Nereye gidiyoruz,neyi tartışıyoruz?

  • 12.01.2014 00:00

 HSYK ile ilgili yeni düzenleme girişimleri, yaşadığımız gerilimin önemli unsurlarından birisi. Türkiye bu hesaplaşmayı izliyor. Başka konularda var ki tam tersine son derece hayati öneme sahip olduğu halde gündemde hak ettiği yeri  bulamıyor. Roboski ile ilgili askeri mahkemenin verdiği takipsizlik kararı bunlardan birisidir.


Böyle bir atmosferde güçlü ve etkin bir siyasal muhalefet dili inşa etmek mümkün ve zorunlu iken KCK Eşbaşkanı Besê Hozat’ın bir cümlesine takılıp buna kilitlenmek aslında içinde bulunduğumuz hali gayet net ifade ediyor.

Bir düşünceyi  doğru bulmamak, bir ifadeyi yerinde görmemek elbette olağandır ve hem düzeltme ve açıklama talebinde bulunulabilir hem acımasızca eleştirilebilir, daha dikkatli olunması uyarısı yapılabilir. Ama bunlarla bile yetinmeyip nefret suçu işlendiği iddiasında bulunmak hatta buradan hareketle Kürt siyasetini faşistlikle suçlamak başka niyetleri yansıtır.

Daha önce de Kürt siyasetçilerin sözlerini polemik konusu yapıp buradan bir linç kampanyası yürütme girişimleri oldu. Bu gün yapılan ilk olmadığı gibi muhtemelen son da olmayacaktır.

Başkalarının bu tartışmayı düşünsel bir çaba olarak sürdürmesini bile bir noktaya kadar kabul edelim. HDP yöneticilerinin bu sözler üzerinden sergiledikleri tavır alsında parti hukukunun ne kadar naif olduğunu ortaya koymaktadır. Farklı çevrelerin buluşması ile kurulmuş bir partide tüm kesimlerin birbirlerinin düşünce ve eylemlerini onaylaması beklenmez. Hele birbirinin yayın ya da eylemlerini tartışma konusu yapmaya başladıklarında iç tartışmaların tüketilip topluma dönük siyaset yapmanın da imkansızlaşacağı açıktır.

Azınlıklarla ilgili sorunlar dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de zor ve hassas, hatta kırılgan psikolojinin egemen olduğu konulardır. Azınlıklara yönelik egemen nefret söylemine düşmemek için elbette özen göstermek gerekir. Yaşanan acı dolu hatıralar imkansız hale getirse de serinkanlı değerlendirme yapmayı ve her türlü gerçekle yüzleşmeyi göze almalı, becerebilmeliyiz.

Paralel devlet tartışması nasıl azınlık lobileri ile kıyaslanamaz ise, ‘Ermeni lobisi’ ifadesi de, ‘Ermeni dölü’ söylemi ile kıyaslanamaz.

Başkasını özen ve dikkate davet ederken kendi ifadelerimizde de seçici olmalıyız.

Dünyada finans ve medya sektöründe etkili inanç grupları, etnik örgütlenmeler vardır. Bu gerçeğe dikkat çekmek istediğinizde sizi nefret suçu işlemekle suçlayan güçlü bir lobinin olduğunu da kolayca görüp test edebilirsiniz.

Eğer inancı, etnik kimliği ne olursa olsun tüm insanlığın özgürlüğünü, eşitliğini savunuyorsanız karşınızda sadece görünen devletleri değil görünmeyen güç odaklarını da bulursunuz. Bu örgütlenmelerin faturasını içinden çıktıkları halkların ezilenlerine kesmek elbette doğru değildir.

Türkiye’de de Ermeniler, Rumlar, Yahudiler büyük baskı ve zulme uğramışlardır. Buna karşı durmak, devletle kirli karanlık ilişkiler içine girmiş çıkar örgütlenmelerini görmezlikten gelmeyi gerektirmez.

http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=94566&haberBaslik=Nereye%20gidiyoruz,neyi%20tart%C4%B1%C5%9F%C4%B1yoruz?&action=haber_detay&module=nuce&authorName=Ayhan%20B%C4%B0LGEN&authorID=33

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums