Kitlesini yok sayan kitle partileri

  • 16.09.2015 00:00

 Siyasi partiler, parlamenter sistemin vazgeçilmez unsurlarıdır ve anayasal sistem içerisinde ülkelerini yönetmek üzere iktidara talip olurlar.

İdeolojik partiler için olmasa da kitle partileri için en birincil hedef iktidar olmak, kendi program ve politikaları doğrultusunda ülkeyi yönetmektir.

Demokratik ülkelerde iktidara giden yol sandıktan geçer.

Sonuç olarak siyasi partileri iktidara taşıyacak olan güç, onun tüzük ve programını, sosyal ve ekonomik projelerini beğenip, ona oy verecek kitledir.

Durum böyle olunca da, siyasi partiler, özellikle de kitle partileri; kendi kitlesinin, örgütlerinin sosyal, ekonomik ve siyasal beklentilerini, yaşam tarzını ve hatta psikolojisini dikkate almak zorundadır.

Bu tespiti yaptıktan sonra, gelelim bizim ülkemizde iktidar mücadelesi veren kitle partilerine. Hangisi, kendi kitlesini dikkate alıyor?

Seçim dönemleri yaklaştığında göstermelik de olsa “halka dokunmak!” adına kimi zaman örgüt toplantılarında seçmenlerin görüş ve önerileri alınsa da, yalnızca o toplantının gündemidir ve bir daha konuşulmaz.

Bu konuyu biraz daha açacak olursak;

7 Haziran seçimlerinde kamuoyu, yani mecliste temsil hakkı kazanan dört partinin seçmenleri nasıl bir mesaj verdi?. Sandıktan nasıl bir irade çıktı?

Bu dört kitle partisinin kitlesi de; “Tek parti iktidarı yeter, AK Parti dışındaki partiler koalisyon hükümeti kurup, ülkeyi yönetsinler.” Demedi mi? 

Her parti yönetimi kendini haklı çıkaracak gerekçeler ileri sürse de, sonuç olarak halkın iradesi, yani kitle partilerinin kitleleri yok sayıldı, dikkate alınmadı.

Bu mevcut duruma ilişkin bir dolu akademik, siyasi analizler yapılabilir, dünya ve ülkemizin içinde bulunduğu küresel koşullara bağlanabilir.

Daha başka bir dolu korku senaryoları, emperyalist komplo teorileri ileri sürülebilir, yani halk iradesinin öyle pek de önemli olmadığı türünden aydın lafazanlığı yapılabilir.

İktidar partisine oy veren kitleyle, muhalefet partilerine oy veren kitleler arasında öyle çok büyük, uzlaşmaz çelişkiler, ideolojik farklılıklar olmasa da bu kitle partilerinin başındaki başkan ve adamları; suni ayrışmalar, anlamsız polemikler ve de sırtlarını dayadıkları hakim güçlerin talimatları doğrultusunda, kasıtlı çatışmalar oluşturarak bu güzel ülkeyi kan gölüne çevirmeyi becerdiler.

Toplumu kamplara bölüp, egemen güçlerin soygun ve sömürü düzenine uygun ortamın hazırlanmasını sağladılar.

Eğer öyle olmasaydı, her iki partiye oy veren kitlenin çok büyük bölümü istememesine rağmen; AK Parti-CHP koalisyonu kuracağız bahanesiyle iki aya yakın zaman toplumu oylamazlardı.

Eğer gerçekten bu iki parti koalisyon hükümeti kurabileceklerine inanıyorlarsa, seçim öncesi söylem ve eylemleriyle her iki parti arasındaki tüm köprüleri atmazlardı.

Neresinden baksanız samimiyetsizlik, iki yüzlülük kokan bu politik manevralarına 1 Kasım seçimleri sonrası da devam edeceklerdir, hiç kuşkunuz olmasın.

Öte yandan, ülkede terörün sonlanması, kalıcı bir barışın yerleşmesi için HDP ye oy veren kitlelere yönelik bu parti ne kadar samimi davrandı?

Kendisine oy veren kitleleri toplum içerisinde bu haklı tercihlerini savunamaz ya da yeni seçimde tercihini yeniden sorgular noktasına getirmeye HDP yöneticilerinin hakkı var mıdır?

Aynı keza, doğu ve güneydoğuda CHP ye oy vermeyi düşünen kitleleri, Kürt düşmanlığı içeren konuşma ve açıklamalarıyla zora sokan yine CHP nin kendisi değil midir?

AK Partiye gönülden bağlı kitlelerin, kendi çevresinde bile partisini savunmada zorlanmasında; AK Partili bakanların yolsuzluk iddialarının, Erdoğan’ın kibirli ve kimi zaman dünyaya meydan okuyan şişik egolarının rolünü yadsımak mümkün mü?

Siz hiçbir politikacının konuşmaları sırasında”  kendi kitlesinin toplum içerisinde yapacağı politik çalışmalarda sıkıntı yaratabilir” endişesini dikkate aldığına rastladınız mı?

Mevcut oylarının iktidar olmaya yetmediğini bilen bir parti yöneticisi, iktidarın yolunun kendi dışındaki kitlelerden oy almaktan geçtiği gibi basit bir siyaset kuralını nasıl yok sayar ya da dikkate almaz.

Tüm kamuoyu şirketlerinin yaptıkları anketlerde, seçmenlerin oy tercihlerinde sonuca etki yapacak bir değişikliğin olmayacağı görülüyor.

Şimdi siyasi partilerin, yarın seçim sonrasında yeniden koalisyon ihtimalini dikkate alarak bir diyalog ve uzlaşma politikası yürütmesi gerekmez mi?

Daha şimdiden kendi dışındakileri düşman gösteren bir siyaset tarzını benimser, tüm kampanyanı bunun üzerine kurarsanız, doğal olarak yarın birlikte koalisyon kurmayı bırak, görüşme yapacak yüzünüz olmaz.

Olursa da bu halk sizin yüzünüze tükürür.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums