planda tuttu. Irak Kürdistanı’nda tüm farklılıkların kendisini özgürce ifade edebilmesi için ön açıcı oldu. Kabinesinde farklı etnisite, din ve dillerden temsilciler var.

Erdoğan’a geçelim:

2001’de partisini kurduğu andan itibaren “80 yıllık suni düzeneğin” karşısında durdu. Hatta bu suni düzeneği ters yüz etmek için parti kurdu. Temsil ettiği “ötekileri” özleştirirken, bu özleşmenin ancak tüm ötekilerin özleşmesiyle mümkün olabileceğine inandı. 1.Cumhuriyetin tüm ötekilerini, tüm mağdurlarını ve tüm 2.sınıf vatandaşlarını eşitlemek, özleştirmek ve 1.sınıf vatandaş haline getirmek şiarıyla ince-uzun bir yola çıktı.

Köklü ve kalıcı bir değişim için reformlara başladı. Yaptığı her reform, müesses nizamın bir kanadını sarstı. Çözmek için dokunduğu her sorunun altında, bu sorundan varlık elde eden solucanlarla karşılaştı.

Sözgelimi, Cumhuriyetin ötekileri olan Alevilerin sorunlarını çözmek istediğinde Alevi meselesinden nemalanan ve bu mesele üzerinden operasyon çekenler tarafından hedefe konuldu, mukavemetle karşılaştı.

Kürt meselesine her dokunduğunda, Kürt meselesinin etrafında sofra kurmuşların, varlık bulmuşların, oksijen almışların hışmına uğradı.

Erdoğan, Kürtlerin sorunlarını çözmek için kollarını her sıvadığında, Kürtlerin sorunları üzerine “endüstri kuranları”, Müslümanların sorunlarını çözme iradesi gösterdiğinde, Müslümanların sorunları üzerinden “fotosentez yapanları”, Alevilerin kangrenleşmiş trajedilerine her son vermek istediğinde, Alevi mahallelerinin tam ortasında açılmış “mezar taşı mermercilerini” karşısında buldu.

Erdoğan, Türkiye’deki hangi öteki kesimin sorununu çözmeye kalksa, karşısına Türkiye’yi karıştırmak için bu ötekileri bir mikser gibi kullanan ülkeleri buldu. Kâh Londra, kâh Washington, kâh Tel-Aviv… Bazen de üçünü birlikte…

Erdoğan, tüm bunları yaparken, hiçbir zaman tarihten gelen mirası bir kenara koymadı. Geleneğinden, örf ve âdetinden taviz vermedi. Dayatmalara boyun eğmedi. Ulusal ve uluslararası müesses nizamın karşısında durdu. Zihin işgalcilerine, bürokratik oligarşiye, indirgemeci ve küstah aydın kaprislerine ve Başbakanları evinde bir elinde viski kadehi, diğer elinde puroyla, zebra pijamasını giymiş bir şekilde karşılamaya alışmış medya patronlarına karşı asla boyun bükmedi.

BM’ye “dünya 5’te büyüktür”, İsrail’e “van minüt”  dünyaya “önce vicdan” dedi…

Bugün hem Barzani’ye hem de Erdoğan’a eş zamanlı olarak “seni başkan yaptırmayacağız” diyorlar. Her ikisine de günde 3 öğün baskı yapıyor, psikolojik harp teknikleri uyguluyorlar.

Erdoğan’ı ve Barzani’yi hedefe koydular.

Çünkü onlar olmazsa, Ortadoğu halkı, silah baronlarının kimyasal, konvansiyonel ve yeni üretilmiş/üretilecek silahları için “vazgeçilmez denek” olmaya devam edecek.

Erdoğan ve Barzani olmazsa;

Türk-Kürt ittifakı, “tarihsel rayına” hiçbir zaman oturmayacak.

Kan ve gözyaşı bu coğrafyanın “değişmez kaderi” olmaya devam edecek.

Geleneğinden, kültür ve medeniyetinden kopartılmış, atasını tanımaz, asi, amaçsız ve hedefsiz devşirme bir nesil yetişecek.

Barış ve Demokrasi, bu coğrafyada öğrenci yetiştiren üniversitelerin ders kitaplarında, Batı’nın tekelinde olan ve Ortadoğuluların asla ulaşamayacağı yüce kavramlar olarak yutturulmaya devam edilecek. Batı ve Batılı oryantalistlerin “barış ve demokrasi ihracatçısı” tavırları ve kibirli bakışları hiç değişmeyecek.

Erdoğan ve Barzani olmazsa!

Sınırları iğdiş edilmiş bu coğrafya, “kaderimiz” olmaya devam edecek.

Tarihsel ırmak, Londra, Washington ve Tel-Aviv üçgeninin cetvelle çizdiği suni yataklardan akmaya ve akarken yarattığı taşkınlarla Ortadoğu halklarının mirasını yutmaya devam edecek.

Aslında Kürtlere ve Türklere sorulacak soru şudur:

Bütün bunlar olurken siz nerde duracaksınız?

Çünkü bilmelisiniz ki; sizin durduğunuz veya duracağınız yer, çocuklarınızın geleceğini belirleyecek…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums