YENİ TÜRKİYE PROSPEKTÜSÜ

  • 21.08.2014 00:00

 Türkiye Türklerindir mottolu gazetelerin, Thomas More’un Ütopyası’ndaki gibi ülkedeki mutsuz insanları bulup kaleyi içten fethetmek için canhıraş çalışan “plaza basını”nın, seçilmiş, meşru hükümeti gayri meşru yollarla alaşağı etmek isteyen “oportünistler klübü medya”nın, 40 yıldır hırka, pardon darbecilere kıyafet ören kapalı devre “C-Journalistler”in ve ülkesindeki mahrem bilgileri ve ayıbı? hiç vakit kaybetmeden yabancı ülkelere tarzan ingilizcesiyle servis eden “jurnaciler”in epey bir zorlanacağı bir Türkiye kuruluyor.

Örneğine İsveç demokrasisinde bile rastlanmayan aşırı özgür basının şizofreni krizi geçirip iç sayfalarında “bu ülkede basın özgürlüğü yok, Erdoğan diktatör” derken bile manşetten ülkesinin başbakanına hakaret eden, muhalifliği gün yüzü görmemiş sinkaflı küfürler etmekle eşdeğer gören ahlaksız basının doğal olarak tavsiye olacağı bir dönemdeyiz.

Makarna yemekten boyu kısa kalmışların, havyar yiyerek boyunu uzatanlarla ortak bir yaşam ve özgürlük alanına sahip olduğu, histeri krizi geçiren lümpenlerin, göbeğini kaşıyarak gezen Anadolularla bir arada yaşamak zorunda olduğu, ayrıcalıklı zümrenin ayrıcalıklarının bir bir sıfırlandığı bir Türkiye inşaatında çalışarak alın teri dökenlere selam olsun.

Kibirli aristokratların ve saray çocuklarının, herkesin eşit olduğu, sınıfsal üstünlüklerin yerle bir olduğu bu yeni Türkiye’de yaşamaları, İbrahim Sadri’nin “Sirkeci’den tren gider, ona binen verem gider” dediği gibi, verem olmalarına neden olabilir. Ve belki de bu, onlar için kaçınılmaz bir sonuç.

Yeni Türkiye’de, 100 yıllık Kürt meselesini “Doktor, Vali, Kaymakam bile olabiliyorlar, Kürtlerin ne sorunu var ki” indirgemeciliği ile tarif eden sığ, tarih bilmez analistlerin, bizzat devlete ait jetlerin kendi vatandaşını katlettiği bir olayın ertesinde ölen insanları “katır”a benzeterek aşağılayan, “aşağılık kalemler”in güneş altında erimeye mahkûm olmuş buz kalıpları gibi eriyip yok olduğuna şahit olacaksınız.

Serengeti’deki antilopların geniş düzlüklerde çılgınlar gibi koşarak ayak basmadık yer bırakmaması gibi, siyaset yelpazesinde sağ-sol bütün noktalara ayak basan, milliyetçiliği solculukla, solculuğu Türkçülükle dans ettiren, 6 ok’u, Atatürk ilkelerini, Türkeş doktrinini, “yeminli Erdoğan muhalifliği” potasında eriten siyasal partilerin oksijen yetersizliğinden yıkılıp kalacağı yeni dönem siyaset sahnesi açılıyor.

Mevcut siyasal iktidardan daha çok demokrasi, özgürlük ve adalet vaat etmeyenlerin hiçbir zaman iktidar olamayacağı, halkın talepleri yerine Okyanus Ötesi’nin, Londra’nın, Berlin’in ve Tel Aviv’in taleplerine kulak verenlerin bir daha asla iş başına gelemediği yeni dönem başlıyor.

Bu coğrafya’da bir daha anadilinde şarkı söylemek istediği için kovulan ve yabancı ellerde kahrından ölen Ahmetler çıkmayacak.

Katillerin isimleri bundan gayri hiçbir kuruma verilmeyecek. Sabiha Gökçen, Mustafa Muğlalı, Kenan Evren vb kişilerin isimlerinin yazılı olduğu bütün tabelalar indirilecek.

İnancı gereği başını örttüğü için hiç kimse hiçbir özgürlükten mahrum bırakılamayacak. Doktor, Vali, Kaymakam olabilen ama “kendi” olamayan Aleviler Alevi, Kürtler Kürt, Müslümanlar Müslüman olacak. “Herkes kendi olacak”, kendi inancıyla, kültürüyle, kimliğiyle yaşayacak.

Eğer illa bir mahalle baskısı olacaksa Yeni Türkiye’de bu, faşistlik, ırkçılık yapanlara karşı olacak. Yani Eski Türkiye’de olduğu gibi yeniye ve yeniliğe destek olanlar değil, eskiye ve eskiciliğe destek olanlar ayıplanacak. Dolaysıyla bu sosyolojik değişimin adı da “mahalle baskısı” değil, “demokratik kültür” olacak.

Türkiye halkının demokratik seviyesi her geçen gün daha da artacak. Eskiden konuşulmasından çekinilen şeyler konuşulacak. “Tabular ve psikolojik bariyerler” yıkılacak. “Barışa ikna etmek” için Akillerin yollara çıkmasına gerek kalmayacak. “Barış ve demokrasi”, bizzat halkın satın aldığı, içselleştirdiği ve koruduğu hasletler olacak.

Göreceksiniz, gün gelecek Türkiye’de en aykırı fikirler konuşulacak, PKK, TSK ile dışarıda Türkiye lehine ortak operasyonlar düzenleyecek, (her ne kadar Kürt ulusalcılar kızsa da) Irak, Suriye ve (daha sonra) İran Kürtleri Türkiye ile birleşecek. Bunun adı Osmanlıcılık değil. Bilakis tarihin Sünnetullah’a uygun olarak yeniden kendi mecrasında akmasıdır. Dünya savaşı sonrası mühendislerin masa başında çizdiği sınırlar iflas edecek. 4 parçaya bölünmüş ve aralarına mayınlar ve sınırlar girmiş halk yeniden birleşecek.

Türk-Kürt ittifakı Ortadoğu’yu yeniden şekillendirecek. Bu coğrafyanın sınırları aşan vicdanı Türk-Kürt ittifakıyla ortaya çıkacak. Ortadoğu; oryantalistlerin ve Batıcıların desteğiyle demokrasi ithalatçısı AB ve ABD’nin ameliyat masasındaki “hasta” olmaktan kurtulacak. Kürt-Türk ortaklığı, Ortadoğu’nun yer altı ve yerüstü zenginlikleri, sömürgeci-emperyallerin kontrolünden çıkarıp, bu coğrafyanın yerli ve öz halkının kontrolüne geçirecek.

Evet yeni bir tarih, yeni bir coğrafya, yeni bir hinterland ve yeni bir paradigma kuruluyor.

Her şey yenilenirken, siz isterseniz Fuat Avni ve İhsan Eliaçık’ınızla oyalanmaya devam edin. Her seçimde aldığınız yenilgiyi, harika sosyolojik indirgemeciliğiniz ve pişkinlikliğinizle savuşturun.

Veya 2015 seçimlerinde bu kez Çatı Aday yerine İhsan Eliaçık, Atilla Taş ve Faut Avni gibi isimlerin harmanlandığı bir “Karışım Aday” çıkartın.

Ama şunu unutmayın.!

Tarihin çöp sepeti, siz ve sizin gibiler için ardına kadar açık tutuluyor.

Yeni Türkiye’yi kullanmadan önce kutunun içindeki prospektüsü okuyunuz.!

Twitter: @bayramzilan

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums