TOBB, İSO, İTO üyelerinin işleri tıkırında! (Olmasa söylemezler miydi?)

  • 27.05.2019 00:00

 "Burjuva olmak, sadece fabrika, banka sahibi olmak, zengin olmak demek değildir. Aynı zamanda uygarlığa, aydınlığa, insan haklarına sahip çıkmak demektir. Batıda en azından elli altmış yıldır burjuvazinin geldiği aşama budur. Bizde ne yazık ki, henüz buralardan çok uzaktayız. Onun için herkes kendi durumuna bakıyor."

Mahfi Eğilmez, Türk burjuvazisinin demokrasi, insan hakları gibi konulardaki umursamazlığını bu sözlerle eleştirmişti.

Burjuvazi toplumu ilgilendiren meselelere neden bu kadar ilgisiz, devlet karşısında neden bu kadar pısırık ve korkak?

Bu aslında eski bir soru, geçmişte çokça tartışıldı, üzerine kitaplar yazıldı. Bu konudaki en önemli inceleme, Ayşe Buğra'nın 11. baskısına ulaşan klasikleşmiş eseri "Devlet ve İşadamları"dır. Buğra, bu kitapta Türkiye'de burjuvazinin Batı'daki benzerlerinden farklı olarak devlet karşısındaki ürkekliğini şöyle açıklar:

  • Çünkü servetlerini ve toplumsal konumlarını devlete borçludurlar.
  • Çünkü devlet, karşılaştıkları güçlüklerin en önemli kaynağıdır.
  • Çünkü devlet müdahalesi olmadan serbestçe işleyen bir piyasa mekanizmasının ekonomik başarısı kuşkuludur.

Ayşe Buğra, hayat hikâyelerini incelediği 8 Türk işadamından da (hepimizin bildiği) şu sonucu çıkarmıştır:

  • Devletle iyi ilişki kurmak çok önemlidir. 

Hâl böyleyken burjuvazinin Türkiye'de insan haklarından, demokrasiden yana tutum almamasına şaşırabilir miyiz?

Şaşırtıcı olan bu değil. Şaşırtıcı olan, burjuvazinin kendi çıkarlarını ilgilendiren konularda da tutum almaması, ezik, pısırık bir tavır sergilemesi.

Özel sektörün 200 milyar doların üzerinde dış borcu var. Dolar geçen yıl yüzde 30, bu yıl yaklaşık yüzde 15 arttı. Dolardaki her bir kuruşluk artış, özel sektörün sırtındaki yükü daha da ağırlaştırdı. Buna rağmen TÜSİAD dışında hiçbir iş kuruluşu ekonomiden şikayetçi değil. Demek ki, diye düşünüyor insan, TÜSİAD üyeleri dışındaki kuruluşlar, yani Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Anadolu'daki diğer odaların üyelerinin işleri tıkırında. Demek ki, kriz sadece TÜSİAD üyesi büyükleri vurdu, KOBİ'ler ve orta boy şirketler paçayı yırttı.

Böyle olmasa, krizden etkilenmiş olsalar, neler yaşadıklarını anlatmaz, ekonomi politikasıyla ilgili önerilerini dile getirmezler miydi? Oysa İTO, İSO ve TOBB başkanlarının ağızlarından aylardır bal damlıyor.

İTO Başkanı Şekip Avdagiç:

"Reform paketi ekonomi yönetiminin Türkiye'nin değişim ve dönüşüm sürecini, reformist bir akılla yönetmek istediğini açıkça ortaya koyuyor." (10 Nisan)

"Hükümetimizin piyasayı yakından takip etmesinden ve kritik tedbirler almasından memnuniyet duyuyoruz. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren bu düzenlemeler iç talebi artıracak. Seçimleri de geride bırakmış olacak Türkiye, daha canlı ve istikrarlı bir ekonomik aktiviteye ulaşacaktır." (21 Mart)

"Finansmanda ve teşvikte fırsatlar en üst düzeye çıktı. KOBİ'ler bunu kullanacak üretim vitesini yükseltecektir. Tüm bu adımların olumlu yansımalarını önümüzdeki dönemde net şekilde hissedeceğiz" (1 Mart)

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu:

"İstihdamdaki negatif gidişi durdurduk, artıya geçtik. Odalarımız ve borsalarımız yıl sonu için verdikleri hedefleri yakalamak için gayretle çalışıyor." (2 Nisan)

Hakkını yemeyelim, Rifat Hisarcıklıoğlu, zaman zaman Türkiye ekonomisinde bir takım sıkıntılar olduğuna değiniyor ama kabahatlinin bankalar olduğunu düşünüyor:

"Firmalarımızın yaşadığı sıkıntıların başında finansmana erişim ve yüksek faizler geliyor… Sizin yüksek faize karşı duruşunuz bize cesaret ve umut veriyor. Yine sizin başlattığınız finansman desteklerinin devam etmesini arzu ediyoruz." (2 Mayıs, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı toplantıda.)

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan:

 

"Son dönemde aldığımız bilgiler, alınan tedbir ve önlemlerin piyasalarda bir canlanma oluşturduğu şeklinde. Bazı çevrelerin abarttıkları ve speküle ettikleri kadar olumsuz netice düşünmüyorum. Bazı çevreler, özellikle dış çevreler 'Eğer bunu yaparsanız Türkiye'nin vergi geliri düşecek.' diyor ama piyasa gerçeklerinin uzağında birtakım açıklamalar bunlar." (13 Kasım)

"Biz sanayicilerin, 2019'u karamsar ve edilgen bir konumda karşılamak gibi bir lüksü olamaz. Bu tutum sanayicinin doğasına aykırıdır. Sanayici; uzun vadeli düşünen, geleceğe iyimser bakan, taşın altına elini koyarak risk alan, toplumun refahını, aş, iş üretmeyi kendisine öncelikli görev edinmiş bir ekonomik aktördür." (26 Aralık)

Türk burjuvazisinden demokrasiye, insan haklarına sahip çıkmasını beklemiyoruz. (Bekliyoruz da, Türkiye gerçeklerinin farkındayız, diyelim.) Ama kendi çıkarlarına sahip çıkmalarını beklemek, sanırım en doğal hakkımız. Zira evet, hepimiz aynı gemideyiz, onlar battığında biz de batacağız...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums