- 9.02.2017 00:00
Antalya Kepez’de aracını keyfi olarak köpeklerin üzerine sürerek bir köpeğin ölümüne neden olan şahıs, ifadesinde bunları söyleyerek serbest kaldı.
Hukukçulara sorduğumda, “bu suçlara verilecek en yüksek cezanın bile tutuklanmaya gerek olmayan türden olduğu için hakimlerin yapabileceği başka şey yok” dediler.
Mevcut yasalar dikkate alındığında söylenecek bir şey yok.
Ruh hastası bir sapığın kınanmasından öte yapabileceğimiz bir şey kalmıyor.
Çünkü bu katil için “trafik güvenliğini tehlikeye sokmaktan” işlem yapılıyor.
Kamera kayıtları incelendiğinde de görülüyor ki; katil bilerek ve isteyerek aracını köpeklerin üzerine sürüyor ve ardından yalana başvurarak” köpeklerin aracına doğru koşarak geldiklerini” söylüyor.
Serbest kaldıktan sonra yaptığı açıklama kendini ele veriyor.
“İstenmeyen bir olaydı. Vicdan azabım bana yeter. Çoluk çocuğumun yüzüne bakamaz oldum. Ben pişmanım diyorum ama kimi inandırabilirim.”
Bu konuyla ilgili yasaların yetersizliğine ya da nasıl bir uygulama gerektirdiğine ilişkin fikir beyan edecek durumda değilim. Bu hukukçuların işi ve bence tartışılmalıdır.
Ancak içimizde gezen, toplum için tehlike arz eden canilerle ilgili herkes gibi benimde söyleyecek sözüm var.
Orada ölen köpek değil bir çocuk da olabilirdi. Çünkü bu tür sapıkların ne zaman, nerede, ne yapacağını bilmek mümkün değil.
Bir hayvanı kurtarmak için canını tehlikeye sokan insanların yanında keyfi olarak aracını köpeklerin üzerine sürebilen bu tür ahlaksız kişilerle aynı toplumda yaşıyoruz.
Şimdi içinizde kimileri bir avukat dostumun söylediği gibi” bırak köpekleri, suçsuz yere insanları hapiste tutan, gerekçesiz kararlarla insanları işlerinden, mesleklerinden atanlarıyaz!” diyordur, eminim.
Kuşkusuz o insanlar için de üzülüyor ve her fırsatta yaşanan bu tür haksız uygulamaları, mağduriyetleri dile getirmeye çalışıyoruz.
Mağdur insanlar için mücadele eden, onların sorunlarını gündeme taşıyan yürekli insanlar var elbet. Ama hayvanların dili yok ki, kendilerini savunsunlar.
Hele de ortalık yerde bu kadar çok insan kılıklı cani var iken!
7-8 yaşlarında iki Suriyeli kız çocuğunu kaçırarak cinsel tacizde bulunan iki sapıktan birinin söylediklerine bakar mısınız!” cinsel isteklerime hakimolamıyorum. Yaşı büyük bir kadını kaçırıp ilişkiye girmek zor olduğu için çocukları kaçırmaya karar verdim”
Demek oluyor ki; savunmasız kim olursa, risk ve tehdit altında.
Ancak ilginçtir, mağdur Suriyeli olunca haber manşetten düşüyor ve iç sayfalarda tek puntoluk bir haber haline geliyor.
Kendini bilmez bir ruh hastasının acımasızca aracını üzerine sürerek öldürdüğü köpeğe mi yanarsınız, toplum olarak nasıl bu hale geldiğimize mi?
Savunmasız iki masum Suriyeli küçük kızın uğradığı cinsel tacize mi yanarsınız, yoksa; bir taciz olayında bile ayrımcılık yapan zihniyete mi?
Tüm bu istenmeyen olaylara! mı yanarsınız, yoksa son günlerde insanları sokağa çıkamaz hale getiren kavurucu sıcaklarda mı yanarsınız?........
Vücudumuz bu nemli sıcaklarda yanıp kavruluyor ama inanın yüreğim bu istenmeyen olaylar! karşısında daha çok yanıyor.
Şu günlerde Bodrum da neredeyse her gün gelen artçı depremlerle sarsılıyoruz ancak, toplumdaki giderek artan bu şiddet eğilimi, önlenemez toplumsal travmalar inanın bizleri daha çok sarsıyor.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, siyasilerin gündemi meşgul eden anlamsız polemikleri, iktidarın ısrarla sürdürdüğü kararname şokları, internet fenomenlerinin klavye çılgınlıkları sonucu oluşan kısır tartışmalar ve her fırsatta kutuplaşmayı körükleyen nefret söylemleri toplumu daha çok geriyor, huzursuz ediyor.
Sıcakların daha da artacağını düşününce bu hiçbirimizin istemediği “istenmeyenolayların” artacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Her ne kadar hayvanları öldürmek için ilginç yöntemler bulan caniler olsa, sevmesini bilmediği yetmiyormuş gibi her cinayeti “severek öldürdüm” diye savunmaya kalkan hasta ruhlu, insan kılıklı katiller bulunsa da, siz yine de sıcaklardan uzak durmaya bakın.
Tüm bu istenmeyen olayları yapanlara inat, siz yine de kapınızın önüne hayvanlar için bir kap yiyecek ve de bir tas su bırakmayı unutmayın lütfen!
Yorum Yap