BİR GECE ANSIZIN BARIŞ GELİR Mİ?

  • 30.03.2018 00:00

 Son zamanlarda baş döndürücü hızla değişen siyasi olaylar, her kesimde farklı beklentiler oluşturuyor.

            Kimileri tavan yapmış milliyetçi duyguların etkisiyle neredeyse tüm bölgede operasyon yapan, savaşan bir ordu ve dünya lideri bir Türkiye özlemiyle yanıp tutuşuyor.

            Kimileri iktidar karşıtlığı üzerinden giderek bu operasyonların sonucunda AK Partinin yıpranması, bölünmesi ve iktidardan uzaklaştırılması beklentileriyle toptancı bir muhalefet anlayışını sürdürüyor.

            Ve hatta kimileri daha da ileri giderek, komşu ülkelerin toprak bütünlüğünü hiçe sayarak sınır ötesi hayaller kuruyor.

            Ama dikkat ederseniz tüm beklentiler savaş ve sonrasına yönelik.

            Cumhurbaşkanı dahil, tüm devlet yetkilileri “bir gece ansızın nereye girebileceklerine” yönelik mesajlar veriyorlar.

            Oysa biz biliyoruz ki; “ansızın” da olsa, planlanarak da olsa, yapılacak her operasyonun bir bedeli vardır.

            Yitirdiğimiz şehitler, aileleri, sevenleri bir yana, operasyonların ülke ekonomisinde yarattığı olumsuz etkiler, istikrasızlık, yatırımlardaki belirsizlikler, toplumda oluşan karamsar hava; hep birlikte ödemek zorunda olduğumuz bir bedel.

            Terör risk ve tehdidinin ortadan kaldırılması, sınır güvenliğinin sağlanması gibi gerekçelerle yapılıyor olsa da sonunda yapılan her şeyin mutlak bir bedeli var.

            Ancak her şeye karşın, muhalefet yapma adına iktidarla orduyu karşı karşıya getirmek, kaos ve siyasi kavgalardan yarar umanlara fırsat verecek tavır ve açıklamalardan kaçınmak gerekir diye düşünüyorum.

            Yıllardır umudunu yeşerttiğimiz, uğrunda mücadele verdiğimiz, baharı bekler gibi beklediğimiz barışın da bir gece ansızın geleceğini hayal etmek bile heyecanlandırıyor insanı.

            Her gün hava durumunu verir gibi açıklanan “etkisiz hale getirilmiş terörist” sayısı kadar eve de ateş düşüyor kuşkusuz.

            Kendince doğru bildiği bir dava uğruna bilerek, inanarak terör örgütüne katılan ya da değişik vaatlerle bu kavgaya dahil olan kişiler, doğal olarak sonucuna katlanmak durumunda.

            Ancak terörist de olsa, sonuçta onu da bir ana doğurdu, onun da bir ailesi, sevenleri, sevdiği vardır. Dile kolay yalnızca Zeytin dalı operasyonu sırasında 4 bine yakın aile bu acıyı yaşamak zorunda kaldı.

            Geçmişte denenen barış sürecini sabote eden karanlık güçler, bu günde uluslararası destekleriyle birlikte Türkiye de terörün devamı ve barışın ötelenmesi için her türlü tezgahı uygulamaktan geri durmuyorlar.

            Demokrasiden, özgürlükten, adalet ve hukuktan yana olan bizler de” bir gece ansızınbarış gelir mi?” diye beklemeyi sürdürüyoruz.

            Şunu da biliyoruz, barış; öyle siparişle, yalnızca hayalini kurmakla, istemekle elde edilemeyecek denli zor ve uzun soluklu mücadele gerektiren bir süreç.

            Bu süreçte bir yanıyla akıl, bir yanıyla vicdan, bir yanıyla sevgiyi, en önemlisi de özgürlük ve demokrasi özlemini harmanlayıp, barışa odaklanmak zorundayız.

            Yani, eğer savaş yapıyorsak da barışı hedeflemek, barış için savaşmak durumundayız.

            Amacı daha çok insan öldürmek, daha çok insanı yerinden yurdundan etmek, aç ve açıkta bırakmak olmamalı savaşın.

            Savaş, barışa yönelikse, insan hakları ve demokrasiyi, yani insanı, yani çocukları koruma amacıyla yapılıyorsa kabul edilebilir.

            Aksi halde savaş, bir insanlık suçudur.

            Hele de sivillere, çocuklara, savunmasız kadınlara zarar veriyorsa; toplu katliamlara yöneliyorsa, savaş; kabul edilemez.

            Toplumun huzur ve güvenliği, insan hakları, demokrasi için, barış için yapılan savaş toplum vicdanında karşılık bulur. Ama misket bombalarıyla çocukları, kimyasal silahlarla masum halkı hedef alan savaş, ancak kin ve düşmanlığı körükler.

            Bölgemizde sürdürülen askeri operasyonların, gerek ülkemizde, gerekse komşu ülkelerde ve tüm dünyada barışa giden yolları açmasını; ezilen, baskılanan, mağdur edilen halkların özgürce, kardeşçe, bir arada yaşayabilecekleri bir siyasal iklimin oluşmasını beklemek tüm barışseverlerin ortak dileğidir.

            Umarız en kısa süre içerisinde; yaşadığımız coğrafyada yükselen kara bulutlar dağılır, güneşli, güzel günlerle birlikte barış “bir gece ansızın gelir!”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums