Toplumsaldan siyasala HDP

  • 28.10.2013 00:00

 HDK ve HDP ile ilgili değerlendirmeleri paylaştığım üçüncü ve son yazıda, toplumsal alanla siyasal alan ilişkisinin ne anlam ifade ettiğini ele almaya çalışacağım. Türkiye siyasetinde temel sorun toplumsal alanla siyasal alan arasındaki ilişkide yapısal çelişkilerdir. Toplumsal alanın siyasal alanı belirlediği , toplumsal gerçekliklerin siyasal karar süreçlerini şekillendirdiği bir yönetim yapısı yerine, toplumun beklentilerinin iktidar siyaseti eliyle kontrol edildiği bir ortamda yaşıyoruz.

Aslında küresel ölçekte yaşanan temsili demokrasi krizi de tam bu çarpıklıktan besleniyor. Siyasal gücü elinde bulunduranların aynı zamanda savaş teknolojileri, enerji kaynakları ve nihayet ekonomik rantı yönetiyor olması toplumsal alanın edilgenleşmesini beraberinde getiriyor.

Toplumda en alttakilerin, dışlanan, ayrımcılığa uğrayanların çoğunluğu oluşturduğu ülkelerde azınlık diktatörlüklerinden söz edilir. Toplumun genel ekseriyeti sistemden rahatsız değil ve farklı kesimlerin uğradığı haksızlıkları önemseyen bir tutum içerisinde ise siyasetin öncelikli hedefi , bir zihin değişikliğini cesaretlendirecek dili geliştirmek olmalıdır. Bu nedenle yönetenlere itiraz ve muhalefet ederken beklenti psikolojisini pekiştirmekten kaçınmak son derece önemlidir ve ciddi bir dikkat gerektirir. Sivil toplum çalışmalarında normal karşılanabilecek söylemler, siyasal muhalefet çalışmalarında iktidarı güçlendirme işlevi görebilir.

Topluma hitap etmek ve onun hakları ve sorumluluklarını hatırlatan bir tarz geliştirmek son derece önemlidir. Bu tarz, iktidar içi kavgalardan medet uman değil kendi özgücünü esas alan ama elbette iktidar içi gerilim ve kırılmalardan da zarar görmemek için akılcı davranmayı gerektirir.

Topluma hitap edebilecek, onun güvenini tesis edebilecek bir dil geliştiremiyorsanız Napolyon’un savaşı kaybetme nedenini ararken aldığı ,“barut yok” cevabı gibi bir durumla karşı karşıyasınız demektir. Barut yoksa gerisini konuşmaya gerek yok demektir. Siyasette toplumsal güveni sağlayacak bir siyasal iletişim geliştiremiyorsanız diğer katılım sorunlarını tartışmak da ikinci aşamaya kalır.

Eğer dönemsel olarak yükselen ilgiyi örgütleyebiliyor, iç yapınızda istihdam edebiliyorsanız aşağıdan yukarıya bir genişleme olanağını da yakalayabilirsiniz. Bu mümkün olmadığında siyaset geleneksel rant aracına dönüşür ve toplumsal denetimden koparak iç yozlaşma, içe kapanma çıkmazına sürüklenir.

İdeolojik ve toplumsal kaygılar taşıyarak siyaset yapma iddiası taşıyanlar da bu gerçeklikten muaf değildir. Söyleminiz son derece toplumsal kaygılara dayansa bile, çalışma alışkanlıklarınız kişisel konum koruma refleksleri taşıyorsa, toplumun özveride bulunması ve sahiplenme duygusu içinde hareket etmesi beklenemez.

Kürt siyasetinde tüm handikaplara rağmen toplumun teveccühü,  ödenen bedeller ve genel mücadelenin sağladığı motivasyonla ilgilidir.

Türk sol ve sosyalist hareketlerinin altmışlı yetmişli yıllarda yaptığı özverili çalışmalar, toplumun mağdur kesimlerinde sisteme karşı öfkenin örgütlenmesinde öncülük rolünü kazandırmıştır. Ancak geçmişin  birikimi ile uzun süre siyaset yapmak mümkün değildir. Seksenli yıllarda yetişen muhafazakar kadroların ülke yönetiminde etkili olduğu,  doksanlı yılların kuşağının ise bambaşka paradigmalarla yetiştiği dikkate alınırsa, 1980 öncesinin hatırası üzerinden iletişim kurmak imkansızdır.

Deneyim paylaşma ve yol gösterici katkı sunmanın ötesine geçilebilmesi için, hem genç kuşakların içinde bulunduğu psikolojiyi anlamak, hem de bizzat gençlerin katılımı ile karar süreçlerinin şekillendirildiği çalışma ortamları kurmak gerekir.

Toplumsal  rahatsızlıklar ve yerel karşı çıkışlardan harmanlanarak ulusalı da aşan, küresele yönelebilen bir muhalefet söylemi  bugün de geliştirilebilir. Bu karşılıklı etkileşim  konusudur. Elbette sadece koro şefliği değil aynı zamanda yerele umut aşılama, topluma inanç ve heyecan taşıma işidir.

Türkiye’nin  geçmişten devraldığı kamplaşma siyasetini boşa çıkaracak bir analitik sentez, gerek kadrolarda gerek söylemde kendini hissettirmedikçe egemen siyaset güçleri karşısında mesafe almak kolay olmayacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums