BARIŞ İSTİYORSAK, BARIŞI KONUŞMALIYIZ!

  • 18.09.2013 00:00

 Barış, yalnızca istemekle oluşmayan, kavuşabilmek için çaba göstermek, mücadele etmek, gerekirse savaşmak gereken bir olgu.

Tüm bunları yanında ve daha da önemlisi, “barışı konuşmak gerek.”

Bırakın barışı, gündelik konuları bile önyargısız, karşımızdakini anlamaya çalışarak, tahakküm yerine, görüşlerimizi açıklayarak konuşmayı beceremeyen bir toplum haline geldik ne yazık!

Mevcut tüm ideolojik, politik, kişisel angajmanlarımızı bir kenara koyarak, kabul etmek zorunda olmadığımız gerçeğini de unutmadan, bir insanı sözünü kesmeden, sonuna kadar dinleyen kaç kişi var çevrenizde?

Öte yandan, barış istiyoruz diye, kendi yurttaşını bile acımasızca öldürebilen, zulmeden kişi ve yönetimlere karşı da tavırsız kalınmasını bekleyemeyiz kimseden.

Bugün gerek kendi ülkemizde, gerekse bölgemizde ve hatta dünyanın en uzak ülkelerinde insan hak ve özgürlüklerine yönelik tüm saldırı ve tehlikelere karşı oluşan tepkiler; barış konusunda giderek tüm dünyanın çok daha duyarlı hale geldiğini gösteriyor.

Uluslar arası toplumda barış konusunda insanlar böylesine sorumlu ve duyarlı davranıyor, olabildiğince savaş karşıtı tutum alıyor ve barış için mücadele ediyorken; ülkemizde barış kavramını farklı çevrelerde insanların çok farklı değerlendiriyor olmalarını anlamakta zorlanıyorum.

Günümüzde hala barışı, dost bildiğimiz insanlarla yapılan bir eylem gibi görenlere bir kez daha hatırlatmakta yarar var. “Barış, kişisel anlamda küsler arasında yapılır.İnsanların dost olduklarıyla barışması diye bir olay yoktur.” Kurumsal olarak baktığımızda da birbirleriyle sorunları olan, ya da bir amaç uğruna savaşmış toplum, devlet ya da örgütler; belli bir süre sonra birbirlerine üstünlük sağlayamadıkları noktada, uzlaşma ve sonunda barış yapma ihtiyacı duyarlar. Yani barış, daha çok düşmanlar arasında yapılır.

Bugün ülkemizde sürdürülen barış görüşmeleri de, yaklaşık otuz yıldır farklı yoğunlukta; kimi zaman bireysel terör şeklinde, kimi zaman toplu saldırılar biçimiyle savaşmak zorunda kaldığımız bir örgütle, PKK ile yapılmaktadır.

Dünyayı derinden etkileyen dünya savaşlarının sonunda da karşı tarafın milyonlarca askerini, masum insanını öldürmüş ülkeler, masa başında oturup barış ortamını yaratmışlardır.

Yaklaşık sekiz aydır silahların konuşmadığı, ölümlerin yaşanmadığı, cenazelerin olmadığı bir Türkiye de yaşıyor olmanın huzurunu ve sevincini yaşayamadık.

Gerek bölgemize yönelik uluslar arası kuruluşların uzun vadeli hesapları, gerekse iç politika da iktidar- muhalefet çatışmasının ideolojik ve projeler düzeyinde değil, birbirini alt etmek, diğerine üstün gelmek temelinde yapılıyor olması, oluşan bu barış ikliminin ne denli önemli ve değerli olduğu gerçeğini bile unutturdu.

Barış ortamının sağlanması, taraflar arasında ve muhataplarınca yapılacak görüşmelerle mümkün olabilir.

Görüşeceğiniz kişi ya da kurumların geçmişte yaptıkları, aldıkları pozisyon, ideolojik tutum ve duruşlarından yola çıkarak duygusal tavır almak, barışa yapılacak en büyük kötülüktür.

Kuşkusuz, çevremizdeki insanlarla, gruplarla ya da uluslarla barışık olmanın yolu, önce kendimizle barışık olmaktan geçiyor.

Aynaya bakıp, kendi görüntüsüyle kavga eden, egolarına hakim olamayan, kendisini dünyanın merkezine koyup, her şeyin kendi ekseninde dönmesini isteyenlerin barışa katkısı olmayacağı gibi, onlarla barışı konuşmakta pek mümkün olmuyor.

Dünyanın neresinde olursa olsun, gerçek anlamda barıştan yana olan, barış isteyen herkesin; önce kendisiyle ve çevresiyle barışık olması ve barış kavramını içselleştirmesi gerekiyor.

Ülkesine ve değerlerine karşı sorumluluk duyan herkesin; her fırsatta barışı istemesi ve barış konuşması; barış ikliminin oluşması ve birlikte barış içinde yaşayabilme koşullarının oluşması için, yaşamsal bir zorunluluktur.

Konuşma, dinleme özürlü bir toplum olarak bunun çok kolay olmadığı da bir gerçek.

Ancak ülkemizde ve bölgemizde yaşanan tüm olumsuzluklara, iktidarın otoriter tavırlarına, ikircimli tutumlarına ve dış politikadaki yanlış politikalarına, özgürlük ve hak arama mücadelesindeki haklı direnişlere gösterdiği tahammülsüzlüğe rağmen; barış için atılan her adıma, yapılacak her olumlu katkıya; kim tarafından yapılırsa yapılsın, destek olmak gerekiyor.

Çünkü barış; onurlu ve insanca bir yaşamın, eşit ve adil bir düzenin oluşmasının tek ve vazgeçilmez yöntemidir.

Barış olmadan demokrasi, demokrasi olmadan barışın olamayacağı gerçeğini unutmadan, her yerde, her ortamda, her durumda ve herkesle barışı konuşmaya, barış istemeye devam edeceğiz.

İnsanlığın kurtuluşu ve geleceğinin güvencesi barıştır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums