DİKMEN MODELİ ÇÖZÜM

  • 16.03.2013 00:00

 Kentsel dönüşüm adına gerçekleştirilen gecekondu yıkım çalışmalarında Dikmen ilginç bir tabloyu ortaya çıkardı.

Daha insani koşullarda yaşamak nasıl bir haksa, şehrin arazisi üzerinden elde edilmek istenen ranta karşı durmak da bir hak hatta sorumluluktur.  

Kentsel dönüşüm  adına yapılmak istenenin faturasını  toplumun her kesiminden  gecekondu sakinleri yaşıyorlar. Sadece Ankara’da Mamak, Solfasol  ve Dikmen semtleri bunun çok açık örnekleri. Ankara  1970’li yıllar ve öncesinde aldığı göç itibarı ile Anadolu’nun farklı kültürel kimliklerini yansıtır. Şehrin kuzeyinde yer alan hava alanı yoluna  daha çok muhafazakar, Sünni nüfus yerleşmiş ve son yıllarda TOKİ eliyle yürütülen yapılanma dolayısı ile o bölgede on yıllardır yaşayan insanların imarlı arazileri neredeyse Çubuk barajına kaydırılmıştır.

Dikmen ise daha çok Alevi ve sol nüfusun yoğun yerleştiği bir bölgedir.

Dikmen’de kalan son gecekonduların yıkımında yaşanan görüntüler yazımızın asıl konusunu oluşturuyor. Yıkım işinin içinden çıkamayan belediye, konuyu taşeron firmaya havale etmiş ve başkentin göbeğinde bu nedenle tam bir meydan savaşı yaşanmıştır.

Ellerinde pompalı tüfeklerle yıkım için direnenleri geri püskürtmeye çalışan firma yetkililerine polis karakolundan müdahale edilmemiş olması da Türkiye’ye özgü bir serbest piyasa çözümü olsa gerek.

Ben bu görüntüleri izlediğimde sadece kentsel dönüşüm için yıkım işinin değil tüm zor işlerin özel şirketlere havale edilmesinin mantığını daha net hissettim. Neden artık dünyada özel güvenlik şirketlerinin savaş ekonomisi içinde önemli bir ağırlık oluşturmaya başladığını daha yakından görmüş oldum.

Bir taraftan baskıcı  hatta otoriter yüzü gün geçtikçe kendini hissettiren bir devlet profili, diğer yandan her konuyu ticari kar mantığı içinde ele almaya yatkın bir özel teşebbüs ruhu.

İnsanlık, bu utanç verici gidişe bir an önce müdahil olup engellemeyi  başaramazsa, hayatın her alanı denetim ve kontrol altına alınmakla kalmayacak, belki modernleşmenin bir gereği olarak, özel sektör, bürokratik devleti aratacak vahşiliği, kar hırsı ile topluma reva görmeye başlayacak.

Lafı daha fazla uzatmayalım. Oldu olacak ihtilaflı tüm konuları yavaş yavaş özel sektöre havale eden adımları tartışmaya başlayalım.

Kürt sorununun çözümü için müzakere yeteneği olan girişimler, ihale ile konuyu üstlensinler ikna edemediklerinde de özel savaşı “yap-işlet-devret”  modeli ile finans etsinler.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    15.05.2012 13:25

    son derece haklısınız.bu dönem bizlere iki uç nokta yarattırdı.1-Erdoğan ı tutup her yaptığını (hata bile olsa) kendisinden fazla yürekten savunanlar,2- sırf o dedi diye herşeye karşı olanlar,her sözünü linç edenler.ama Erdoğan ikisinide çok iyi kullanıyor doğrusu.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums