Terör dağdan sahaya indi

  • 25.09.2013 00:00

 Beşiktaş’la Galatasaray arasında oynanan derbi maçının son dakikasında yaşanan olayları öyle sıradan tribün kavgası olarak geçiştiremeyiz.

Olayı önce sporumuzun içinde bulunduğu sıkıntılı durum ve statlarda yaşanan kavgalar boyutunda ele almak, daha sonra da bu durumdan siyaseten yararlanmak isteyenler üzerinden değerlendirmek gerekiyor.

Ülkemizde 5-10 yıl öncesine kadar kapalı salon sporlarında olayların daha az çıktığını, hatta hiç çıkmadığını söylemek mümkün. Ancak futbol maçlarında neredeyse olaysız haftanın geçmediğini de biliyoruz.

Son yıllarda kapalı salon oyunları diye bildiğimiz basketbol, voleybol, hentbol branşlarında gerek kulüp takımlarımızın gerek ulusal takımlarımızın başarılı olmaları sonucu ilgi artınca, bu salonlarda da olaylar yaşanmaya başladı.

Geçmişte bu durumu, salon sporlarının seyircilerinin, kendilerinin de geçmişte bu sporu yapan insanlardan oluştuğu için daha bilinçli, saha içi pozisyonları değerlendirebilen ve daha kültürlü kesimlerden oluşmasına bağlayabiliyorduk.

Öte yandan, hayatı boyunca ayağına top değmemiş insanlarında fanatik taraftar ve futbol seyircisi olmaları nedeniyle; oyun kurallarını dahi bilmeyen, kendi taraftarı olduğu takımın mutlak galip gelmesinden başka hiçbir düşüncesi olmayan seyircilerin, aksi durumlarda taşkınlık yaptıkları ve giderek bunu terörize ettiklerini de biliyoruz.

Ancak son günlerde, özellikle gezi olaylarından sonra oluşan iktidar karşıtlığını, hayatın her alanına taşımak isteyen muhaliflerin ne yazık, sporu da siyasete alet ettiklerini görüyoruz.

Bir yandan okulları bu amaca yönelik örgütlemeye çalışanlar, diğer yandan kalabalık kitlelerin bir araya geldiği ortam ve etkinlikleri kullanmaya gayret ediyorlar.

Toplumun en çok ilgi ve duyarlılık gösterdiği ve büyük çoğunluğu da başka hiçbir eğlencesi, sosyal yaşamı olmayan, tüm enerjisini tribünde boşaltmaya çalışan futbol seyircisi, onlar için bulunmaz bir kaynak durumunda.

Son olayları incelediğimizde ilginçtir, yaşanan olaylar herkes için aynı ama görüldüğü gibi öyle farklı değerlendirmeler, öylesine anlamsız ve değişik senaryolar ortaya atılıyor ki, işin içinden çıkmak mümkün değil.

Sanki geçmişte Kayseri-Sivas olaylarını yaşamadık, saha dışında dövülen, yaralanan, öldürülen taraftarlar olmadı! Taksim’in göbeğinde holiganların kavgasında ölen İngilizleri ne çabuk unuttuk.

Şimdi neyi tartışıyoruz?

Olayları Çarşı grubu mu tezgahladı, yoksa onlara alternatif olarak kurulan 1453 kartalları mı bu olayların sorumlusu tartışmalarının yanında öyle ilginç iddialar, komplo teorileri havada uçuşuyor ki, herkesin kafası karışık.

 

Asıl tehlikeli olan da, fanatik seyircilerden çok, durumdan vazife çıkararak olayı siyasi arenaya çekip, buradan prim toplamaya çalışanlar.

Son derbi maçını başından sonuna kadar ve dikkatli izleyen biri olarak; ne Melo’nun formasını tribünlere göstermesinin, ne hakem hatalarının yüzlerce seyircinin sahaya inmesinin gerçek nedeni olduğunu düşünmüyorum.

Maçın başından itibaren bir grup seyircinin olay çıkarmak, tribünleri kışkırtmak için özel çaba gösterdiği çok açık belli oluyordu.

İzleyenler görmüşlerdir, daha ilk yarıda, üstelik Beşiktaş önde oynarken bir seyirci Fatih Terim’e saldırmak istedi, yine bir kısım seyirci sahaya inmeye çalıştı.

Sonuç olarak, Melo formasını çıkarmasa da, hakem hataları olmasa da ve hatta Beşiktaş galip de gelse o sorumsuz grup mutlaka maç sonunda bir olay çıkaracaktı.

Buraya kadar olanı, dünyanın her yerinde olabilen, bizim ülkemizde de sıkça yaşanan futbol terörü diye adlandıracağımız olaylar.

Doğru olmayan, bu tür olayları fırsat bilip olayları siyasi malzeme olarak kullanmaya kalkmak.

Bir futbol maçında çıkan olayların gerek iktidar, gerekse muhalefet tarafından, işin sosyal, kültürel, psikolojik, toplumsal nedenleri araştırılmadan böylesine siyaseten istismar edilmesi dünyanın başka hiçbir ülkesinde yoktur.

Seyirci rekorunun kırıldığı bir müsabakada; gerekli önlemlerin alınmamış olması, güvenlik zafiyeti, hakem hataları ve benzer idari eksik ve hatalar olabilir.

Türkiye de seyirciler ilk defa sahaya girmediler.

Ben de gençliğimde Adana Demirspor’ un Altınordu’ya kendi sahasında yenilip küme düştüğü maçta sahaya girenlerin arasındaydım. Yıkılan kale direklerinden birinin üstüne basmıştım ve ayağıma çivi batmıştı.

Hiçbir haklı nedeni olmayan, anlık toplum psikolojisinin sonucu, kendimi sahanın içinde bulmuştum.

Amacım, derbi maçında yaşanan olayları küçümsemek, olağan göstermek hiç değil.

Hatta en kısa zamanda köklü tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum.

Ancak, bu tür olayları ve benzer toplumsal tepkileri kınamak, önlemek, engellemek yerine, bu durumdan siyasi rant elde etmeye çalışmanın; bu ülkeye ve sporumuza yapılacak en büyük kötülük olduğunu düşünüyorum.

Öyle görülüyor ki, yakında üniversitelerimizi de aynı amaçlar uğruna birer çatışma haline getirmek, öğrencilerin masum duygularından, heyecanlarından, gençlik enerjilerinden yararlanmak isteyenler, harekete geçmek için hazırda bekliyorlar.

Ülkesine karşı sorumluluk duyan herkesin bu oyunu bozmak için çaba göstermesi gerekir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums