Devlet aklı ile iktidar hırsı arasında savaş

  • 3.12.2012 00:00

 Devlet aklı ile siyasal iktidar hırsı bazı dönemlerde karşı karşıya gelir. Ne devlet aklını yüceltmek ne de siyaseti peşin hükümle mahkum etmek doğru değildir. Nitekim bu iki unsurun genellikle örtüştüğü ve her gerilim sonrasında yeni bir uzlaşma içine girme ihtimali dikkate alınmalıdır.

 

Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışması ve dış politikada atılan kimi adımlar bu eksende değerlendirilmelidir.

 

Fezlekelerin genel kurul gündemine alınması karşısında Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Çiçek ve bu doğrultuda açıklama yapanlar ile Başbakan’ı destekleme misyonunu üstlenenler arsında söylemi aşan bir tutum farklılığı gelişirse şaşırmamak gerekir. Hangi tutumun Kürt sorununun çözümünde ne tür bir işlev üstleneceğini karşılaştırmalı olarak sorgulamalıyız.

 

Çözüm beklentisine cevap verme konusunda ikisinin de son derece geri kaldığı açıktır. Aradaki fark, çözümsüzlüğün nasıl yönetilmesi gerektiği noktasındadır. Milletvekillerinin tutuklu yargılanmasına fırsat verecek bir girişimin ortaya çıkaracağı tabloyu görüp görememek elbette önemlidir. Başbakan bu konuda kendisi gibi düşünenleri dinlemeyi tercih etmekte kararlı gözükmektedir. Aykırı söz ve itirazları ciddiye alınamaya değer görmeyen bu tercih ne gibi yeni hamleleri beraberinde getirebilir?

 

Bazılarına soğuk bir şaka gibi gelse de tutuklu vekiller konusunu bir ara seçimle çözme niyeti yabana atılır bir plan olarak görülmemelidir. Muhtemel bir anayasa paketini referanduma götürecek 330 milletvekili ihtiyacını bu şekilde karşılamak ise “bir taşla iki kuş vurma” hevesi olarak dikkate alınabilir.

 

Başkanlık konusu uğrunda her türlü kumarın oynanabileceği bir hedef olarak tanımlanmalıdır. Türkiye’nin bölgesel güç olması, ecdatlarının şanına yakışır hamleler yapması, Müslümanların özlenen şahlanışı, hatta insanlığın kurtuluşu, hep bu konuda kilitlenmiş algısı içerisinde iseniz bu kutsal amaca ulaşmanın araçlarının meşruiyetini de tartışmazsınız.

 

Ortadoğu’da uzun süreceği bilinen bir çatışmaya taraf olmanın bedelini bile göze aldıktan sonra Kürt sorununun lafı mı olur. Bölgedeki ulus devletler açısından “iki sorun bir olunca samanlığın seyran olacağını” fark eden devlet aklı, “terörle mücadeleyi tadında tutmak” eğiliminde iken, siyasal iktidar hırsı, bölgesel gelişmelerden karlı çıkmanın yolunun Kürt sorununda cesur milliyetçi adımlar atmaktan geçtiği inancını taşımaktadır.

 

Rejimini değiştiremeyen ülkelerin haritalarının değişeceği ihtimali karşısında, büyümenin yolunun Kürtlere diz çöktürmekten geçtiği kabulü ile hamle yapılması yadırganmamalıdır. İç düşmanını yenen iktidarları yeni dönemde kim tutabilir?

 

Türkiye’nin, Kürtlerin temsiline tahammül göstermemesi nedeni ile Suriye muhalefetinin ölü doğmasına sebep olan tercihi başka türlü izah edilebilir mi?

 

Devlet aklı ile iktidar hırsı arsındaki savaşın boyutlarını doğru anlamak için her iki tarafın “savaş” karşısındaki tutumunu sorgulamak gerekir.

 

Açlık grevlerinin bitiriliş sürecinde de şahit olduğumuz gibi, bazen siyasal iktidar, devlet aklına teslim oluyor, göz yumuyor diye düşünülse de, önümüzdeki günlerde tam tersi gelişmelere hazır olmalıyız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums