Yeni anayasa ve muhalefet partileri

  • 10.10.2011 00:00

 TBMM’nin açılmasından ve BDP milletvekillerinin gelip yemin etmesinden sonra anayasa çalışmaları hız kazanmaya başladı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na üye yollayacak olan muhalefet partileri şimdiden kıvırmaya ve göbek dansının özgün örneklerini sergilemeye başladılar.

Önce CHP’den başlayalım. Siyasi partilerin TBMM’de sahip oldukları sandalye sayısına göre değil de üç üye ile eşit olarak temsil edileceği Anayasa Uzlaşma Komisyonu hakkında CHP’nin anayasa allâmesi Süheyl Batum şunları söylemiş:

“Eşit temsilli insanlar da önerileri oybirliğiyle ya da dörtte üç çoğunlukla kabul ederler. O zaman toplumun anayasası olur. Yoksa ‘diğerleri hazırlayamıyor, Anayasa ve diğer komisyonlardaki adamlar bilgisizdir, o zaman çok bilen adam seçelim, bunlar hazırlıkları yapsınlar, ondan sonra istenilen çoğunlukla kabul edelim’ anlayışı yanlıştır” (Habertürk, 6 ekim).

Süheyl Batum’un derdi şu: Eğer CHP dışındaki partiler (AKP, MHP, BDP) bir maddenin yazımında anlaşırlarsa, bu anlaşmanın iki partinin mutabakatı ile değil, CHP dışındaki tüm partilerin mutabakatı ile kesinleşmesini istiyor. Tahmin edebileceğiniz gibi, örneğin vatandaşlık tanımı ile ilgili maddenin yazımında AKP, MHP ve BDP’nin uzlaşması pek mümkün değil. AKP ile BDP anlaşsa bile MHP muhalefet edecektir. Dolayısıyla, daha uzlaşma komisyonu toplanmadan önce karar sayısının dörtte üç olarak belirlenmesi istemek, aslında “karar çıkmasın” demektir! 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında 367 ucubesini savunmuş birinden başka ne beklenir ki? Aynı haberde Süheyl Batum, esas baklayı ağzından çıkarıyor:

“Türk toplumun en büyük sıkıntısı, bölünmüş bir yapı söz konusu. Birbirine güvenmeyen katmanlar var. İşçi işverene güvenmez, sağcı solcuya güvenmez, biz AKP’ye güvenmeyiz, AKP bize güvenmez. Ben AKP’nin hukukçularına güvenmem, AKP’nin hukukçuları bize güvenmez. Süreci çabuklaştırmak için yapılacak şey herkesin güveneceği bir anayasa yapım süreci oluşturulmasıdır. Sürece güvenirsen bu iş çok çabuk biter... Bizim sıkıntımız, birbirimize güvenmememiz.”

Peki, madem AKP’ye güvenmiyorsun, o zaman kendi anayasa önerini masaya koyarsın ve tartışmanın sınırlarını belirlersin, değil mi? En azından ne istediğin belli olur ve önerinin arkasında durursun! Aslında mesele o değil! Maalesef, CHP kendine bile güvenmiyor. O kadar hukukçu, hâkim ve avukatın bulunduğu bir parti yeni anayasa hakkında ortak bir görüş geliştiremiyor.

Çok merak ediyorum, yerel yönetimler (özerklik) ile ilgili madde tartışılırken Diyarbakır Barosu eski Başkanı Sezgin Tanrıkulu ile Emine Ülker Tarhan veya Süheyl Batum nasıl anlaşacaklar? Aslında anayasa yapım süreci CHP için bir mayın tarlası işlevi görebilir. Anayasa tartışmaları sırasında CHP grubu çatlayabilir. CHP’den istifa edecek on tane aklı başında milletvekili TBMM’de anahtar parti haline gelerek AKP’yi demokratikleşme konusunda adım atmaya zorlayarak tarihe geçebilir.

CHP’nin durumu böyle de BDP farklı mı? Her şeyden evvel, BDP Anayasa değişiklikleri konusunda “ayıplı” bir partidir! 12 Eylül referandumuna sunulan Anayasa değişiklikleri TBMM’de tartışılırken Meclis’ten kaçmış olmak gibi bir kara lekeyi hâlen alınlarında taşıyorlar. Onların “oynak” siyasi tavırları yüzünden parti kapatma ile ilgili madde de yeterli oyu alamamıştı. Nevruz sırasında BDP’nin anayasa önerilerinin yakında yazılı olarak ortaya çıkacağını söylemişlerdi. Bekliyoruz, ama hâlâ tık yok!

Kürt siyasi hareketi eğer bu kez de Kemalistlerin kuyruğuna takılıp “istemezük” havasına girerlerse, o zaman AKP için tek çare var: Erken seçime gitmek! Geçen hafta bir tartışma programında birlikte olduğumuz deneyimli gazeteci Avni Özgürel şunları söyledi:

“Anayasa meselesinde katkı sunmak BDP ve CHP’nin kendi meselesini çözme derdidir. Bu yeni anayasa AKP’nin derdini çözmekten ziyade bunların derdini çözecek. Bu katkıyı sunarlar, sunarlar. Sunmazlarsa AKP bunu zorlar, gerekirse Meclis’i feshederek erken seçime gider. Halka da der ki ‘Biz bu yetkiyi istedik, meseleyi de şu noktaya getirdik. Ama bunlar engelliyor.’ Ve seçmenden çok daha büyük bir darbe alabilir bu partiler.”

Başbakan Erdoğan böyle bir riski göze alabilir mi? Bence alır. Ve korkarım ki yine kazanır! Gölgesinden korkan, lafazanlığı muhalefet sanan, yaşadığımız ülke hakkında hiçbir iddiası ve vizyonu olmayan bir muhalefete karşı AKP girdiği seçimleri hep kazanacaktır. Acı, ama maalesef gerçek bu!


ayhanaktar@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums