Emekliliği geçmiş liberallerin Erdoğan'la imtihanı

  • 29.04.2014 00:00

 “Eğer barış diyorsak, Kürtlerin sorunlarını her şeyiyle iliklerine kadar yaşamış olan bu insanın, “Barışın önünü açmak için kaç kuşak, kaç ölüm daha bekleyeceğiz” diyen (Leyla Zana’nın BZ.) çığlığına kulak vermemiz gerekir. (…) Silahın, şiddetin miadı dolmuştur. Zaman, silahların susması zamanıdır. Zaman, silahların değil siyasetin konuşma zamanıdır. Ve zaman artık provokasyonlara dayanıklı, arkasında güçlü siyasal kararlılık olan, Leyla Zana’nın isabetli deyişiyle, sürdürülebilir müzakere zamanıdır. Dileğimiz odur ki: Leyla Zana’nın “Barışın önünü açmak için kaç kuşak, kaç ölüm daha bekleyeceğiz” diyen çığlığı bu kez Ankara’yla Kandil’de daha iyi yankılansın.”

Yukarıdaki satırlar 03.07.2012 tarihli, Hasan Cemal imzalı bir yazıdan alıntı. Cemal, “Erdoğan-Zana buluşması önemlidir, barış adına olumlu bir gelişmedir!” başlıklı yazısında (http://siyaset.milliyet.com.tr/erdogan-zana-bulusmasi-onemlidir-baris-adina-olumlu-bir-gelismedir-/siyaset/siyasetyazardetay/03.07.2012/1561827/default.htm) barış umudunun yeşermesi, savaşın sona ermesi ve akan kanın durması için tespitler yapıyor, Zana’nın, “bu işi ancak Erdoğan çözer”  sözünü köşesine taşıyor. Aslında Cemal’in önceki yazılarında da barış için çabaladığını söylemek mümkün.

Ne var ki, Çözüm Süreci başladığı andan itibaren Cemal’in “barışçı” yaklaşımı bir anda değişiyor. Cemal, T24 adlı internet sitesinde 1 Ocak – 28 Nisan 2014 tarihleri arasında toplam 93 tane yazı yazmış. Bunlardan 51 tanesi “Tayyip Erdoğan” başlıklı yazı. Yani her iki yazıdan birisini Erdoğan’a atfen kaleme almış. Geriye kalan 42 yazı “Erdoğan” başlıklı olmasa bile içerik olarak “Erdoğan”a göndermelerle dolu yazılar.

Barış olana kadar, “barış neden olmalıdır”ı anlatmak için memleketi karış karış dolaşan, Ak Parti’yi “barış yapsın diye” sıkıştıran Cemal, barış olduğu an, “barış neden olmamalıdır”ı anlatmak için soluğu Kandil’de, Diyarbakır’da, Rojava’da aldı. Kürtlere, “Erdoğan’la barış olmaz”ı,  PKK’ye “Öcalan’la barış olmaz”ı Türklere de “Türklüğünüz elden gidiyor”u anlattı durdu.

Aşağıdaki satırlar “barış olduktan sonra” Hasan Cemal’in kaleme aldığı yazılardan:

“Kürtlerin kafasını karıştıran sorulardan biri şöyle: Batı’da, demokrasiydi, hukuktu, özgürlüklerdi takmayan bir Tayyip Erdoğan döneminde Kürtler Doğu’da özgürleşebilir mi? Fırat’ın Batısı’nda Erdoğan gittikçe otoriterleşirken, Fırat’ın Doğusu’nda Kürtlerin eşitlik ve özgürlük talepleri karşılanabilir mi?” Bu sorular, evet, kafa karıştırıyor.”  (04.03.2013-T24)

“Öcalan bu konuda acaba ne kadar iyimser? Bilemiyorum. Karşı karşıya gelsem, belki kendisine ilk sorum şu olurdu:‘Büyük barış’ı kuracak ‘tam ve radikal demokrasi’yiErdoğan inşa edebilir mi? Böyle bir iddiası var mı? Böyle bir iradeye sahip mi? Böyle bir demokrasi sicili var mı?” (22.03.2014 –T24)

“Çözüm süreci konusunda Başbakan Erdoğan pek bir şey değil, hiçbir şey yapmıyor. (Gültan Kışanak, BZ)” Evet, kılı kıpırdamıyor Erdoğan’ın. Neden? Çünkü, Erdoğan demokrasiden korkuyor. Çünkü, Erdoğan’ındemokrasi korkusu her geçen gün derinleşiyor.” (14.02.2014 – T24)

“Taraflar arasındaki güvensizlik duvarı öylesine yüksek ki, bazı somut adımların atıldığını görmeden silah bırakmak gerçekçi bir beklenti değil.” (20.11.2013 – T24)

Listeyi uzatmak mümkün. Zira Cemal’in yazdığı yazıların tamamı “barış neden olmamalı”  ve “Erdoğan’la barış olmaz” kurgusu üzerine inşa edilmiş. İlgililer Cemal’in yazılarının tamamını okuyup bu iddiamızın doğruluğu test edebilir.

Peki, Cemal’i ve diğer emekliliği geçmiş kır saçlı liberalleri bu noktaya getiren sebep nedir?

Sorunun cevabı basit. Çünkü, bizim liberaller(imiz), cumhuriyet aristokratlarının çocuklarıdır. O damardan beslenirler. Seküler bir aidiyetleri vardır. “Saraydan çıkmadan sarayın dışını yönetme” alışkanlıkları vardır.

Onlar için barıştan daha çok barışı yapan kişi önemlidir.  Akan kanın durmasından çok, akan kanın kimin tarafından durdurulduğu önemlidir.

Ağacın kesilmesinden çok, ağacın kimin tarafından kesildiğiönemlidir. Onlar fiile bakmazlar, failin kim olduğuyla ilgilenirler. Vicdanları fiile göre değil faile göre işler.

Eğer fail, “onlardan birisi değilse” kıllarını kıpırdatmazlar. Yapılan icraat dünyanın en iyi icraatı da olsa, bu icraatı itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaparlar. Bu tutumun kavramsal karşılığı “sınıfsal kibir/laik kibir” dir.

Şimdi, Erdoğan, ittihatçı devlet geleneğini, 99 yıllık inkar kültürünü yerle bir edecek bir taziye mesajı yayınladı.

Merak ediyorum. daha 4 ay önce, 25 Ocak 2014’te “Erdoğan’ın, demokrasiden koparken her alanı kendi kontrolü altına almak isteyen muhafazakâr milliyetçilik ve devletçiliği ya dadindar Kemalistliği gün geçtikçe belirginleşiyor. AK Parti’nin - ya da Tayyip Erdoğan’ın - 1915 ve Ermeni meselesi gündeme geldiğinde İttihatçı kesilmesi hiç kuşkusuz ilginç bir konudur” şeklinde bir yazı kaleme alan ve “hepimiz Ermeniyiz” diyen Hasan Cemal, Başbakan Erdoğan’ın 1915 olaylarıyla ilgili yayınladığı taziye mesajı sonrası “hepimiz Türküz” de der mi?

Hep birlikte göreceğiz.

@bayramzilan

MİLAT

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums