1 Şubat 2014 Cumartesi günü Ankara’da HDP tarafından düzenlenecek olan panel aslında siyasetteki arayışın kapsamını anlamımıza da ışık tutacak. Syriza’danPYD’ye üzerinde yaşadığımız coğrafyanın yeni dinamiklerini doğru okumak, aslında yeni bir toplumsal muhalefet dinamiği inşa edebilmenin de kolaylaştırıcısı olacaktır. Radikal demokrasinin ne ölçüde toplumsal alternatif potansiyeli taşıdığını sadece soyut siyaset felsefesi tartışmalarından çıkarıp uygulama örnekleri üzerinden ele almalıyız.

Yunanistan’ın bir süredir içine girdiği ekonomik kriz, yeni toplumsal dinamiklerin inşasına zemin oluşturdu. Ekonomik krizlerin yabancı düşmanlığına, ırkçılığa yönelimi güçlendirdiği örneklerden farklı bir tablo ortaya çıktı. Syriza bu nedenle yakından izlenmeye değer bir gelişmeye imza attı.

Suriye’de farklı bir süreç yaşanıyor. Baas yönetimine karşı gelişen silahlı muhalefetin özellikle selefi dinamikleri büyük bir tedirginliğe yol açtı. PYD bu savaşta üçüncü bir taraf inşasına öncülük etti. Özerklik temelli kanton yönetimleri için hazırlanan sözleşme çoğulcu ve demokratik düzenlemeleri ile bölge yönetimlerine örnek oluşturacak nitelikte.

Böyle bir coğrafyada gerçek bir değişim süreci yaşanacaksa bunun sadece devletler arsı ilişkiler bağlamında değil belki daha çok toplumsal hareketler arası ilişkiler bağlamında tartışılması gerekiyor. Güçlü, kuşatıcı, etkin toplumsal hareketlerin siyaseti şekillendirme kapasitesi ,ürettikleri çözüm  kadar geliştirdikleri örgütlenme yöntemi ile de doğrudan ilişkilidir.

HDP taşıyıcısı olma iddiasına soyunduğu toplumsal talepleri siyaset sahnesinde nereye  kadar omuzlayabilecektir ? Aslında bu soru ile samimi bir yüzleşmenin gerçekleşmesi, geleceğe yönelik umutların da yeniden yeşermesini sağlayacaktır.

Bir süredir Kürt siyasetinin elde ettiği kazanımlara rağmen Türkiye’nin batısında güçlü bir radikal demokrasi seçeneğinin karşılık bulamamış olması ciddi bir güven bunalımını da beraberinde getirmiştir.

Gerçekçi, toplumsal  katılıma açık bir siyaset alternatifinin inşası, aslında tam da kriz dönemlerinde mümkündür. Türkiye’nin içine sürüklendiği iktidar içi kavga, bu açıdan bir yönü ile de bölgesel kırılmaların yansıması niteliğindedir.

Seçim atmosferinin yoğunluğuna rağmen yeni bir siyaset inşası için etrafımızda olup bitenden haberdar olmak kalıcı bir radikal demokrasi çabası açısından önemlidir. Alternatif siyasetin sadece program eksenli değil aynı zamanda örgütlenme modelleri ekseninde de ele alınması gerekiyor.

Ankara’da İMO salonunda düzenlenecek etkinlikte doğrudan söz konusu hareketlerin öncü kadrolarını dinleme imkanı bulacağız.