Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ortodoks ekonomi politikalarına ne kadar sabreder?

  • 17.12.2020 00:00

 "Piyasalar" mı miyop, ben mi çok karamsarım? Bir süredir kendime bu soruyu soruyorum. Borsa rekor üzerine rekor kırıyor, Türkiye'nin risk primi geriliyor, sıcak para ürkek adımlarla da olsa geri dönüyor. Neden? Piyasalara inanacak olursanız, "Çünkü Lütfi Elvan'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı'na, Naci Ağbal'ın Merkez Bankası başkanlığına atanmasıyla Türkiye Ortodoks ekonomi politikalarına geri döndü."

İktisat jargonunda genel kabul gören ekonomi politikalarına "Ortodoks politikalar" adı veriliyor. İktisat kitaplarında anlatılanlara uymayan, az sayıdaki ekonomistin savunduğu politikalara ise "Heterodoks politikalar".

Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savunduğu, faizin enflasyonun sonucu değil nedeni olduğu görüşü, heterodoks bir görüş. Faizi enflasyonun altına indirmek de heterodoks bir politika...

Berat Albayrak döneminde yapılan buydu. Merkez Bankası politika faizini bir yıldan kısa sürede yüzde 24'ten yüzde 8.25'e indirdi. Türkiye negatif (Enflasyonun altında) faiz veren bir ülke haline geldi. Ayşe Teyze, Ali Rıza Amca, bankadaki parasına verilen mevduat faizinin enflasyonun altında olduğunu görünce dolara, Euro'ya geçti. Bankalardaki döviz hesapları tarihte görülmemiş bir seviyeye çıktı. TL'nin itibarı kalmadı. Dolar 8.5 TL'ye dayandı...

Berat Albayrak bakanlıktan ayrılınca "heterodoks" politikalardan tornistan yapıldı. Naci Ağbal, Merkez Bankası'nın politika faizini 475 baz puan artırıp tekrar enflasyonun üzerine çıkardı. Bu arada bankaları daha fazla kredi vermeye zorlamak için getirilmiş olan "Aktif rasyosu" gibi uygulamalardan vazgeçildi. Döviz alım satımında bir günlük valör uygulaması (Aldığınız doların ertesi gün hesaba geçmesi) iptal edildi. Piyasalar, yaşanan değişimin adını "Türkiye Ortodoks politikalara geri döndü!" şeklinde koydu.

Üzerine bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söz verdiği "hukuk ve demokrasi reformları" hayata geçerse… İşte o zaman piyasalar için Şam'da kayısı!

"Piyasalar mı miyop, ben mi çok karamsarım?" derken işte bunu kastediyorum. Piyasanın daha önce defalarca olduğu gibi yine naifçe davrandığını, geleceği göremediğini düşünüyorum.

"Hukuk ve demokrasi reformları"nın, üç-beş vitrin hamlesiyle geçiştirileceğini, dağın fare doğuracağını düşündüğümü söylemeye gerek var mı? Turkeyanalyst sitesi için yazdığım "Albayrak'tan sonra Türkiye ekonomisi" başlıklı yazıda bunun sebeplerini anlattım.

Sadece hukuk ve demokrasi değil "Ortodoks ekonomi politikaları" konusunda da karamsarım. Nedenini açıklayayım.

Çünkü yüzde 26 işsizlikle (geniş anlamda) seçime gitmek AKP için intihar olur. İktidarın ekmek su gibi ekonomik büyümeye ihtiyacı var.

İyi de "Ortodoks ekonomi politikaları"yla bu nasıl olacak? Ortodoks politika demek yüksek faiz demek. Hangi şirket yüzde 24 faizle kredi alıp yatırım yapar Allah aşkına? Kamu bankalarının yüzde 0.65'le verdiği konut kredileri hafızalarda tazeyken kim bunun üç katı oranla borçlanıp ev alır? Faizler düşecek, krediler bollaşacak ki, insanlar ev alsın. İnsanlar ev alacak ki, inşaat şirketleri yeni projelere başlasın. İnşaat şirketleri yeni projelere başlayacak ki, işsizlik azalsın. İşsizlik azalacak ki, AKP'yi terk eden seçmen evine geri dönsün!

Araştırmalarla sabit: Krediler artınca ekonomi canlanıyor. İki kere iki dört, bu kadar net. Bunu son olarak Merkez Bankası uzmanları Hande Küçük Yeşil, Pınar Özlü, Çağlar Yüncüler'in birlikte kaleme aldıkları, "Türkiye'de banka kredilerinin dağılımı ve ekonomik aktivite" adlı akademik inceleme doğruladı.

Bu incelemeye göre Türkiye'de tüketici kredileri ile yatırımlar arasında çok yüksek bir korelasyon (0.63) var. Mesela konut kredilerinde yüzde 1'lik artış, ekonomik büyümeyi ilk çeyrekte (ilk üç ay) yüzde 0.22 artırıyor. Bir yıl sonra ekonomik büyümede birikimli artış yüzde 0.31'e dayanıyor.

Bu ne demek? İktidar için ekonomiyi canlandırmanın garantili bir yolu var demek: Kredileri artırmak.

Türkiye seçim sathı mailine girdiğinde, eğer ekonomi "Ortodoks" politikalarla canlanmamışsa Erdoğan sizce ne yapar? Ekonomi yönetimine, "Seçimi boş verin, iktisat kitaplarında ne yazıyorsa onu yapın!" mı der, yoksa Ortodoks politikaların bir kenara bırakılmasını, kredilerin artırılmasını, faizin düşürülmesini mi ister?

Tabii ki ikincisi. 2018 yılının Eylül ayında gerçekleşen 625 baz puanlık kallavi faiz artırımından sonra da böyle olduğunu, yerel seçimler arifesinde Merkez Bankası'ndan faiz indirimi talep edildiğini biliyoruz…

Lütfi Elvan ve Naci Ağbal'l esen bahar rüzgarı geçici. Kış geri gelecek. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums