Uluslararası ilişkilerde dostluk olur mu?

  • 14.06.2017 00:00

 Tarihimiz boyunca hep yanlış kullandığımız kimi tespit ya da sözler vardır ki, bugün çok daha net biçimde yanlışlıkları ortaya çıkıyor.

Eski adıyla Sovyetler Birliği, şimdi ki adıyla Rusya; Karadeniz’den çıkıp açık denizlere açılmayı hedefleyen, bu nedenle de Anadolu topraklarında gözü olan bir ezeli düşmandı.

Üstelik de komünist rejimi tüm dünyaya yaymaya çalışan çok tehlikeli bir ülkeydi.

Öte yandan ABD; her dönemde bize destek olan, örnek almamız gereken ezeli ve ebedi dostumuz, müttefikimizdi.

Keza Almanya, bir Nato müttefiki ve 1. Dünya savaşında birlikte yenildiğimiz, kader birliği yaptığımız dost bir ülkeydi.

Daha beş yıl öncesine kadar Suriye ve onun lideri Beşar Esad, ortak bakanlar kurulu toplantısı yapacak kadar bize yakın, tarihi ve kültürel bağlarımız olan kardeş bir ülkeydi.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan Türk Cumhuriyetleri bizim ezeli ve ebedi dostlarımızdı, onlardan bize kötülük gelmesi düşünülemezdi bile.

En son olarak da Irak’ta özerk bir bölge olarak Irak Kürdistan Bölgesel yönetimi lideri Mesut Barzani, sanki bizden biriydi, kardeşimizdi, en kadim dostumuzdu.

Şimdi dönüp aynı ülkelere başka bir pencereden baktığımızda;

Düşürülen uçak öncesi en sıkı stratejik ortaklarımızdan ve ticaretimizin en hızlı geliştiği O,”her görüldüğü yerde başı ezilmeli” denen komünizmin dünyadaki lideri Lenin ve ülkesi Sovyetler Birliği Ulusal Kurtuluş Savaşında bize ilk ve neredeyse tek yardım eden ülke değilmiydi?

ülkelerden biri değimliydi?

Cumhuriyet tarihi boyunca bize dost görünüp, yüksek faizlerle borçlandırıp, kendisine bağımlı hale getirmeye çalışan ABD ve elli yıldır türlü bahanelerle kapısında bekleten AB kaç kez sırtımızdan hançerlemedi mi?

Bugün, bizim en önemli sorunumuz terör iken terör örgütlerine birlikte her türlü desteği veren ABD ve Rusya’nın hangisi bizim dostumuz, hangisi düşmanımız?

Dünyada destek bulduğu tek ülke olan ve daha düne kadar Türkiye pasaportuyla dolaşan Mesut Barzani şimdi bağımsızlık referandumu yapacağını ilan ederken bize mi danıştı?

Aslında bu örnekleri o kadar çok çoğaltabiliriz ki!

Bütün bunlar herkes tarafından bilinen gerçekler.

Kimileri için bilinmeyen ya da anlaşılmayan ise, uluslararası ilişkilerde geçerli olanın, dostluk ya da düşmanlık değil, çıkar ilişkilerinin olduğudur.

Bireyler arasında ebedi, kadim dostluklar kurulabilir, ancak ülkeler arasında ebedi dostluklar mümkün değildir.

Bugün karşılıklı ilişkilerimiz açısından bizimle dostane ilişkiler sürdüren bir ülke, yarın çıkarları uyuşmadığı zaman ilişkilerini bitirebilir ya da bize düşman da olabilir.

Aynı şekilde düne kadar sizinle düşmanca ilişkiler içerisinde olan bir ülke, bugün çıkarları örtüştüğü için en iyi dostunuz olabilir.

Yani sözün özü, uluslararası ilişkileri belirleyen karşılıklı çıkarlardır.

Bu durumu en iyi anlaması gerekenler de diyalektik düşünmesini beklediğimiz solcular, devrimcilerdir.

Ama ilginçtir, en çok da o kesimde kafa karışıklığı var.

“Kahrolsun Emperyalizm, Katil ABD defol”sloganı atan sanki onlar değilmiş gibi, çok sığ bir yaklaşımla salt AK Parti ya da Erdoğan karşıtlığı üzerinden Suriye de yapılan zulme ses çıkarmayıp, ABD nin doğal gazına göz koyduğu Katar’a ambargo koymasına alkış tutabiliyorlar.

Türkiye’nin bölgesel çatışmalardan uzak durmasını, küresel güç gösterilerinde taraf olmamasını istemek ayrı, ABD nin emperyalist amaçlarını bile bile mevcut iktidar destek veriyor diye Katar’a ABD saldırılarını savunmak ayrı.

Bir insan aynı zamanda hem solcu, hem milliyetçi olamayacağı gibi, hem anti-emperyalist, hem de küresel yayılmacılıktan yana olamaz.

Hele de devrimciyim diyen kişi, her koşulda savaşlara karşı barıştan yana olmak, halkların kardeşliğini savunmak zorundadır.

Önyargılarından arınamamış kimilerinin,”isterse ülke batsın, yeter ki Erdoğan gitsin, AKP yıkılsın” demelerini onların vizyonsuzluğuna verebiliriz ama bir devrimcinin bu tür önyargılarla konulara yaklaşmasını kabul edemeyiz.

İktidarda kim ya da hangi parti olursa olsun, bir devrimciye yakışan tavır, her koşulda barışı savunmak olmalıdır.

Unutmayalım ki, AK Parti de kalıcı değildir, Erdoğan’da.

Önemli olan her fırsatta sömürü düzenini devam ettiren, emeğe, emekçiye düşman bu sistemle mücadele etmektir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums