BARAJ NİYETİ VE ÇÖZÜM SAMİMİYETİ

  • 8.12.2014 00:00

 Seçim barajından kaynaklı hak mağduriyetinin Anayasa Mahkemesi dolayısı ile yeniden gündeme gelmesi, aslında hükümetin niyet ve samimiyetini de test etti.

Seçim barajını yeniden düzenleme taleplerine karşı hükümetin geliştirdiği tek argüman  “istikrar” iddiasıdır. Koalisyon mutlaka kötü, tek parti yönetimi mutlaka iyidir mantığı zaten başlı başına sorunludur. Bu mantığın somut uzantısı ise ülkede tek demokrasi dinamiği olarak kendisini görme saplantısıdır.

Ben iktidarda olursam ülkede istikrar ve demokrasi var, ben yoksam onlarda yok, yaklaşımı sonuç olarak ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmayı motive etmektedir. Dolayısı ile paradoks tam burada başlamaktadır. Demokrasi ve istikrar için, adaleti, katılımı ve temsili kolayca feda edebilen bu anlayıştır. Oysa demokrasi özü itibarı ile adalet ve katılımdır. Temsilde adalet yoksa demokrasi de yoktur.

Bu genel çerçeveden sonra gelelim çözüm süreci tartışmalarına. Çözüm sürecinin en kritik noktalarından birisi demokratikleşme ve dolayısı ile seçim sistemidir. Çözüme, Kürtlere özel ayrıcalıklar sağlayacağı korkusu ile karşı çıkanların kaygılarını giderecek en güçlü referans genel demokratikleşme konseptidir. Eğer hükümet, Kürtlere müzakereler yolu ile “taviz (!)” vermiş pozisyonuna düşmekten endişeleniyor ise, seçim barajı tartışmaları tarihi bir fırsat sunmaktadır.

Bu fırsatı barış için değerlendirmek yerine, “üst akıl operasyonu”, yani iktidarına yönelik komplo  ve meşhur darbe girişimlerinin bir parçası olarak görme eğilimi ile karşı karşıyayız. Diyelim ki hükümet çevreleri bu tespitlerinde haklılar. Bu durum, barajın arkasına saklanarak kendi akılsızlık ve ahlaksızlığını meşrulaştırma hakkını verebilir mi ?

Seçimle gelip seçimle gitmeyi göze almak tam da budur.

Tabi 2002 seçimlerinde neredeyse seçmenin yarısının “milli iradesinin” parlamentoda temsil edilmemesi karşılığında elde edilen iktidar ve istikrar, son derece öğreticidir.

Bu barajı biz koymadık ki biz kaldıralım savunması,  aslında haksız ve adaletsiz düzenlemenin faydalanıcısı olarak kalma niyetini yansıtmaktadır.

Niyet ve samimiyet sübjektif kavramlardır. Objektif tartışma ise “tutarlılık” kavramı üzerinden yapılmalıdır. Ölçülebilir kriterler üzerinden analiz yapabilmenin yolu ise uluslar arası standartlar ile karşılaştırma yapmaktan geçer.

Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Putin ziyaretinde bir kez daha sergilediği tavrı, karşılaştırmayı tarihle yapma yönündedir. Tek parti döneminin “açık oy gizli sayım” uygulamasının terk edilmiş olması, demokratik bir seçim sistemine sahip olmaya “yeter” koşul olarak görülmektedir.

En utanç verici olan ise seçim barajının ne kadar faydalı ve zorunlu olduğunu savunan “demokrat” yazar ve gazetecilerin halidir. İnsana, “pes artık” dedirtecek bu tablo, aslında Türkiye’nin içine düştüğü hali ve özel olarak iktidar-aydın ilişkisinin düştüğü düzeyi ortaya koymaktadır. Galiba seçim sonuçları ile kolayca değişmeyecek olan bu yalama yapmış ilişkidir.

Berkin Elvan’ın ailesinin Yavuz Bingöl için açtığı davanın “beş kuruşluk” olması, aslında her şeyi özetliyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums